Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Açık kapı”...“Açık fikir.”

“Açık kapı”...“Açık fikir.”

Meslektaşımız Yavuz Baydar'ın hazırlayıp sunduğu “Açık Kapı” adlı programdaki “kompozisyon” dikkat çekmiş. ATV'deki programa ilişkin “yorum” ve “tepki” bolluğu bunu göstermekte.
Baydar işi biliyor;
Vakit yazarı olarak bendenizi ve Cumhuriyet yazarı olarak Mümtaz Soysal'ı, hem de “Ergenekon terör örgütü soruşturması” ve “Obama'nın gelişi” ağırlıklı bir tartışma platformunda bir araya getirmek iyi fikir.
Bir de;
“Bush-Obama-lobi” işlerinin kompentanı Cengiz Çandar'ı ile “şeffaflık” ve “istikrar” kavramları etrafında yorum dolaştıran Star yazarı Prof. Beril Dedeoğlu'nu katarsınız.
ASAM'dan da “Öyle de olabilir böyle de” analizleriyle tanınan Şanlı Bahadır Koç da “ortamı rahatlatıcı” bir uzman olarak tabloda yerini alır.
¥
Bu kompozisyondan bazı okuyucularımız dikkat çekici sonuçlar çıkarmış.
Mesela;
MGK Birinci Hukuk Müşavirliği görevinde bulunduğunu ifade eden ismi mahfuz bir okuyucumuz;
“Yavuz Baydar'ı tebrik ediyorum” diyor.
“Tebrik” şunun için:
“Obama'nın gelişi, İsrail terörü, Ergenekon soruşturması, darbeler” gibi konularda gayet net bir tablo ortaya çıktı. Her katılımcının doğruları vardı. Ancak, bütün konularda doğruları ifade eden sadece ve sadece VAKİT'ti!..”
¥
Buna benzer çok sayıda değerlendirme var. Program oldukça geç saatte yayına girmesinden dolayı “özellikle” bu tür konulara yakın alâka duyanların ağırlıkta olduğu bir kesim tarafından seyrediliyor olmalı.
Gelen yorumlardaki “etiket” ağırlığı bunu göstermekte.
Elbette herkesin görüşü değerlidir, ancak farklı bakış açılarını takip ederek bir sonuç çıkartmaya, sürekli olarak okuyup araştırdıktan sonra bir hükme varmaya çalışanlardan gelen tespitlerin mutlaka ayrıcalığı olacaktır.
Okuyan ve araştıran “kesim”den gelen tepkiler;
Cumhuriyet yazarı Mümtaz Soysal'dan sadır olan “Ergenekon terör örgütü bir Amerikan operasyonudur, bunu gözaltına alınanların, tutuklananların Amerikan karşıtı olmalarından rahatlıkla çıkartıyoruz.”
Ya da;
“Seksen iki yaşındaki bir yazar gözaltına alınır mı?”
Ve dahi;
“Büyük resme baktığımız zaman operasyonlarda Amerikan parmağının olduğunu rahatlıkla görüyoruz” yollu yaklaşımların son derece “soyut”, “bilimsellikten uzak” ve de “sathî” bulunduğunu gösteriyor.
Biz de programda bunu ifade etmiştik zaten!
Neden bahsediyoruz Allah aşkına;
Cumhuriyet okuyucusu bile irkilecektir:
Sözde Alevilerin önde gelenlerini katledip, “mezhep çatışması” çıkartmayı planlayacak kadar “gözü” dönmüş bir anlayışla karşı karşıyayız!..
Danıştay'ı vurdular, Yargıtay'ı vurmaya hazırlanıyorlardı, miting alanlarında topladıkları bir “sürü” laikçiyi dahi gözlerini kırpmaksızın katledip,
“Şeriatçılar laikleri yaktı!” kampanyaları başlatacaklardı!
Başta Ankara olmak üzere yurdun dört bir yanına bomba, suikast silahı bilmem ne gömmekle neyi hedeflediler?
Ne yani;
“Cumhuriyet Bayramlarında, Zafer Bayramlarında patlatırız, eğlence olur” olsun diye mi gömdüler?
Komik!..
Efendim; “28 Şubat'tan bu yana uzattığımız hat” açıkça ortaya koyuyor ki; “Tel-Aviv'e bağlı” birimlerdir bahsettiğimiz.
“Üzüm salkımındaki taneler” gibi bir merkeze bağlı!..
Bütün bunlar ortadayken, Mümtaz “Hoca” ve diğer “yerli Pravda” temsilcilerinin “Ergenekon operasyonlarının hedefi bütün vatanseverleri yok etmektir” yollu yaklaşımına itibar edilebilir mi?
Vatanseverliğin yolu ETÖ'den mi geçiyor?
Hayır efendim, “Vatanını seviyorsan”
Hem ABD'ye ve İsrail'e karşı çıkacaksın hem “Ergenekon Terör Örgütü”ne!
Yetmez;
Darbelerin de tamamına, ayrım yapmaksızın tepki göstereceksin!..
İyi darbe yoktur, mazur görülebilecek darbe yoktur!..
Bütün darbeler “ihanet”tir!..
VAKİT'in bu tavrını; “Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınanların, tutuklananların hangisi” kabullenir?!.
Hemen ifade edeyim: Hiçbiri!..
Bu adamların bir kısmı ile röportaj yaptım, bir kısmı ile de özel sohbetim oldu.
Yazılarını okudum, konferanslarını izledim...
“Bütün darbeciler vatan hainidir”e benzeyen bir “tespit”e rastlamadım!
Hatta, Yavuz Baydar'ın programında yanımda oturan Manisalı “Hoca”yı bu noktadan zorladım da “Evet, bütün darbeler aynıdır. Ben 60'a da 80'e de aynı ölçüde karşıyım” yaklaşımını alamadım.
Bırakın bunu; “80” darbesini diğerlerinden ayırmaya ve diğer darbeleri “daha az zararlıymış” gibi sunmaya gayret etti!..
Ve dahası, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını şiddetle savunurken, “bürokrat dokunulmazlığını” hatta “gazeteci”, “sivil toplum örgütü yöneticisi” dokunulmazlığını savundu!..
Ne alâ: bir “terör örgütü” soruşturması yürütülürken, gazeteciler göz altına alınamayacak, ticaret odası başkanları alınamayacak, sendika yöneticileri, eski YÖK Başkanları, eski rektörler, eski hakim ve yargıçlar alınamayacak!..
Arkası güçlü olan meslek grubu “dokunulmazlık” talep edecek!..
Ayvayı yiyen de; işçi, köylü, gariban memur, öğrenci, işsiz filan olacak!..
Böyle dâvâ mı olur?
Bu sakat mantıkla hangi soruşturmayı selâmete ulaştırabilirsiniz ki?..
Siz bir yandan, “Efendim, bombalara filan elbette karşıyız!” diyeceksiniz; diğer yandan da ETÖ yargı sürecini üstlenmiş savcıları, hakimleri “Amerikan uşaklığı” ile suçlayacak “sanıkları” ise peşinen “aklayacak”sınız!..
Evet;
Gelen mesajlardan anlıyoruz ki, bütün bunları bu derece net bir bakış açısıyla ortaya koymamız, okuyan araştıran vatandaşlarımız tarafından “VAKİT farkı” olarak algılanmış.
Programın katılımcılarından Cengiz Çandar da “Ergenekon'a ilişkin” tespitlerinden dolayı desteklenirken;
ABD'deki “Yahudi lobisine” yönelik “infiali” “nötralize” etmeye çalıştığı yönündeki kanaatten dolayı tepki çekmiş.
Obama meselesine gelince;
Yeni ABD Başkanı'nın “Kudüs İsrail'in bölünmez başkenti olarak kalacak” hezeyanına ve Irak'taki işkenceleri destekleyen CIA'li John Brennan'ı “terör başdanışmanı” olarak atamasına dikkat çekmemiz, “yegane farklı tespit” olarak değerlendirilmiş izleyenler tarafından.
Bir kez daha şunu gördüm ki, “bağımsız” olanın “Adaleti ve edebe riayet”ten başka kaygı taşımayanın farkı hemen fark ediliyor.
VAKİT farkı!..
BİR NOT:
Programa, www.habervaktim.com ve www.atv.com internet adreslerinden ulaşabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi