Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Eş, iş, arkadaş seçimi üzerine

Eş, iş, arkadaş seçimi üzerine

Yazarlık hayatım boyunca “Keşke ben yazabilseydim” dediğim yazı sayısı çok azdır. Aşağıda onlardan ikisini bulacaksınız. Onları keşke ben yazsaydım.
Ama bırakın yazmayı, yazarını bile bilmiyorum maalesef. İnternetten posta kutuma düştü.
Sizinle de paylaşmak istiyorum.

Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı...
Annem, “Geç oldu” dedi, “Zaten yorgunum, ben yatıyorum.”
Kalktı, mutfağa gitti. Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı, kaldırdı...
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu...
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmıştı, üzerine ekledi...
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı...
Sabaha kadar çözülsün diye de, eti buzdolabının dondurucusundan alıp en alt rafına koydu...
Sabah kahvaltı masasını hazırlarken vakit kaybetmemek için, masanın üstündekileri topladı...
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine kaldırdı.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar kirlilerle doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı. Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti. Ardından çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazması gerektiğini hatırlamıştı: Tezkereyi yazdı...
Okul gezisi için para sayıp ayırdı. Sonra eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı, arkadaşına söz verdiği tarifi bir kâğıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına attı.
Sonra gitti yüzünü sildi, dişlerini fırçaladı. Tırnaklarına baktı. Törpüledi.
İçeriden “Sen yatmaya gitmemiş miydin” diye seslenen babama, “Şimdi gidiyorum” deyip kedinin su kabını doldurdu.
Kapıları, pencereleri kontrol etti, holdeki lâmbayı yaktı. Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuştu, lâmbasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, yere fırlattığı gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, “Haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın” dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı. Altı maddelik “âcil işler” listesine üç madde daha ekledi...
Kendi kendine “iyi geceler” diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir “Ben yatıyorum” dedi...
Ve gitti yattı.

İlerde bir gün arkanızı dönüp “keşke” demek istemiyorsanız, üç şeyi doğru seçmelisiniz:
1. Eşinizi doğru seçmelisiniz...
Doğru eş, beğendiğinizi sandığınız kişi olmayabilir. Fikirlerinizin uyuştuğu, hayat tarzınızın benzediği, espri anlayışınızın yakın olduğu, zor zamanlarında hep yanında olacağını bildiğiniz, dertlerinizi, sevinçlerinizi paylaşabileceğiniz, fikirlerine, olaylara bakış açısına güvendiğiniz, fikirlerinize saygı duyan, konuşmaktan sıkılmayacağınız, hayata küstüğünüz zaman sizi kabuğunuzdan çıkartıp eğlendirebilen, gözlerine baktığınızda söylemek istediğini anladığınız; aynı zamanda iyi bir arkadaş, fiziksel görünüşün dışında da sizi siz olduğunuz için sevebilecek ve bunu kaldırabilecek birini eş olarak seçmelisiniz.
“Dünya da böyle biri var mı?” diye sorabilirsiniz şimdi. Emin olun var.
Tabii ki sayıları çok değil... Hatta hayatta insanın karşısına ya bir, ya da iki kere çıkar... Önemli olan karşınıza çıktığında onu fark edebilmek...
2. İşinizi doğru seçmelisiniz...
Doğru iş rahat iş değildir...
Çok kazandıran iş de değildir...
Kariyer hiç değildir...
Klimalı büro ortamı değildir...
Doğru iş, yapmaktan zevk aldığınız iştir.
Sabahleyin kalktığınızda gitmekte üşenmediğiniz, bıkmadığınız iştir...
Bunların yanı sıra rahatlık, kariyer ve iyi ücret de olursa ne âlâ.
3. Arkadaşlarınızı doğru seçin...
Çok sayıda arkadaşınızın olması “iyi arkadaşlarınız” olduğu anlamına gelmez...
Unutmayın ki, güzel günlerdeki arkadaşlıklar geçicidir...
Mutluluklarınızın yanında acılarınızı da paylaşan, fikirlerine ihtiyaç duyduğunuz, her zaman yanınızda olmasını istediğiniz, maddî değil mânevi zenginlikleri olan tek bir arkadaş bile size çok şeyler kazandırabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi