ETÖ davası ve ayaklarla değil başla uğraşmak

ETÖ davası ve ayaklarla değil başla uğraşmak

Başbakan, Ergenekon davasında sonuna kadar gideceklerini söylüyor. Son günlerde davanın sulandırıldığına dair söylentiler böylece en yetkili ağız tarafından yalanlanmış oluyor.

Dava bu noktaya geldikten sonra geri çekilmek, teslim bayrağını çekmektir. Yılanı yaralı bırakmak, ülkeyi daha büyük bir kaosun içine atmak anlamına gelir. Onun için ne pahasına olursa olsun bu davanın bütün unsurlarıyla yargı önüne çıkarılması, yaptıklarının ödettirilmesi gerekiyor.

Daha önce dava ile ilgili kafaları karıştırmak için ciddi bir dezenformasyon yapılıyordu. Bu bilgi kirliliği içinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu tespit etmek son derece zordu. Son günlerde bu kampanyanın gevşediğini, hatta bazı Ergenekon zanlılarının iddiaları doğrulayan beyanlarına tanık oluyoruz. Önce emekli General Erdal Şenel, belgeleri gördükten sonra Ergenekon’un ciddi bir terör yapılanması olduğunu söyledi, ardından Erhan Göksel iddiaların yüzde yetmiş beşinin doğru olduğunu ifade etti.

Şenel ile Göksel herhangi iki kişi değil, bu davada soruşturma geçiren insanlar. İddianın muhataplarının bile savunamadığı bir davayı bundan böyle medyanın savunabilmesi çok zor. Zaten, Ergenekon medyası şu sıra kendi derdine düşmüş durumda. Aydın Doğan’a verilen cezanın şoku, Ergenekon’un avukatlığını ikinci plana düşürdü.

Ortaya çıkan bilgi ve belgelerden sonra artık kimse ETÖ’ye muhalif bir fikir kulübü muamelesi yapamaz. Zaten içlerinde dişe dokunur bir şey söyleyecek tek bir fikir adamı da yok. Erdal Şenel’de ele geçirilen ve karanlık savaş konsepti adını taşıyan bir CD çözümünde terörün desteklenmesinden bahsedildiği ayan beyan ortada. Bu durumda örgütün avukatlığını yapmak o kadar kolay değil. ETÖ’yü savunmak için bir gün PKK ile mücadeleyi, bir başka gün askerlerin itibarını gündeme getirmek de kimseye fayda getirmez. Ergenekon PKK ya karşı refleksif bir yapılanma değil, bilakis kendi hedefleri için onunla iş birliği yapan bir örgüt. Davanın safhaları ilerledikçe –sokak gösterilerinin- seyrekleşmesi, provakatif eylemlerin azalması, bunun en açık göstergesi. Sokağın azıcık temizlenmesi bile ortalığın yatışmasına yetti. Artık kimse laiklik elden gidiyor, Cumhuriyet yıkılıyor diye ortalığı velveleye vermiyor. Arada bir çıkan cılız seslere de kimse rağbet etmiyor.

Kalıcı bir huzur için Ergenekon’un dışarıda kalan unsurlarının da tesirsiz hale getirilmesi şart. Yarım çözüm hiçbir zaman çözüm değildir. Yarım kalan bir iş mutlaka yarın yeniden ayağınıza dolanır. Bu tip örgütlerin ruhunu bir numara, yani lider temsil eder. Lidere kadar gidilmediği müddetçe Ergenekon’un hayaleti içimizde dolaşmaya devam edecektir. Korkunun ecele faydası yok, maliyeti ne olursa olsun soruşturma sonuna kadar götürülmelidir. Yılanı etkisiz hale getirmenin yolu, kuyruğunu koparmak değil, başını ezmektir. ETÖ’nün kuyruğu koparıldı ama baş hala yerinde duruyor. Başbakan’ın ne kadar kararlı olduğu, bir numara yargı önüne çıkarıldığında anlaşılacak. Ayaklarla uğraşmaktan bıktık bize Ergenekon’un başı lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi