M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Kocatepe

Kocatepe

“Üniversitelere dikkat” başlıklı yazımız, pek çok öğrenci ve akademisyenden ilgi ve destek gördü. Meğer, üniversitelerimizden bazıları eğitim-öğretimle ilgilenmek yerine, hala başka meselelerle uğraşmaya devam ediyorlarmış!..

Yeni YÖK yönetimiyle birlikte oluşturulmaya çalışılan kısmi özgürlük ve psikolojik ortamın getirdiği huzur ve rahatlık, anlaşılan üniversitelerimizin tamamına henüz yansımış değil.

Bunda 28 Şubat özlemcisi Rektörlerin payı büyük!

Bunlar meselelere hala “ideolojik” pencereden bakıyorlar.

Emri altındaki personel bir tarafa, velinimetleri durumundaki öğrencilere bile nefes aldırmıyorlar.

Üniversiteleri “kışla” ve ”esir kampı” mantığıyla yürütmeyi sürdürüyorlar...

Bir önceki köşe yazımızla ilgili aldığım yürek yakan e-posta’lardan birisi de Afyon’dan geldi. İsmi bende mahfuz bir öğrencimiz, okuduğu Kocatepe Üniversitesi ile ilgili bakın neler diyor:

“...Rektörümüz okula atandıktan sonra okulda bulunan mescidimizi kapatmıştır... Şu anda koskoca özgür eğitim kurumu Afyon Kocatepe Üniversitesinde namaz kılacak ve ibadet edecek bir yerimiz yok ve bu durum tamamen Rektör kaynaklı bir sorun... Namazlarımızı sıraların üstünde her an yakalanma tedirginliğiyle kılmaya çalışıyoruz...”

Evet, ne yazık ki, Türkiye’de yaşanan bu ilkelliği, bu saçmalığı hala rafa kaldırabilmiş değiliz!

Öğrencilerin bedensel ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamak üniversitelerin asli görevi değil mi?

Kabarık bütçelerle yapılan fiziki mekanlar içinde onların her türlü sosyal talepleri karşılanırken, ibadethaneler niçin hiçe sayılıyor ki?

Lafa gelince “din, toplum için sosyal bir ihtiyaçtır” diye panellerde ahkam kesenler, sıra öğrencilere gelince neden bunu göz ardı ediyorlar?

Acaba bu kişiler, din’i sosyal bir ihtiyaç olarak mı görmüyorlar, yoksa öğrencileri toplumdan mı saymıyorlar?

Şöyle bir itiraz gelebilir: “Efendim, namaz kılmak isteyen camiye gitsin, engel olan mı var?”

İyi de, sen üniversite kampüsü içine cami yaptırdın da, giden mi olmadı?

Öğrenci 5 dakikalık bir namaz için, ders arası dışarıya çıkıp 50 dakika uzaklıktaki camiye nasıl gidip gelebilsin?

Beyler, aklınızı başınıza alın!

Şunu iyi bilin ki, bir kere namaz kılan gençleri, kıldıkları bu namazlarından asla vaz geçiremezsiniz.

Aksine, yaptığınız her baskı ve uyguladığınız her yasaklama, onların namaza daha çok sarılmalarına, dini yönden daha da bilinçlenmelerine sebep olacaktır!..

Gelin, onların namüsait şartlarda ibadet etmelerine sebebiyet vererek nefretlerini bari kazanmayın!

Öğrencileriniz sizi sevsinler!

Hayata atıldıklarında sizden hayırla bahsetsinler!

Söyleyin bundan iyi sermaye olur mu?

Örnek aldığınızı söylediğiniz çağdaş ülkelere bir bakın ve biraz “ar” damarınız varsa Allah’tan korkmuyorsanız bari kuldan utanın!

Kuldan da utanmıyorsanız, o zaman bu saçma sapan uygulamalarınızla çağdaş ülke üniversitelerinin yanında bizi rezil etmeye hakkınızın olmadığını bilin!

Kendinize başka yerlerde meşgale arayın ve lütfen bu makamları işgal etmeyin!...

Çünkü bu anlayışla bu ülkeye yakışmıyorsunuz!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi