Mehmet Talu

Mehmet Talu

Kadının kocası üzerindeki hakları, kocanın vazifeleri 2

Kadının kocası üzerindeki hakları, kocanın vazifeleri 2

Zaman zaman hanımıyla işlerinde istişare de etmelidir. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz Hudeybiye meselesiyle ilgili olarak Ümmü Seleme (R.Anha) validemiz ile istişare etmiş ve O'nun: "Sen kurbanını kes, baş traşını ol" tavsiyesini uygulamış; ashab peşinden gelmiştir. (İbn Hişam, Sîre, 3/332; Vâkidî, Meğâzî, 2/611; İbn Sa'd, Tabakât, 2/97; Ahmed b. Hanbel, Müsned 4/325; Belâzûrî, Ensâb, 1/350; Taberî, Tarih, 3/79 vd.) Ayrıca Hz. Şuayb (A.S.), kızının Hz. Musa (A.S.) ile ilgili tavsiyesine uymuştur.(Kasas sûresi: 26-27) Bilhassa sefere çıkarken, hacca-umreye giderken hanımını haberdar etmelidir.

Fakat erkek, hanımının cahilce hareketleri için, daima uyanık bulunmalıdır. Çünkü Hz. Âdem (A.S.), hanımı Havva anamızın daveti üzerine, yanlış iş işledi. Evde hâkim, amir, erkek olmalıdır. Kadın değil. Erkek, hanımının, günah olmayan kusurlarını görmezlikten gelmelidir. Günah iş ve sözden vazgeçmesini ve namaza, oruca ve gusül abdesti almaya devam etmesini tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat etmelidir. Kıymetli elbise ve ziynet eşyası alacağını vaat ederek ibadetleri yaptırmalı, günahlarını önlemelidir.

Bir erkek hanımına karşı her zaman, güzel huylu olmalı, ona karşı her zaman, yumuşak davranmalıdır. Eve gelince hanıma selam vermeli yani selamün aleyküm demeli ve nasılsın diye hatırını sormalıdır. Onu tenhada neşeli görünce, saçlarını tutup okşamalı, gülerek öpmeli ve sarılmalıdır. Tenhada üzüntülü görünce, onu çok sevdiğini, acıdığını söyleyip, halini sormalı, tatlı şeyler söylemelidir. Yapamayacağı şeyleri bile, söz vererek gönlünü almalıdır. Çünkü o, evinde kapalı, başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış olan dostu, dert ortağı, ekmek vericisi, kendini neşelendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi ve ihtiyaçlarını gidericisidir. Çocukları terbiyede; ona yardım etmelidir. Çünkü bebek, anasına gece-gündüz ağlayıp, hiç rahat vermez. Onu insafsızca üzen bir alacaklıdır. O halde, ona imdat edene, ALLAH Teâlâ yardım eder.

4- Karısının hırçın ve kasıtlı davranışlarına katlanmak, hanımını dövmemek, dünya işlerindeki kusuru için acı, sert söylememek. Çünkü kadınların kalpleri ince, nazik ve duyguları, akılları farklı olduğundan, birbirlerine haset edenleri çoktur. Bu bakımdan, bilhassa yeni evliler, uyanık olmalı, ana, kız kardeş ve başka kadınların, hanımını çekiştirmelerine aldanmamalı, böyle şeyler söylemesine fırsat vermemelidir. Böyle sözlere uyarak, hanımını incitmekten çok çekinmelidir.

Anası, kız kardeşleri için hanımının söylediklerine karşı da uyanık olmalı. Anaya eziyet olunmasına hiçbir suretle göz yummamalıdır. Anasına, kendisi, hanımı ve çocukları, her halükarda saygı göstermelidir. Ana-babaya, kayınvalide ve kayınpedere hürmet, hizmet edilmesi birinci vazife olmalıdır. Büyüklerin rızasını, duasını almağa çalışmalı, hayır dualarını büyük kazanç bilmelidir.

5- Hanımıyla her konuda uyuşmayı beklememek. Çünkü kadınlarla erkekler farklı yaratılıştadırlar. Bu sebeple çiftlerin birbirinden farklı yönleri ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklar elbette olacaktır. Bu sebeple hanımının huysuzluklarını yumuşak karşılamalı, vaki olan kusuru için dargın durmamalıdır. Hanımının ahlâkında bir değişiklik görürse, kabahati kendinde bulup, ben iyi olsaydım, o da böyle olmazdı, diye düşünmelidir.

Evliyadan birinin hanımı, huysuz idi. Buna hep sabreder, soranlara derdi ki, eğer onu boşarsam, ona sabredemeyen biri alır da, ikisinin birden felakete düşmelerinden korkarım. Büyükler buyurmuş ki, bir kimse ailesinin huysuzluğuna sabrederse, altı şey zayi olmaktan kurtulur: Çocuk dayaktan, tabak-bardak kırılmaktan, ahırdakiler dövülmekten, kedi öldürülmekten, misafir gücendirilmekten, elbise yırtılmaktan kurtulur.

Hanımı kızınca, erkek susmalıdır. Böylece kadın, pişman olup, özür dilemeye başlar. Çünkü o zayıftır. Susunca mağlup olur. Unutmamak gerekir ki kadınlar, eğri kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Tahammülleri erkeklerden azdır. Erkeğe emanet olunmuşlardır. Gülerek tatlılıkla geçinmek için alınmışlardır. Ebû Hureyre (R.A.)'den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Senin için yeknesak bir şekilde doğrulmaz. Ondan istifade etmek istersen kendisinde eğrilik olduğu halde istifade edersin; doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kadının kırılması boşanmasıdır."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi