M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Saylan yorumlarına cevaplar

Saylan yorumlarına cevaplar

“Türkan Saylan’ın Savaşları” başlıklı yazımızın hayli ilgi çekmesi ve tespitlerin okuyucular tarafından olumlu ve olumsuz yorumlarla paylaşılması, beni böyle bir cevabi yazı yazmaya sevk etti.

Aslında bir yazarın, yazısına yapılan yorumlara cevap vermesi pek alışılagelmiş bir durum değil! Ancak okuyucuların bir kısmı, yazara doğrudan soru yöneltiyorsa ve onlara ulaşmak da mümkün değilse aynı sütundan cevap vermek, yazarın okuyucusuna olan saygısının bir gereğidir diye düşünüyorum

Öncelikle yazı içeriğine katılıp bize iltifat eden okuyuculara teşekkür etmeliyim. Bir teşekkürüm de yazıyı okuyup olumsuz da olsa yorumlama nezaketini gösterenlere. Ama asıl teşekkürüm, yazara soru sorarak gerçeği araştırma ve sorgulama ihtiyacı duyanlara...

Şimdi gelelim cevaplara:Türkan Saylan’a “İyilik meleği denmesini cahiliye dönemine benzetmek, saptırmadır”diyen “kimtek”rumuzlu kardeşim, söyler misiniz acaba “melek” nitelemesi niçin hep kadın ve kızlar için kullanılır da erkekler için söylenmez. Evet bu bir cahiliye itikadıdır. Dinimizde meleklerin erkeklik ve dişilikleri yoktur. Diyorsunuz ki:”iyilik meleği denilmesinin sebebi onun melek olduğuna inanılması değil yaptığı işlerden dolayıdır.” Peki, onun yaptığı hangi iş, meleklerin işidir? Peygamberlere bile melek nitelemesi yapılmamışken diğer insanlara bu nitelemeyi yapmak, bilin ki Kur’an inancına aykırıdır. Yapılıyorsa yanlıştır, asla tevil edilmez. Doğruları söylemek “saptırma” mı oluyor?

“Kapı1950”,”ceyhuny” ve “muratkaras” rumuzlu okuyucularım başörtüsü ile türbanın ayrı ayrı şeyler olduğunu ve başörtüsüne değil de siyasallaşan türbana karşı olduklarını söyleyerek Türkan Saylan’ın bununla mücadele ettiğini iddia ediyorlar. Keşke sizlerin dediği gibi olsa! Ama siz de görüyor ve biliyorsunuz ki, “kamusal alan” denilen yerlere, hala ne türban girebiliyor ne de başörtüsü. Gerçekçi olalım, ilgili yönetmelik ve mahkeme kararları bu iki kıyafeti ayırıyor mu da, siz ayırıyorsunuz? Ayırıyorsa hani bunun maddesi ve uygulaması? Üstelik başörtüsü, türbana göre daha müslümanca bir kıyafet değil mi? Türban ise batıdan ithaldir. Şayet türban “siyasal simge” ise, acaba (parti rozetleri dahil) diğer siyasal simgelerden hangisi kamusal alanlarda yasaktır, söyler misiniz?

Sevgili “ceyhuny” siz merak etmeyin sizin gibi ben de din yobazına karşıyım ama aynı zamanda devrim yobazına , siyaset yobazına ve bilim yobazına da karşıyım.

“Müslümanız ama aynı zamanda laikiz” sözüne gelince, acaba bize (Kur’an’ın tanımıyla) sadece “müslüman olmak” yetmiyor mu? Bir insan, hem dini hem lâdini olabilir mi? Devletler laik olabilir, vatandaşlar değil!.Laik müslüman, sağcı müslüman, solcu müslüman, milliyetçi müslüman, ülkücü müslüman, akıncı müslüman, tarikatçı müslüman, radikal müslüman, demokrat müslüman, liberal müslüman vs... gibi sıfatlar, müslümanları bölmek için atılmış nifak tohumlarıdır. Müslüman’ın başka sıfata ihtiyacı yoktur ve bu ünvanı yüce Allah Kur’an’da vermiştir.

“1071”rumuzlu okurumuz:” O (Türkan Saylan) ve onun gibi laik / müslüman kişiler olmasa sizin hedeflediğiniz (FTÖ) Amerikada yaşıyor ya akıl hocanızın kurduğu (gizli ve sinsi ) terör örgütü ile bu ülkede son yıllarda yapılan haksız ve ABD yanlısı operasyonları bu millet unutmayacaktır. Arşivdesiniz!!!” buyurmuş. Sevgili okuyucum şunu bil ki, bizim için Rabbimizin tuttuğu arşiv esastır, Sorumlu tutulduğumuz yaştan beri onun arşivinde fişleniyoruz zaten!.Başka arşivler bizi etkilemez.. (FTÖ) dediğiniz kişi kim ise bilmiyorum ama ben Allah ve Rasulü’nün yolu dışında hiç kimseye aklımı vermiş değilim. Hamdolsun kirli ve karanlık ilişkiler içinde hiç olmadım, olmam da. Sinsi ve gizli örgütlerin sizden daha fazla ben düşmanıyım.

“Myprefer” rumuzlu arkadaşımıza gereken cevabı okuyucularım verdiği için ben sözü zaid görüyorum ve kendisini bilmedikleri şeyleri söylememeye ve zan’dan kaçınmaya davet ediyorum..

“turkuaz605” rumuzlu kardeşim, insaf et, yazımızın hangi yerinde o kişi hakkında “cehennemliktir” hükmünü vermişiz ki?! Biz insanları ancak Allah’ın Kur’an’daki tarifleriyle tanımlayabiliriz. Mümini iman alametleriyle, kafiri küfür alametleriyle, münafık’ı da nifak alametleriyle tanırız. Bu tariflerin hepsi Kur’an’da sayılmıştır. Yoksa insanların kalplerini kimse bilemez, iman ve amellerini değerlendirecek olan da yalnızca yüce Allah’tır. Şu da bilinmeli ki, yapılan iyilikler, ancak imanla değer bulur. Aksi halde küfür ve nifak ehli de iyilik yapıyor, insanlığa hizmet ettiklerini söylüyorlar..

“murat göcen”in bugünkü halimizden şikayet etmesine ve Osmanlı ahlakını özlemiş olmasına ben de katılıyorum. Ancak karamsar olmamak ve toplumu ıslah etmek için çalışmak lazım.

“Emre777” rumuzlu okuyucum ise, ”bugün gelişmiş bir İslam ülkesi var mı?” diye soruyor ve Saylan’ın bu müslüman ülkelere benzememesi için savaştığını söylüyor. Acaba İslam dünyasının geri kalmasının sebebi, onların İslam’ı yaşamaları mı, yoksa Kur’an’dan uzak taklidi bir hayat sürüp yöneticilerinin ülkelerini batılılara peşkeş çekmeleri mi? Biz bugün zillet ve meskenet içindeysek, Kur’an’dan yüz çevirdiğimiz içindir. Ama dün böyle değildik. Şanlı tarihimize bakarsanız, ne muhteşem medeniyetler kurduğumuzu göreceksiniz. Kabahat İslam’da değil, dinini yaşamayan müslümanlardadır,!

Şayet İslam ülkelerini kalkındırmak ve müslümanları eğitip yüceltmek itiyorsak, bununla ilgili ciddi çalışmalar yapmak ve bu çalışmalara destek vermek gerekiyor. Hangi kişi ve kurumların buna engel olduklarını ise takdirlerinize bırakıyorum.

Yanlış anlamaktan, anlatmaktan ve anlaşılmaktan yüce Allah’a sığınırım. Zira dönüşümüz O’nadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi