Hüseyin Altınalan

Hüseyin Altınalan

“Mezhep sormak haramdır!”

“Mezhep sormak haramdır!”

İran'da 30 kişinin öldüğü, 124 kişinin yaralandığı alçakça saldırı ve ardından bombacıların jet hızıyla idamına ilişkin Doğan grubu medyasında yer alan yorumlara verilecek en güzel cevaptı belki de Tahran'da duyduğum bu söz.

Aslında bir sözden öte önemli bir uyarıydı.

Şüphesiz o uyarı dikkate alınsa, hegemonik güçlerin, dünyayı cehenneme sürükleyen, İslam'ı ve Müslümanları düşman ilan eden zihniyetin hesapları altüst olur. Planlarının çoğunluğu zora girerdi...

Sözünü ettiğim uyarıyı duyduğum olay şöyle gelişmişti:

Kaldığım otelin lobisinde İranlı bir akademisyeni beklerken bir kişi selam vererek yan koltuğa oturdu.

Türkiye'den gelen bir gazeteci olduğumu öğrendiğinde daha da ilgi gösterdi.

Ülkemize karşı büyük bir sevgi duyduğunu belirterek bana Türkiye'de yaşanan gelişmelere ilişkin bazı sorular yöneltti.

Adı Ali Rıza idi.

Yanlış anlamadıysam bozuk Arapçasıyla İran'ın güney şehirlerinden Abadan'da büyük bir petrol kurumunda genel müdür yardımcısı olduğunu söyledi.

Bölgede yaşanan gelişmeleri karşılıklı bir biçimde yorumluyorduk.

Kısa bir değerlendirmenin ardından İran'da hangi şehirlere gittiğimi sordu.

Gördüğüm şehirler arasında, Şii Müslümanların özel önem verdiği, İmam Rıza'nın türbesinin bulunduğu Meşhed kentinin de bulunduğu bazı kentleri saydım.

Bunun üzerine heyecanla "Şii misin yoksa Sünni mi?" diye sordu.

Zannedersem Şii olduğumu düşünüyordu.

Tam o sırada doçent Hasan hoca, sohbete müdahale etti.

Henüz koltuğa oturmamıştı, bile...

"Bu nasıl bir soru böyle! Bu dönemde, hangi mezheptensin diye sormak haramdır" dedi, hafif sert bir tonda.

Ortam bir anda buz keser gibi oldu.

"Hüseyin beyin adını öğrendiniz değil mi?" diye sordu, mükemmel Arapçasıyla...

Başıyla onaylayarak "evet" cevabını verdi, Ali Rıza bey.

Doç. Dr. Hasan (yanılmıyorsam soyadı Goli) devam ederek , "İsminden de anlaşılacağı üzere Hüseyin bey Müslüman. Dolayısıyla ona böyle bir soru sormak en azından abestir. Fakat bence, hele de günümüzde Şii ya da Sünni kelimelerinden söz etmek haramdır. Bu iki kelimeyi ağzımıza almamalıyız. Bu kelimeleri kullanmak, İslam düşmanlarına fırsat vermekten başka bir şey değildir. Onların aramıza nifak tohumu eklemelerine aracı olmaktır."

Uyarıları sırasında da Sünni ve Şii kelimesini kullanmaktan özenle kaçtığı belli oluyordu.

Sert ifadesinden dolayı "kırdıysam özür dilerim" tarzında kelimeler döküldü dudaklarından.

"Hepimizin dikkatli olması gereken bir konu olduğu için biraz fazla hassasiyet gösterdim galiba" diyerek de Ali Rıza beyin gönlünü almaya çalıştı.

İzahlar ortamı yumuşattı...

Ali Rıza bey de bu iki kelimeyi kullanmanın sakıncalarını açıklayınca Hasan hocaya hak verdi.

Uyarısı dolayısıyla da teşekkür etti.

Camiye yapılan bu korkunç saldırıyı öğrendiğimde Hasan hocaya bir kez daha hak verdim.

Sizce de Hasan hoca haklı değil mi?

KATLİAMIN YANSIMALARINA İLİŞKİN BİR KAÇ NOT:

- İran, söz konusu cami cinayetini gerçekleştiren teröristlerin ABD yönetimi tarafından desteklendiğini belirterek, Amerika'yı timsah gözyaşı dökmekle suçladı.

- Başka zaman " geç gelen adalet adalet değildir" diyerek dünyayı ayağa kaldıran Doğan Medya grubu, suçüstü yakalanan bombacıların kısa süre içerisinde idam edilmesini, "Perşembe bomba, cumartesi idam!" şeklinde eleştirel bir başlıkla eleştirdi.

- Yine aynı medya grubu, teröristlerin, eylemi gerçekleştirdikleri yönündeki itirafın üzerinde durmadı.

- Söz konusu bombacıların idam edildiğine ilişkin haberlere yapılan okur yorumlarında "idamların infazı" neredeyse tüm okurlarca övüldü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Altınalan Arşivi