Hüseyin Altınalan

Hüseyin Altınalan

İsrail efsanesi çöktü

İsrail efsanesi çöktü

Son yıllarda dünyada ve çevremizde yaşanan gelişmeler, Türkiye kamuoyunun bir asra yakın bir zamandan bu yana çeşitli çevreler tarafından yanlış yönlendirildiğini, yalan bilgilerle donatıldığını gösterdi.

Kimlerin insanlığın ya da ülkemizin düşmanı, kimlerin hain, kimlerin yalancı, kimlerin hak hukuk tanımadığı, kimlerin özgürlükçü, kimlerin cani, kimlerin işbirlikçi, kimlerin provokatör olduğu, kimlerin kamuoyunu manipüle ettiği tartışma götürmez bir biçimde ortaya çıktı.

Yanı sıra, herkese neredeyse doğar doğmaz öğretile gelen, deyim haline dönüştürülen ifadelerin kocaman bir yalandan ibaret olduğu görüldü.

Mesela bugüne kadar bizlere, " Ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın yüzü" denilerek, "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok!" diye öğretilmişti...

Peki şimdi ne oldu?

O söylemlerin maksatlı bir kampanya olduğu kanıtlandı.

Maalesef, bize bu sözleri öğretenlerin iktidar olduğu dönemlerde Arap ülkeleriyle karşılıklı olarak birbirimizin kuyusunu kazdık.

Ve yine karşılıklı olarak birbirimizin düşmanlarını besledik.

Bizler, Arapların bağımsızlık savaşlarında İngilizlere, Fransızlara ya da İsrail'e gizli destek verdik.

Onlar da bizi içerden çökertmeye çalışan PKK gibi terör örgütlerine destek verdiler.

Hatta bu yüzden Suriye ile savaşın eşiğine bile geldik.

Ama son dönemde uzatılan zeytin dallarıyla her şey tersine döndü...

Türkiye ve Suriye adeta stratejik müttefik haline dönüştü.

Öyle ki iki ülke orduları ortak tatbikat yapacak düzeye geldi. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Sarkozy'nin arabuluculuk önerisini reddederek adres olarak Türkiye'yi gösterdi. Ülkemize duyduğu güveni ortaya koydu...

Lübnan Başbakanı Said Hariri ise Türkiye ziyaretinde, çok önemli dostluk mesajları verdi. Mesajların gereği de yerine getirildi. Önemli ticari anlaşmalar imzalandı. Anlaşmalar vizelerin kaldırılmasıyla taçlandırıldı.

Kıbrıs savaşı esnasında ABD, parasını ödediğimiz silahları vermezken ve katı bir ambargo uygularken, kara gün dostu olduğunu gösteren Libya, Türkiye'ye her türlü fedakârlığı yaptı.

O dönemde Kaddafi liderliğindeki Libya'nın aldığı üç önemli karar halkımıza unutturuldu.

Unutturulan o kararlar şunlardı?

* Libya ordusu, Türk Genelkurmayı'nın emrindedir.

* Türkiye, karaborsadan alacağı silahları bize fatura edebilir.

* Türkiye'ye dilediği kadar ham petrolü yığabiliriz.

Ancak kardeşin kardeşe yapacağı bu fedakârlık ve vefakârlık örneği unutturuldu. Ve "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" şeklindeki o slogan eşliğinde Libya ile aramıza buz dağları konuldu...

Ama bugün Libya ile de vizeler kaldırıldı.

Milyarlarca dolarlık ihalelerde ilk tercihin Türk firmalar olacağı, Libyalı en üst düzey yetkililer tarafından dile getirildi.

Bugüne değin öne sürülen iddiaların ve uygulanan politikaların aksine Türkiye'nin gerçek dostlarıyla ve komşularıyla yakınlaşması, böl ve yönet politikasını benimseyen İsrail'i çılgına çevirdi.

Gelinen nokta; bölge halklarıyla kalplerimizin aynı tonda attığını, artık bu söylemlerin gerçek dışı olduğunu güneş gibi, inkâr edilemez bir biçimde ortaya koydu.

Dahası; İsrail'in çok güçlü olduğu, kurnazca ve akıllıca politika yürüttüğü yönündeki iddiaların doğru olmadığını da ortaya koydu. Zira "One minute"ın rövanşını almak amacıyla büyükelçimize karşı gösterilen tavır, ucuz intikam manevrası, bu ülkenin hiç de akıllıca yönetilmediğinin en büyük kanıtı...

Ayrıca İsrail'in yalnızlık sendromuna yakalanıp, psikolojisinin bozulduğunu, kendi ayağına ateş edecek düzeyde rahatsızlandığını, intihar etme eğilimine girdiğini de gösterdi.

Çünkü;

Akıllıca politika üreten hiç bir ülke, bölgede yaşayabilmesi için gerekli olan oksijeni aldığı tek devlet olan Türkiye gibi bir ülkeyi küstürüp, kendi nefes borusunu tıkamaz ve kendisini yalnızlığa mahkûm etmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Altınalan Arşivi