Serdar Arseven

Serdar Arseven

Altındağ ile Büyükanıt arasındaki “problem”in kaynağı ne?..

Altındağ ile Büyükanıt arasındaki “problem”in kaynağı ne?..

Kartel gazetesi, (TOKİ’den en yüksek kırımları vermek suretiyle iş almış olmasına rağmen) “Böyle bir adama nasıl iş verilir” yaklaşımıyla hedefe yerleştirdiği Mehmet Ali Altındağ’ın, “MİT lojmanından adliyeye, karakollardan okula kadar” birçok resmi kurumun ihalesini kazandığını hatırlatıyor...
Ve bu satırların hemen altına da, Altındağ’ın “Hem Hizbullahçılık hem de PKK’lılık suçlamalarına muhatap olduğu” bilgisini yerleştiriyordu!..

Ne tuhaf bir durum değil mi?..
Devletin en baba işlerini alan, en stratejik, en hassas, en kritik, en korunma öncelikli binalarını inşa eden...
Hem de...
Asker’in “olur”u ile, “MİT”in oluru ile inşa eden bir iş adamı var karşımızda!..
Ve bu iş adamı; “olur”u verenler tarafından hem Hizbullahçılıkla hem de PKK’lılıkla suçlanıyor!..

Evet öyle oluyor!..
Jandarma’nın ve Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’nın çalışmaları sonucunda yargı süreci başlatılıyor...
Ve süreç sonunda da..
Altındağ’ın, atfedilen suçlardan hiçbirini işlemediğine, sahte belgelerle “mahkûmiyete sürüklenmek istendiğine” hükmolunuyor!..
Elimizin altında, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı’nın Altındağ aleyhinde birer delilmiş gibi öne sürülen belgelerin “sahte olduğuna” dair raporları var...
Diyarbakır 4 No’lu DGM’nin “beraat kararı” ve DGM Başsavcısı’nın beraat kararına itirazı üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği “beraati onama kararı” var.
Özetle; Mahkeme kararlarına göre, Altındağ suçsuz...
İddialar da...
En “yumuşak” tabiri kullanalım: “Asılsız!..”

Altındağ böyle, acayip yollardan geçmiş, büyük acılar çekmiş...
Acıların en büyüğü de, evlât acısı...
“Ergenekon işi” bir “operasyon” sonucu katledilen bir evlât!..

Mehmet Ali Altındağ’ın Meclis Şemdinli Araştırma Komisyonu’na, Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve diğer bazı üst düzey askerlere yönelik suçlamalarda dolu 23 sayfalık bir ifade verdiğini ve bu ifadenin “harcanan Savcı” Ferhat Sarıkaya’nın iddianamesinde olduğu gibi yer aldığını da, şu ana kadar yazdıklarımıza eklemiş olalım...
Hadi bir iki ilâve daha:
Altındağ, Diyarbakır’da Söz televizyonunun ve gazetesinin genel koordinatörü.
Yönettiği medya organları, PKK saldırısı sonucunda Mehmetçik kaybımız olduğunda, “Şehit” kavramını mutlaka kullanıyor.
Böyle yaptığı için de PKK’lılarca sevilmiyor...
Asker’in “bir kısmı” da, defalarca “Askeriye ihalesi” alabilecek kadar güvenilir bulunmuş olmakla birlikte, sevmiyor O’nu.
Başka?..
Namazlarını aksatmıyor; sıksık Hacc’a, Umre’ye gidiyor...
Sevdiklerine “Mücahit kardeşim” diye hitap ediyor...
Sevmedikleriyle de, Meclis, ihale, mahkeme...
Sürekli mücadele ediyor...

Böyle bir iş adamı işte...
Siz ne düşündünüz, Altındağ hakkında?..
Buraya kadar anlattıklarımızdan nasıl bir portre çıkıyor?..
Böyle bir iş adamının, “bazı ilişkilerden” habersiz olması düşünülebilir mi?..
Şimdi bakın... Bu iş adamı... Silivri’deki “Ergenekon dava sürecine” katkıda bulunmak için müracaatta bulunuyor...
Askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına imkân veren yasanın yürürlüğe girmesi üzerine de hemen harekete geçiyor...
Ve, E. Org. Yaşar Büyükanıt’ın “iyi çocuklar” lafıyla tarif ettiği “Şemdinli ünlüsü” Astsubay Ali Kaya ile “sahte belge düzenleyip kullanmak”la suçladığı albay, yüzbaşı ve itirafçılar hakkında suç duyurusu hazırlamaya başlıyor.
Suç duyurusunda, “Büyükanıt” için özel bir “başlık” açmayı ihmal etmeyeceğini de özellikle belirtiyor.

Bunlar çok karışık işler!..
Devletin en “hassas” binalarını dikmiş olan Mehmet Ali Altındağ’ın “Eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’tan ne gibi bir alıp veremediği” olabilir ki?..
“Ortadaki durumun” ne gibi bir arka plânı var?..
“Andıç” mevkutesi Hürriyet gazetesinin ve aynı mahiyetteki diğerlerinin, ısrarla Büyükanıt’ı takip eden M. Ali Altındağ’ı hedef almalarının sebebi nedir?..
Hem sonra...
Altındağ, “kesinleşmiş mahkeme kararlarına” rağmen, gerçekten de “PKK ile işbirliği” içinde olmuşsa, onun aldığı ihalelerin altında imzaları bulunan “Askerlerin” durumları ne olacak?..
Bu işlerin “güvenlik soruşturması” nasıl halledildi?..
Eğer gerçekten de öyle bir adamsa, onca ihale hangi ihmallerin sonucu olarak verildi?
Öyle bir adam değilse...
(Ki kesinleşmiş yargı kararları “öyle olmadığını” gösteriyor)
“Hedef alınmasının” sebebi neydi?..

Anlamadığım bir başka mesele de;
Mehmet Ali Altındağ, “Elimde her türlü bilgi ve belge var. Ergenekon’un çözülmesi için her türlü katkıyı vermeye hazırım” dediği halde...
Niçin kendisinden “istifade” yoluna gidilmiyor?..

Neyse...
Altındağ, “Askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına imkan veren” yasanın yürürlüğe girmesiyle oluşan fırsatı da değerlendirip...
“Suç duyurusunda” bulunacağını açıkladı.
Avukatları da, 5 yıl evvel Diyarbakır Başsavcılığı’na verilen dosyaları güncelleyip genişletmişler...
Hele bakalım...

Ha bu arada; “Asker” kanadı da bir iç soruşturma başlatabilir...
Mehmet Ali Altındağ’ın gerçekten de onca stratejik ihaleyi alabilecek durumda bir iş adamı olmadığı düşünülüyorsa eğer...
Bugüne kadarki bütün “imza sahibi” emekli ve muvazzafları sorguya çekebilir.
Ne isimler çıkar...
Kim bilir!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi