Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Ali Suat Ertosun” dönemi; Ergin çetesi, Dev-Sol ve “E

“Ali Suat Ertosun” dönemi; Ergin çetesi, Dev-Sol ve “E

Malûm;
Ali Suat Ertosun; Ergenokon ve PKK’nın şehir uzantısı KCK davaları savcılarının görevden alınmasını “teklif” eden HSYK üyesi...
Bu teklif edişten sonra, “Ergenekon üssü” Kent Otel’de, Ergenekon’un baba sanıklarından biri, artı, birtakım yargı mensuplarıyla beraber olmuş...
Muhabbet kavi; yemeler, içmeler...
Durum “masadaki dostlar” açısından iyi de; adalet açısından fevkalade vahim...

Öyle bir durum ki; CHP’liler bile savunamıyor...
Arkadaşımız Kenan Kıran’a konuşan CHP’nin ağır toplarından Şahin Mengü’nün “Sanıkla yemek yenir mi, olacak iş mi?” vesaire deyişi, ufak yollu bir isyan;
“Bu ne tedbirsizlik kardeşim” manasında!..
CHP’nin bile savunamadığı hakimin, kusura bakmasın ama; o makamda durmayı kendine yedirememesi gerekirdi...
Her neyse, kendi meselesi...

Ben böyle düşünüyor ve “Ali Suat Ertosun”un istifasını “köşesinden” talep edenler kervanına katılmamakta ısrar ediyordum ki...
Kafa konforumu bozan Emekli Hakim Nusret Çiçek oldu...
“Sen” diye elini burnuma doğru uzatıp;
“Merhum Özdemir Sabancı’nın katli meselesiyle en fazla ilgilenen gazeteciydin. Şimdi niye ilgini kestin? Ali Suat Ertosun’un yaptığı görevleri biliyorsun...” diye sorarak...

Allah Allah...
Konular arasındaki irtibat ne?..
Ali Suat Ertosun kim, Sabancı kim?..
Derken...
Bir hakim geldi bir başka hakimi soktu gündemimize!..
Efendim...
Meseleyi şöyle izah edelim:
Özdemir Sabancı’nın katilinin “Dev-Solcu Mustafa Duyar” olduğunu biliyorduk...
Bununla birlikte...
O’nun “gerçek katil” değil de, “tetikçi” olduğunu bilmiyor da değildik...
Bilmediğimiz, “tetiği kimin çektirdiği”ydi!..
Mustafa Duyar, “tam da gerçekleri ifşa edeceği” esnada cezaevinde öldürülmemiş olsaydı, “tetiği çektiren odağı” büyük ihtimalle çooook önceden öğrenmiş olacaktık!..
Lâkin olmadı:
Bildiğiniz gibi; “Sol örgüt teröristi” Mustafa Duyar, “aynı cezaevine” sevk edilen, “Sağ çeteci Ergin Kardeşler” tarafından öldürüldü...
Ve yine bildiğiniz gibi, bu “cinayeti gerçekleştirmek suretiyle” olayın örtbas edilmesinde kullanılan Ergin kardeşler, bilahare ihaleyi “derin devletten” aldığını açık etti...
Ve dahası, Ergenekon’un elebaşılığından yargılanan “Veli Küçük Paşası”na “sevgilerini, saygılarını” gönderdi!..
Nasıl mı?..
Ergenekon iddianamesinde “bahsedilen” bir CD var; 1 dakika 47 saniyelik CD’de Nuri Ergin ile Vedat Ergin kardeşlerin Ekim 2000’de, kaldıkları Uşak Cezaevi’nde çıkardıkları isyan anında çekilen görüntüleri yer alıyor.
Nuri Ergin...
Sağ elini havaya kaldırarak şöyle bağırıyor:
“Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü. Ben öldürttüm. Şimdi canlı söylüyorum!..”
Bu esnada, diğeri, Vedat Ergin geliyor görüntüye...
Elinde tabanca ile önce iki kez “Bak” diyor...
Ve sonra şöyle haykırıyor:
“Veli abiyi ara, Veli Küçük’ü ara. Beni sor. Başka da bir şey söylemiyorum. Allah’a emanet olun.”

Sonrasını biliyorsunuz;
Bu görüntüleri izleyen Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, Nuri Ergin ile kardeşi Vedat Ergin’i tanık sıfatıyla Beşiktaş’taki Adliye’ye çağırıyor.
Ve CD’de Nuri ve Vedat Ergin tarafından yüksek sesle dile getirilen iddialar hakkında sorular yöneltiyor...
Bu çalışmanın ardından da iddianamesine şunları yazıyor:
“Soruşturma sırasında Cumhuriyet başsavcılığımıza gelen ihbar mektubu içerisindeki cd’deki görüntülerde Nuri ve Vedat Ergin’in, Mustafa Duyar’ın öldürülmesi olayını Veli Küçük’ün azmettirdiği yönünde ifadelerinin yer aldığı görülmüştür. Hatta Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin Mustafa Duyar’ın öldürülmesi olayını devlet adına gerçekleştirdiklerini zannettikleri anlaşılmaktadır.”
Bu, iddianameden bir paragraf...
Diğer paragraftaki ifadeler de aynen şöyle: “Nurişler çetesinin Mustafa Duyar’ı öldürmek için haklı bir nedenlerinin olmadığı, aldıkları talimat gereği bu eylemi gerçekleştirdikleri, cezaevi isyanındaki görüntülerden de Mustafa Duyar’ın öldürülmesi olayını Veli Küçük’ün talimatı ile yaptıkları, eylemin Duyar’ın konuşmasını önlemek için yapıldığı, dolayısıyla eylemi planlayan ve azmettirici olduğu anlaşılan Veli Küçük’ün hem DHKP-C terör örgütü hem de Nurişler çetesi ile koordinasyonu sağladığı anlaşılmaktadır.”

Evet, bu uzun dökümden sonra, dönelim yine Emekli Hakim Nusret Çiçek’in dediklerine...
Uzun süre, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütmüş olan Çiçek, sohbetimiz sırasında, “HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’dan” bahsetmişti...
Efendim, Ali Suat Ertosun, 16-11-1998 ile 18-09-2003 tarihleri arasında Ceza ve Tevkif İşleri Genel Müdürü olarak görev yapmış...
Ve onun görevde bulunduğu dönemde...
Daha iyi bir ifadeyle; O’nun göreve gelmesinden kısa bir süre sonra, Ergin kardeşler, yani “sağ çete”; “Sol çete”nin önde geleni ve Sabancı cinayetinin tetikçisi Mustafa Duyar’ın yattığı cezaevine nakledilmiş...
Ve bu nakilden çok kısa bir süre sonra da, “nakledilen” Ergin Çetesi, Mustafa Duyar’ı halletmiş!..

Şimdiiii...
Meselenin kritik taraflarına geliyorum da...
Yerim bitti!..
Ne yaparsın;
Adalet Bakanlığı Personel E. Genel Müdür Yardımcısı Nusret Çiçek’in, “Ali Suat Ertosun” ismini niçin ortaya attığına...
Ve kafasında “hangi soruları” dolaştırdığına yarın geliriz!..
Bugünü “Amma yaman bir düzende yaşıyoruz haaa!” diyerek yarına havale etmiş olalım!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi