Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kürtler, Merhum Yazıcıoğlu ve Sayın Bahçeli

Kürtler, Merhum Yazıcıoğlu ve Sayın Bahçeli

Elimin altında, baskı, mizanpaj ve içerik bakımından son derece başarılı bulduğum Güneydoğu Life adlı dergi var.
Şanlıurfa merkezli; Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis ve Şırnak’ta da dağıtılıyor.
Bölgenin tanınmış gazetecilerinden Mehmet Talat Akay’ın yönetimindeki derginin kapağında, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun portresi dikkat çekmekte, içeride de tam 6 sayfa yer ayrılmış kendisine.
Dergi yönetimi, O’nun vefatından duyduğu üzüntünün ne kadar büyük olduğunu sayfalar boyunca ifade etmiş…
Yazılanları okurken, aklıma gelene bak…
Bir an;
“Vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu değil de (Allah gecinden versin) Sayın Bahçeli olsaydı, böyle yaparlar mıydı?” diye düşündüm.
Onu da, böyle saygıyla, minnetle, hayırla yâd ederler miydi?..

Merhum Başkan’ı, “Kürtlerin” neşrettiği ve ağırlıklı olarak “Kürtlere” hitap eden bir mevkutede sayfalar boyunca öven dergi yönetimi, hiç şüphe yok ki bunun okuyucusu tarafından nasıl karşılanacağını hesaba katmıştır.
Dergi yönetimi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun -fikirleri ve siyasi çizgisi tam olarak benimsenmese de- bölge insanı tarafından sevilen ve sayılan bir lider olduğunu çok iyi biliyordur...
Karşınızdakinin fikrine katılmayabilirsiniz, onun geçmişine, bugüne kadarki serüvenine dair tepkileriniz de olabilir...
Bütün bunlar böyle olmakla birlikte…
Size saygı duyduğunu, sizi sevdiğini belli etmişse; dinlemişse, anlamaya çalışmışsa, güleryüz göstermişse…
Onu, farklı bir yere koyarsınız.
Merhum Yazıcıoğlu, Güneydoğulunun gözünde böyle bir adamdı.
“Türkmen’i, Türk’ü bol” söyleminden pek haz etmezlerdi, oy vermeyi düşünmezlerdi ama…
Severler ve beğenirlerdi.

Söyleşilerimizin ya da onu konu edinen makalelerimizin neşrinin ardından Güneydoğu’dan tepki geldiği olurdu…
Bazı fikirlerini benimsemediklerini açıkça ifade ederdi kimi okuyucularımız…
İlginçtir, onun düşüncelerine katılmadığını yazan okuyucularımızdan bir kısmı, “Yazıcıoğlu ile Bahçeli’yi aynı kefeye koymadıklarını” belirtirdi.

Okuyucum, farklı bir yere koyardı onu…
“Yazıcıoğlu namazlı, abdestli adam” derdi.
“En zor zamanlarda darbecilere direnen adam. Önüne serilen iktidar nimetlerini, ilkelerine ters düşen işler yapması istendiğinde elinin tersiyle itebilen adam. Alçakgönüllü, anlayışlı adam. ”

İnsanoğlu böyle…
Görüşlerini paylaşmadığını da sevebiliyor.
Güneydoğu Life, elimin altındaki sayısında bu sevgiyi ortaya koymuş…
Merhumun “Allah ve Peygamberimiz bir, kitabımız, bayrağımız, devletimiz de!..” cümlesine yer veren dergi yönetiminin şu ifadeleri mesajımıza denk düşmekte:
“O duruşu ve samimiyeti ile siyasilere örnek olacak, taviz vermeyişi ile her zaman anılacak, dik duruşlu, çakır gözlü, doğru sözlü, güleryüzlü bir dava adamıydı.”
Evet,
“Dik duruş”, “doğru söz”, “güleryüz”, “samimiyet” gibi dünya görüşü ne olursa olsun, her “lider”den beklenenleri sıralayan Güneydoğu insanı…
Bugün, lâfı “Kürt yoktur”un etrafında çevirip duran ve her türlü “çözüm” arayışına “kapılarını kapatan” zihniyete de mesaj göndermiş oluyor böylece.

BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu hayatta olsaydı, “Kürt Açılımı”na ilişkin kaygılarını bütün açıklığıyla dile getirirdi elbette…
Getirirdi de…
Genel Başkanlık koltuğunda oturan Yalçın Topçu’nun da pratiğe döktüğü üzere, “kapıları” kapatmaz, “köprüleri” atmazdı!..

Hele hele…
Kendisini “bilgilendirme” nezaketini gösteren Cumhurbaşkanı’nı reddetmek suretiyle bütün bir millete “saygısızlık yapma” durumuna asla ve kat’a düşmezdi.
Farklı olduğu için “hayırla” yâd ediliyor ya zaten.
GENELKURMAY ‘AÇILIM’A DESTEK VERDİ
Milli Güvenlik Kurulu’nun açılım çalışmalarına devamı tavsiye etmesinden bu yana sataşıp duruyorlardı askere…
Sözde, tehdit ediliyormuş da onun için ses çıkartmıyormuş!..
İşte, sesini çıkarttı.
Zafer Haftası münasebetiyle yayınladığı mesajında bildik hassasiyetlere dikkat çeken Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, şu cümlesi meselenin özünü veriyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri, bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken, güvenlik alanının dışında kalan ekonomi, sosyo-kültürel ve uluslararası alanlarda da devlet tarafından gerekli tedbirlerin alınmasının önemli olduğuna inanmaktadır.”

İşin özü bu cümlede…
“Açılım” denilen de bu zaten!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi