Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

İmamHatipli olmak arzusu

İmamHatipli olmak arzusu

"Bugün hayatımı yeniden yaşasa idim lise tahsilimi İmam-hatip okulunda yapar, çocuğumu şerefle, iftiharla o okula gönderirdim..."

Bu sözler 1 Nisan 1991 tarihli köşe yazısında ifade ettiği Merhum Prof. Dr. Ayhan Songar'a ait. Merhum Ayhan Songar zamanının bir numaralı psikiyatristi idi. O, İmam-Hatip Lisesi'nde okuyamamanın burukluğuyla irtihal etti. Ruhu şâd olsun...

Celal Hoca ismiyle anılagelen Merhum Mahmud Celâleddin Ökten (1882-1961) İmam-Hatip liselerinde yetişecek insan tipini şu cümlelerle özetliyordu:

"Asrın ihtiyaçlarını müdrik, doğuyu ve batıyı iyi bilen münevver, dindar görüneceğim diye mutaassıp olmayan, aydın desinler diye de dinden taviz vermeyen, tavizsiz fakat müsamahakâr bir insan..."

Bu insan tipini yetiştirmek için İmam-Hatip Liselerinin açılmasında büyük emeği olan Celal Hoca bakın o günlerde çektiklerini hâl-i hayatında şöyle özetliyordu:

"O kadar engel çıkardılar ki önümüze hiç yoktan... Formalite diye diye... Eğer tepemize tebevvul etmeyi (işemeyi) de formalite icabı diye önümüze serselerdi, ona da katlanacaktım inanın. Çok şükür müsadeyi aldık, nihayet..." (Mustafa Özdamar. Celal Hoca Kuşağı. Sf: 120)

Hacı Veyiszâde ismiyle meşhur kerametleri mâlum Mustafa Kurucu (1886-1960) (kaddesallahu sırruhul aziz) İmam-Hatip okullarının açılışının yapıldığı o günlerde geçmişi hatırlayarak nasıl çalışılması lâzım geldiğini şu cümlelerle anlatıyordu:

"O devirler keffaret dönemiydi. Borcumuz vardı. Ödeyebildiğimiz kadarını ödedik. Geri kalanını daha rahat ödeyebileceğimiz bir fırsat dönemi geliyor. Kapı az aralanır gibi oldu. Ortalık epey ısınacak.

Sadece namazın, orucun kazası olmaz. Taksiratla/kusurla geçen yılların da kazası olur. Kasalarınızı, keselerinizi açın. İmam-Hatiplerde okuyan çocuklar sizin geçmişte kalmış yıllarınızı kaza edecekler..."

O günlerde Hacı Veyiszade hazretleri bulunduğu ortamlarda sürekli olarak insanlara şu hususları telkin ediyordu:

"Efendimiz (s.a.v.) kıyametin hemen kopacağını bilsen bile elindeki fidanı dik, buyuruyor. İmam-Hatip Mektepleri, kıyametin kıyısında bir insan fidanları bahçesidir. Bu bahçede bize hem din, hem dünya nimetleri verecek ilim, irfan, iman, fazilet ve hakkaniyet fidanları yetiştireceğiz. Bir talebenin yetişmesi uğruna bin münafığın kahrını çekerim. Bahçıvan, bir gül için bin dikene hizmet eder." diyordu Hacı Veyiszade rahmetullahi aleyh... (M. Özdamar. Celâl Hoca Kuşağı. Sf: 127)

Bu mübarek zevatın fedakârlıklarıyla çok verimli hasadlar alındı, elhamdülillah... Derken, zaman zaman inkitalar da oldu. Şimdilerde üzerimize çökenlerin bir kısmı layık olduklarını buldular, bir kısmı da kara bulutlar halinde çekilmeye başladılar. Sular tekrar mecralarından akmaya başladı.

Bundan sonra İmam-Hatip Lisesi nesline önemli görevler düşüyor. Öğrencilerimiz önceki ağabeyi ve ablaları gibi Müslüman ve İmam-Hatipli olmanın şuurunu ve ayrıcalığını anlamalılar ve yaşamalılar. Kötüyü asla örnek almamalılar. Büyük bir misyonun altına girdiklerinin farkında olmalılar. Ellerindeki bayrağı kendilerinden sonra geleceklere alın açıklığı ile vermek şerefinin müdriki olmalılar.

İmam-Hatip olmak, mesele budur işte.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi