Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yargı neresinden siyasallaştı?

Yargı neresinden siyasallaştı?


Türkiye’de yargı ne zaman siyasallaşır biliyor musunuz?
Diyeceksiniz ki “RP kapatıldığı zaman”.
Hayır değil...
Ne zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin ocağındakilere yargılama sırası gelirse, o zaman yargı hakimleriyle, savcılarıyla hemencecik siyasallaşır!
CHP’liye polis dokunmayacak, yargı dokunmayacak öyle mi?
O zaman mahkemeler ne iş yapar, polis ne iş yapar?
Garibanlar, kimsesizler...
Vur kelepçeyi, al götür...
Cumhuriyet ideolojisi dedikleri olay bu işte. Dokunulmazların ülkede saltanat sürdükleri bir rejim. Adı cumhuriyet, kendisi faşizm...
Faraza Ergenekoncuya dokundun, o zaman avukatlığa soyunanlardan izin almak zorundasın. En azından kelepçeyi takarken danışacaksın:
Takayım mı, takmayayım mı?
Özellikle Silivri’ye gönderilenlerin nedenini sayın Baykal soruyor. Hem de hakime ve savcıya soruyor: “Neden tutukladınız?”
Sade o değil...
Ülkenin kıyısı bucağı cephanelik kaynarken görevleri gereği bu ihaneti soruşturan savcılara gözdağı olsun diye attıkları korkulu nağmelerin adını “cumhuriyetle hesaplaşma” koydular.
Cumhuriyetin savcısı, demokratik cumhuriyetle hesaplaşır mı?
Bunlar ya darbelerin bu ülkeye kaça mal olduğunu bilmiyorlar, ya da hesaplaşmayı anlamıyorlar. Darbeci tutuklandığında cumhuriyetle hesaplaşma olursa, vatandaş tutuklanırsa ne olur?
Hiç...
Vatandaşı isterlerse falakaya yatırsınlar, isterlerse cereyana tutsunlar, isterlerse mahkeme kapılarında yıllarca sürüm sürüm süründürsünler...
Vatandaş zokayı yedi mi, oturur yerine.
Çünkü işkencelerle devlet kapısında ömür tüketmek Milli Şef devrinin kalıtsal hatıralarıdır. Vatandaş o kapıda sürünmüyorsa, ona devlet kapısı denmez.
Evet, geçenlerde grubunda konuşurken öyle söylüyordu Sayın Baykal...
“Bu kadar insanı toplarken kime sordular?”
Doğru, kime sordular?!.
Yoksa öylesi bir yöntem mi varmış?
Şöyle düşüneceksiniz:
Gece yarısı Ergenekon örgütü ile alakalı bir operasyon yapıyorsunuz, hemen aklınıza sayın Baykal gelecek. Ve siz Baykal’ın kapısına dikilip zili saatlerce çalıp uyuyan Baykal’ı uykudan hoplatıp soracaksınız:
Ergenekoncuyu ensesinden yakaladık, karakola götürelim mi, götürmeyelim mi?
O ne diyecek?
“Cumhuriyetle hesaplaşmayın”..
Bu cümle ne zaman gündeme gelirse, anlayın ki yargının elinde kendisini cumhuriyet sanan ve de hukukun üstünlüğünü içi boş savunan cumhuriyetçiler var.
“Hukukun üstünlüğü” bezirgan avında âdettendir hep söylenir. Ne var ki hukukun ırzına geçenler de onlardır.
27 Mayıs gibi kanlı bir darbenin gerekçesinde de o kesime ait hukukun üstünlüğü vardı.
28 Şubat da hukuk adına yapılmıştı.
27 Nisan e-muhtırası da aynıydı.
Örneklemek için söylüyorum, şu Mehmet Kutlular’ın hapishane hikayesi...
Ne demişti sayın Kutlular?
“Deprem, ilahi ikazdır...”
O kadar enkaz, o kadar cenazelerden sonra bir mü’min olarak ne demeliydi?
Ortada kanlı, hicranlı bir musibet varken ne demeliydi?
Yerden depremler kuşağında musibetler fışkırırken ne demeliydi?..
Belli ki söylenen söz kimilerinin yaşam biçimi seçtikleri ilkesiz felsefelerine dokundu. O yüzden söyleneni tersten anladılar...
İşte bu kadarcık küçük cümlelerden mahkumiyet kuranlara o zamanlar demiştik ki; bu yargı bir gün gelir size de lazım olur, bize de...
Bu kadar germeyin, kırmayın, dökmeyin.
Onlar ne cevap verdiler?
Dediler ki; “Yargı, laik cumhuriyetin teminatıdır...”
Şimdi ne diyorlar?
“Savcılar darbesi!”
Şu anda yargının tokmağı altında kendileri olunca adalet denilen kutsal mefhum bu kadar ucuzlatılır, bu kadar hafife alınır, bu kadar sahipli olur...
O yüzden muhalefet zihniyetinin acilen koruma altına alınması ve de bir poliklinikte mutlaka tedavi görmesi gerekiyor. Değilse, insanların adalet duyguları cinnet getirme noktasına kadar geldi dayandı. Adaleti adalete bırakalım diyorlarsa, o zaman ellerini hakimlerle savcıların üzerinden çeksinler. Mahkemelerin işlerine karışmasınlar...



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi