Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Er Kişi”

“Er Kişi”

Elimdeki kitabın kapağında öyle yazıyor.
“Muhsin Yazıcıoğlu”
“Er Kişi”...
Bu kitabı duygularıyla, hatıralarıyla Dr. Veysi Erken kaleme aldı..
Gazi Üniversitesi emekli öğretim üyesi...
Araştıran ve de okuyan bir isim...
Aynı zamanda bozuk düzenin çarklarından yara alanlardan...
Muhsin Yazıcıoğlu’nun dramına kalem oynatan yazarların makaleleri kitabın içeriğini süslemektedir. Makalelerin her birisi dokunduğunda birer hicran yarası.
Kitap roman gibi, sürükleyici...
Her bir makale merhum Yazıcıoğlu’nun dürüst ve de namuslu bir vatansever olduğunda odaklanmış.
Kelimeler, deyimler bir vatan evladını anlatmaya kafi gelmemiş gibi.
Ne var ki iş helikopter faciasında düğümlenince, yutkunmalar başlıyor.
Bu facia hangi merkezlerin eseri?
Hangi kanlı örgüte ihale edilmiş?
Hangi kara günün intikamıdır?..
Olay, sır perdesi arkasında vahametini koruyor.
Benzeri, Recep Yazıcıoğlu için de geçerli.
Düz yolda giderken her nasılsa Azrail onun da frenleri arasına giriyor.
Frenler kilitlenince birkaç takla atıyor okul arkadaşım merhum Recep Yazıcıoğlu’nun makam arabası, sonrası da malum...
Kitap, Muhsin Yazıcıoğlu merhumun sözleriyle başlıyor:
“(...) Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz, Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize ‘niye iktidar olmadın’ diye sormayacak.”
Kitabın girişinde üstat Abdurrahim Karakoç’un çağrısı var:
“Birleşin ey! Yolları Kur’an’da birleşenler
Birleşin, itikatta, imanda birleşenler
Ayrılık yakışmıyor, bölünmek günah size
Birleşin ey! Secde-i rahmanda birleşenler.”
Merhumun ruh yapısına uygun bir şiir.
O her zaman bu düşüncedeydi.
Birleşmeyi-kaynaşmayı seviyordu, o yüzden kurduğu partinin adını Büyük Birlik koydu. Büyük Birlik, Yeniden Osmanlı.
Fatih nesli...
Gelecek ve yeniden tarih bu nesli alkışlayacaktır...
Kitap baştan sona kadar Muhsin Başkan hatıraları ile dolu.
En önemlisi 28 Şubat karanlığında onun söylediği sözdü:
“Namlusu halka çevrilen tanka selam durmam.”
Bayrağa selam, tarihe selam, millete selam ama tankını halka çevirene değil...
Darbeciye değil, halkın inançlarını tehlike görenlere değil...
Nitekim gördük ki o tankları o gün halkına yöneltenler bugün odakların merkezlerinde bir başka yer altı cephaneleriyle karşımıza çıkıyorlar...
Demek ki haklıydı Muhsin Başkan.
Ve şu mısra:
“Bir kar tanesi olsam Mekke’ye düşmek isterdim.”
“Kişi sevdiği ile beraberdir” buyuruyor Allah Resulü...
O şimdi belki kar tanesi olarak değil de yaralı ve de zulme uğramış bir savaşçı olarak Mekke’dedir. Hem de Resulullah’ın emanetinde...
Güvenlikte...
NOT: Okunmasını tavsiye ettiğim ikinci baskısını yapan bu kitabı özel olarak 0505 316 50 18 nolu telefondan temin edebilirisiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi