Bir yıl daha düştü ömürden

Bir yıl daha düştü ömürden

Olayların, kavgaların, ideolojik çekişmelerin, hay-huyu içinde ömür geçip gidiyor. Her gün, bir gün daha eksiltiyoruz ömürden.Yeni bir yıl aslında, bir yılı daha ömür sermayesinden düşürmek demek. Onun için bazılarının yaptığı gibi oynayıp, zıplamaya gerek yok.Hayatı iyi yaşamış, Allah’ın rızasına uygun geçirmişseniz ne ala.Ama tuğyanla, isyanla, neme lazımcılıkla geçene bir ömür insanı ürpertmeli.O mukadder akibete yaklaştıkça huzursuz etmeli.Nasıl yaşadık ne ile gidiyoruz sorusunu sordurmalı.
Sahi nasıl yaşadık?
Emrolunduğumuz gibi bir hayat yaşayabildik, emrolunduğumuz gibi bir dünya kurabildik mi?
Bu suale evet demek çok zor; her gün biraz daha geriye gidiyor, biraz daha çözülüyoruz.
Aynaya baktığımızda gördüklerimiz bize neyi hatırlatıyor. Hayır beyazlaşmış saçlardan, buruşmuş bir yüzden feri sönmüş gözlerden,deforme olmuş bir vücuttan bahsetmiyorum.Aynaya bakınca ben şunları, şunları yaptım,gücümü, enerjimi hak ve hakikat için kullandım diyebiliyor muyuz?
Benim aynam bana iftihar edebileceğim,huzur-u ilahide teselli bulabileceğim hiçbir şey göstermiyor.
Bomboş, verimsiz, semeresiz, meyvesiz bir hayat.
Görevini yapmanın rahatı, huzuru içinde olanlara ne mutlu.
Bir büyük kapıdan içeri girerken –ey sevgili-sana şunları, şunları getirdim diyebilecek,Onun affından, merhametinden medet umabilecekler.
Ya sırtında dağ gibi günahların yüküyle gidenler.
Her yıl biterken bari aynaya bakmayı bilebilseydik, demir alma günü geldiğinde, bu kadar meyus, bu kadar çaresiz, bu kadar dilhun olmazdık.
Kısır çekişmeler,anlamsız kavgalar,nefis atının üstünde verilen mücadeleler bizi öz vatanımızda esir hale getirdi. Korkularımızın,vehimlerimizin, ön yargılarımızın tutsağı olduk. Gece gündüz silah kuşanmış askerler gibi nöbette bir birimizi kolluyoruz. Halbuki adam gibi yaşayacağımız bir dünyayı birlikte kurabilir, bu dünyayı birbirimizin zindanı yerine cenneti yapabilirdik.Zebaniler bırakmadı, bizde onlara destek olduk.
Bazıları benim hayatımda keşke’lere yer yoktur diyor. Keşke’siz bir hayat ancak hatasız bir ömürle mümkündür. Hatasız, günahsız, yanlışsız bir hayat mümkün olsaydı keşkesiz bir hayat da mümkün olurdu. Ama biz insanız i, yani iyiyle kötünün, güzelle çirkinin, günahla sevabın yarış alanıyız.Keşke bir özür’dür, bir muhasebe başlangıcı, bir tövbe girişimidir.Keşke diyebilmek,yanlıştan,günahtan dönebilmek, aynaya bakıp ben hata yapmışım diyebilmektir.
Bir yılı da böyle bir muhasebe ile geçirelim,gelecek yılımızın, yıllarımızın daha iyi olması için.Eskiler Allah var, gam yok demişler.Yanlışımıza, kusurumuza rağmen ümitvar olacak ama daha iyi bir dünya için kendi dünyamızı onararak işe başlayacağız.
Her gün büyük din gününe biraz daha yaklaşıyoruz.
Şimdi muhasebe vaktidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi