Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bazı kararlar ideoloji kokar mı kokar

Bazı kararlar ideoloji kokar mı kokar

Anayasa Mahkemesi’nin 367 sayısını “toplantı yeter sayısı” olarak görmesini hiçbir şeyle izah edemezsiniz.
Yine aynı mahkemenin anayasa değişikliklerinde esasa girme yasağını delmesini de izah edemezsiniz. Bunlar bal gibi koku...
Ne kokusu?
İdeoloji kokusu.
Şimdi de Danıştay, Adalet Bakanlığı Teftiş Yönetmeliği’nin bazı maddelerinin yürütmesini durdurdu.
Al sana yeni bir tartışma daha.
Hakim ve savcılardan herhangi birisi bu tip bir dava açmış olsaydı bir derece, ama YARSAV’ın üzerine farz olmadığı halde dava açması elbette ki düşündürücü.
2802 sayılı Hakim ve Savcılar Yasası, hakim ve savcılar hakkındaki soruşturmaların Adalet müfettişleri veya kıdemli hakim ve savcılar eliyle yürütüleceğini yazıyor.
Bu yasaya göre de yönetmelik çıkarılmıştır.
Bunda bir yanlışlık yok.
YARSAV’ın iddiası şu:
“Yönetmelikle hakim ve savcıların telefonları dinlenemez.”
Tabii ki dinlenemez, yönetmelikte ‘dinlenir’ diye bir ibare zaten yok.
Yok ama, maksat yasayı delip dinlenme olayını engellemek.
Neden dinlenmek istemiyorlar sorusu?
Biliyorsunuz, geçmişte bazılarının telefonları mahkeme kararı ile dinlendiğinde “karı satışları” düşmüştü gündeme.
“Arkadaşa iyilerinden bir tane gönder.”
Sonra da bir başka dinlemede MİT-Çakıcı ekseni Yargıtay eski Başkanı ile bütünleşmişti. İnşaat işleri, para pul...
Bir başka dinlemede bir kısım üyelerin Kıbrıs gezisinde yeyip içtikleri, sefa yaptıkları ama parayı bir şirket yetkilisinin üstlendiği açığa çıkmıştı.
Bir başka dinlemede, HSYK eski başkan vekilinin avukat oğlunun ilişkileri deşifre edilince, babası meslekten ayrılmak zorunda kalmıştı.
Akabinde avukat, dava pazarlamak nedeniyle yüklü ceza almıştı.
Bu donelerden sonra şunu düşünüyorum, acaba devamı var da, açığa çıkmasın diye kimileri korku ve telaş içerisinde mi?
Yoksa ne?
2802 sayılı Hakim ve Savcılar Yasası’na göre Adalet müfettişleri cumhuriyet savcıları gibi soruşturma yetkisine sahiptir.
Bu nedenle savcı nasıl ki kozmik odalara girebiliyorsa, müfettişler de girebilirler.
Üst-baş ararlar, ev araması yaparlar, telefonları dinletebilirler.
Tabii ki her birisini yaparken mahkemeden karar çıkartmak zorundadırlar.
Başka türlü soruşturma yapmak imkanı varsa söylesinler...
Böyle iken neden öyle?
Generalin telefonu dinlenir, yeri geldiğinde başbakan da dinlenir...
“Hakim ve savcılar dinlenemez” derseniz, o zaman altında kötü kokular var demektir.
En azından bu tip bir ayrıcalık, camiaya hakarettir.
Bana göre Danıştay ilgili dairesinin yönetmeliğin o maddelerini durdurması bir şey ifade etmez, çünkü yasa, hakim ve savcılar hakkındaki soruşturma yetkisini Adalet müfettişleri ile kıdemli hakim ve savcılara verdiğine göre, soruşturmanın kapsamında her türlü arama, tarama, dinleme gibi yetkiler de vardır...
Bu yetkiler, yasa yürürlükte olduğu sürece devam eder.
Soruşturma yap, ama telefonlarımızı asla dinleme!
Normalde öyle de, anormalde neden öyle?
Bazıları o tip sahaların kurcalanması taraftarı değil mi?
Yarası olanlar mı var?
Gocunanlar mı?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi