Ahmet Varol

Ahmet Varol

Beyrut’tan Görünen Kudüs

Beyrut’tan Görünen Kudüs

Kudüs Müessesesi’nin bu yılki yıllık kongresine ne yazık ki işgal altındaki Filistin topraklarından ve özellikle de Kudüs’ten kimse katılamadı. Geçmiş yıllarda Kudüs halkını temsilen Müslümanlardan da Hıristiyanlardan da katılanlar oluyordu. Ama bu yıl ne Müslümanlardan ne de Hıristiyanlardan katılan oldu. Bunun sebebinin işgalci Siyonist devletinin engellemeleri olacağını tahmin edersiniz. Bir yandan Kudüs’te Yahudileştirme faaliyetlerini hızlandırmak için bu şehrin yerli halkını oluşturan Filistinlileri zorla çıkarmak için muhtelif baskı uygulamalarına başvuran işgalci saldırgan devlet, o insanların haklarını savunacağı toplantılara katılmak için çıkmalarını ise engelliyor.
Kudüs’le yine de bir bağlantı kurulması ve oradaki halkı temsil edecek bir sesin duyulması için Kudüs Müessesesi’nin çalışma oturumlarının birincisinde Müftü İkrime Sabri ile görüntülü bir şekilde uydudan canlı bağlantı kuruldu. Şeyh İkrime Sabri bir süre mesajını ilettikten sonra sesler karışmaya ve muhterem müftünün sesleri bozuk bir şekilde gelmeye başladı. Bu engellemenin ve ses karışıklığının sebebinin de işgalci Siyonist devletin uygulamaları olduğu kesindi. Hakları gasp edilen ve vahşi zulüm uygulamalarına maruz kalan insanların seslerinin duyulmasına bile tahammül edemeyen işgalci Siyonist devletle “barış”ın nasıl mümkün olabileceğini artık düşünün. Biz de yıllardan beri Siyonist işgalin İslâm coğrafyasının kalbine saplanmış bir hançer olduğunu ve onun başlı başına barışın önünde engel teşkil ettiğini dile getirmeye çalışıyoruz.
Kudüs Müessesesi’nin oturumlarının geneli kurumun içyapısıyla ve çalışma düzeniyle ilgili olduğundan onlardan söz etmeye gerek görmüyorum. Kudüs davasına ilgi duyanların bilmelerinin yararlı olacağını düşündüğüm bazı kısa notları aktarmakla yetineceğim.
Kurumun Genel Sekreteri Dr. Muhammed Ekrem el-Adluni, çalışma oturumlarından birinde kurumun ve muhtelif ülkelerdeki şubelerinin 2009 yılı içinde yaptığı faaliyetler hakkında bilgi verdi. Bu faaliyetlerin ana eksenini Kudüs’te Filistinli varlığın korunması oluşturuyor. Bu yöndeki faaliyetlerin de bir boyutunu dışa, bir boyutunu ise içe bakan tarafı oluşturuyor. Dışa bakan tarafa yönelik faaliyetlerde tanıtım, Kudüs davasının ciddiye alınması, buradaki Siyonist işgalin yürüttüğü Yahudileştirme çalışmalarından kaynaklanan tehdit hakkında bilgi verilmesi oluşturuyor. Bu yöndeki bilgilendirme faaliyetleri insanlarımızın Kudüs davasına biraz daha yakından bakmalarını ve Yahudileştirme tehlikesine karşı daha sağlam bir mevzi oluşturmak için aralarındaki dayanışmayı güçlendirmelerini sağlayacaktır. Dayanışmanın ve güçleri birleştirmenin aşılması zor zannedilen engellerin aşılmasını nasıl sağladığını Gazze’ye doğru çıkarılan son Filistin’e Özgürlük Konvoyu’nda da görüldü. Ayrıca içe dönük faaliyetlerin potansiyelini de dışa dönük faaliyetlerde muhatap alınan kitleler oluşturmaktadır. Onun için bu faaliyetleri, kitleleri bilinçlendirme, bilgilendirme çabalarını basite almamak gerekir.
İçe dönük faaliyetlerin amacı ise orada varlığını sürdüren Filistinli kitlenin kararlılığını koruması, işgalci Siyonistlerin baskılarına rağmen Kudüs cephesini terk etmemeleri, ribatı yani savunma çizgisini iyi korumaları için onlara yardımcı olunması ve destek verilmesi oluşturmaktadır. Çünkü bu insanların kararlı bir şekilde mevziyi korumaları, oradaki Filistinli varlığın himayesi için kararlı bir şekilde mücadele etmeleri kendilerine verilecek destekle, yapılacak yardımla doğru orantılı olacaktır. Onlara arka çıkılmaması, kendilerine destek verilmemesi durumunda işgalci Siyonistlerin baskıları karşısında tahammül etmeleri ve mevzileri korumaları zor olacaktır. O mevziler ise sadece Filistinlilerin değil tüm ümmetin mevzileridir. Kudüs’teki mevzilerin korunması ise orada Filistinli nüfusun özellikle de Müslüman varlığın korunmasıyla, Siyonistlerin demografik dengeleri bozma planlarının boşa çıkarılmasıyla olacaktır.
Kurumun aktif araştırmacılarından değerli kardeşimiz Ziyad el-Hasan da 2009 yılı içinde özelikle Kudüs’te hayata geçirilen projeler hakkında bilgi verdi. Projelerin önemli bir kısmını burada yaşayanların evlerinin korunması ve barınak şartlarının iyileştirilmesi oluşturuyor. Çünkü işgalci Siyonist devletin göçe zorlama politikasının en önemli boyutunu onların evlerini ellerinden almak veya barınak şartlarını kötüleştirmek oluşturmaktadır. Ayrıca tarım arazilerinin ıslahı, tarihi eserlerin korunması ve muhtelif sosyal faaliyetler de hayata geçirilen projeler içinde önemli bir yer tutuyor. Fakat gerçekleştirilenler ihtiyaç duyulanların çok gerisinde kalıyor.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi