Afganistan, dünya afyon üretiminin yüzde 90’ını gerçekleştiriyor...
İşgal sürecinden sonra ortaya çıkan bu durumu, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Dairesi’nin yayınladığı rakamlar da doğruluyor...
Taliban döneminin sona erdiği 2001 yılında 185 metrik tonlara kadar inen yıllık afyon üretimi, 2004 yılında 4,200 metrik tona, 2008 yılına gelindiğinde ise 8,500 metrik tona yükseldi...
Geometrik olarak katlanan bu hasat, yüzlerce ton saf uyuşturucu madde anlamına geliyor...
Narkotik uzmanlarına göre bu üretimin yıllık değeri 400 milyar doları aşıyor...
Mantıksızlık da işte tam burada başlıyor...
Afganistan, terörizmle mücadele iddiası ile 2001 yılında ABD tarafından işgal edildi... Fakat aynı topraklarda terörizmin en önemli finans kaynağı olan uyuşturucu üretiminde rekor patlamalar yaşandı...
Peki, bu ne anlama geliyor?
En son askeri teknolojiler, istihbarat ağları, uydular ve özel birliklerin faaliyetine rağmen Afganistan’daki uyuşturucu üretimi görülmemiş bir hızla arttığına göre akıllara ister istemez eski mevzular düşüyor...
1986 yılında Reagan yönetiminin, Amerikan Kongresi’nin kararlarına rağmen İran’a gizlice silah sattığı ortaya çıkmıştı... Elde edilen kaçakçılık paralarının da Nikaragua’da hükümete karşı savaşan kontralara aktarıldığı tespit edilmişti...
Savaş bölgelerinden elde edilen gri renkli fonların, diğer operasyonların finansmanında kullanıldığı konuşulmuştu...
Uluslararası uyuşturucu işlerinde, istihbarat örgütleri, politikacılar, bürokratlar, kaçakçılar ve terör örgütleri arasında ittifaklar kurulabiliyor... Bunun yığınla örneği var...
Bu zincirin halkaları içinde, bankalar ve banka dışı mali kuruluşlar da yer alıyor...
Para aklama işlerini kolaylaştıracak finansal araçlar her geçen gün daha da çeşitlenirken, dünyada bir yıl içinde 700 milyar dolar uyuşturucu parasının el değiştirdiği söyleniyor...
Bu paralar bir şekilde yıkanıyor ve sistemin içine giriyor...
Çok fazla karşılıksız doların basılmakta olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek...
Ekonomilerin ay gibi iki yüzü vardır...
Aydınlık tarafının, basılan bu kadar doları normal piyasa şartlarında sindirmesi mümkün değildir...
Fakat şimdilik bir tezden ibaret olsa da; karşılıksız basılan bu kadar doların, sistemin çökmemesi için çok büyük bir ekonomide, şiddetle talep edilen bir emtia ile değiştirilmesi ve bunun ticaretinde sürekli olarak kullanılması gerekecektir...
Bildiğimiz çok basit bir gerçek var... Kapitalist ekonomiler, kanunlar tarafından denetim altına alınamıyor... Mesela sigara kaçakçılığı önlenemiyorsa ve büyük bir pazar talebi de varsa, yabancı sigara satışı en sonunda serbest bırakılacaktır...
Yani kanunlar piyasalara göre hafifletiliyor, dolar da bu ticarette rezerv para olarak kullanılıyor...
Paranın yakın tarihi de bu tezi doğruluyor... Sözgelimi yirmi yıl öncesine kadar ciddi mali suçlar kapsamına giren işlemler, bugün kanunların koruması altında mali piyasalarda serbestçe yapılabiliyor...
Spekülatörlük bile suç olmaktan çıkarılıp, finans piyasalarının en itibarlı işlerinden birisi haline getirilmiştir...
ABD muazzam miktarlarda karşılıksız dolar basarken, onun işgal ettiği Afganistan’da uyuşturucu üretimi yeni rekorlara koşuyor...
Ne dersiniz, çok mu alakasız görünüyor?