Deşifre edilen çeteler, Gülen hareketi ve AKP

Deşifre edilen çeteler, Gülen hareketi ve AKP

Üst üste deşifre edilen darbe yapılanmaları, bazı gruplara yönelik kara propagandanın kaynağını da ele veriyor.
Son yıllarda AK parti ile Gülen hareketine karşı yoğun bir kampanya yürütülmüş, bu iki grup ABD iş birlikçisi olarak lanse edilmeye çalışılmıştı.
Birçok bürokrat arkadaşımın, bu propagandalara nasıl maruz bırakılarak etki altına alındıklarına tanık olmuştum.
Propagandacıların, milliyetçilik, dindarlık kisvesi ile hareket ettiklerini söylememe gerek yok.
Suret-i haktan görünerek, hakkı, yalanın, iftiranın tesir gücünü artırmak için bir araç olarak kullanıyorlar.
Bu propagandalardan en çok etkilenenler ise, milliyetçiler.
Zaten AKP ile Gülen hareketini yıpratmak isteyenlerin hedef kitlesini de, milliyetçiler teşkil ediyor.
Din, vatan, Millet edebiyatı ile başka grupları etkilemeye imkân yok.
Dindarlık, milliyetçilik hissiyatı aşan bir şuur haline dönüşmedikçe, dinle dindarı, milliyetle milliyetçiyi, her zaman istismar etmek mümkündür.
Elli yıla, 50 darbe, darbe teşebbüsü, muhtıra veya çete sığdıran bir ülkede bu tip propagandalara karşı, daha dikkatli olmak gerekirdi. Hele Milliyetçilerin daha önce kendi başlarından geçen aynı mahiyetteki suçlamalara karşı daha duyarlı ve uyanık olmaları beklenirdi.
Düne kadar Amerikancı diye suçlananlar milliyetçilerdi çünkü. Hala da bazı eski tüfek komünistlerin zaman, zaman TV ekranlarında aynı iddiayı dile getirdiklerini görüyoruz. Bilhassa 12 Eylül anlatılırken Komünist ihtilal yapma hevesleri kursaklarında kalanlar, Ülkücüleri Amerikancılıkla suçlayarak teselli buluyorlar.(Ülkücülerin, milliyetçilerin hiçbir zaman ABD veya onlar gibi Rus veya Çin bayrakları taşımadıkları bu yazının konusu olmadığı için bu konuya girmiyorum. O dönemde herkesi taşıdıkları bayrağa göre sınıflandırsalardı Ülkücülere, milliyetçilere Türkiyeci, Solculara, Marksistlere ya Sovyet iş birlikçisi, ya da Çin işbirlikçisi demek gerekirdi.)
Dindardan, Milliyetçiden iş birlikçi olmaz. Ne din, ne de milliyetçilik iş birlikçiliğe cevaz vermez. AKP ile Gülen hareketi aleyhine yapılan propagandanın amacı din veya milliyetçiliğin gereğini yapmak değil, din ve milliyetçiliği kullanarak yine gerçek dindar ve milliyetçileri vurmaktır. Dini, dinle, milliyetçiliği milliyetçilikle vurmak öteden beri siyasi bir gelenek olmuştur bizde. Mesela yazdığınız kitaba Allah’la aldatmak da diyebilir, Ahmet’le, Mehmet’le, Yaşar’la aldatmak da diyebilirsiniz. Ama Yaşar’la aldatamaz, Allah’la kolaylıkla aldatabilirsiniz.
Deşifre edilen darbe senaryoları benzer bir kampanyanın AKP ile Gülen hareketi aleyhine de yürütüldüğünü gösteriyor. En nezih hassasiyetler en çirkin amaçlar uğruna istismar edilmiş… Onun bunun kucağından inmeyenler, ona buna çamur atmaktan, kara çalmaktan imtina etmemişler. Şimdi darbecilerin boyaları tek, tek dökülüyor. Bu millete hizmeti ibadet bilenlerin(Özellikle Gülen hareketinin) nasıl iftiraya uğradığı, toplumun nasıl aldatıldığı anlaşılıyor. Ortaya çıkan belgeler, sadece bu hakikati anlamamıza vesile olursa bile, görevini yapmış olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi