Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

İktidarsan, yapanın yanında bırakmayacaksın

İktidarsan, yapanın yanında bırakmayacaksın

Önce şu cümleyi kuralım:
Anıtkabir’in üzerinde tüp patlatmak suretiyle katliam planı yapanlara bu yargı “müebbet hapis” verdi, toplu katliam planı yapanlara ne verecek?
Darbecilere ne verecek?
Merak ediyorum...
Arkasından diğer gündeme geçebiliriz.
Sayın Kanadoğlu, Ergenekon’a yine bir rahatlama fişeği gönderdi.
Ne dedi?
“Savcılar ellerindeki evrakı askeri savcıya vermezse görevi kötüye kullanmış olurlar.”
Nasıl oluyorsa?!.
Hani savcıların verecekleri her türlü kararlara karşı itiraz yolu vardı?
Hani hakimlerin kararlarına karşı da hem itiraz hem de temyiz yolu vardı?
Savcı soruşturma evrakını vermezse yaparsın itirazını, hakim dosyayı vermezse uyuşmazlık mahkemesine gidersin. Yol bu iken, neden “görevi kötüye” kullanmak?
Sayın Onursal Başsavcı.
Hem bu sıfatı neden kullandıklarını hadi benim gibiler zorundan anlar da, halkımız anlamaz.
Hem niçin anlasın ki?
Bir kimse emekli olup köşeye çekilince; aynı görevi devam ettirmeyeceğine göre onuru veya onursuzu ne demekse?
Emekli misin?
Allah kabul etsin...
Taksiratlarını affetsin...
Yoksa asilzadelik zihniyeti mi?
Öyle ya, kaç tane onursal valimiz var?
Kaç tane onursal kaymakamımız var?
Kaç tane onursal başbakanımız var?
Hem bu askeri eylem neden askerin görevi değil de ta uzaktakiler?
Olmaz da, hadi oldu diyelim.
Askeri şahıs kadın satıyorsa, darbe yapıyorsa buna da mı askeri görev diyeceğiz?
Askerin öyle bir görevi var mı?
Sokakta ilk rastlayacağımız kişiye askerin görevini sorsak “Devleti dış düşmanlara karşı korumaktır” der. Başka ne?..
Bu millet evladını sana darbe yap diye mi teslim etti?
Veya o karanlık işlerde kullan diye mi?
Hadi iftiradır diyelim ama, ortalık cephanelik, cinayet planları ile kaynıyor.
Başbakanı vuracaksın, sonra da çıkıp “askeri görev” diyeceksin...
Şunu soralım:
Elde bu kadar aleni delil varken hangi hakim kalemini kırmaz?
Hangi vicdan bu kadar kanlı senaryoya hoşgörü ile bakar?
İşte asıl sorun burada düğümleniyor.
Kim yetkili?
Devran dönüyor, hükümetin kapısına dayanıyor.
Bir ANAYASA değişikliği...
Kıyısından köşesinden değil, tamamından...
Ama görülen köy kılavuz istemez hesabı, AK Parti içerisindeki truvacıların orada burada attıkları nutuklar korkarım ki suyu bulandırmak içindir.
Öyle ya, bu işin nutkunu atacak tek kişi sayın Başbakandır.
Ondan sonra Bakanlar Kurulu.
Veya Meclis Başkanı...
Onlar susar da yetkisiz ikinci, üçüncü sırada olanlar orada burada konuşur dururlarsa, bu demektir ki pişmiş aşa su katılacak. Aynen havalar öyle esiyor veya estiriliyor...
Şipşak yapıp geçelim, göz boyama yaptı desinler...
Hani ceza kanunlarında zamanın Adalet bakanı da şipşak yapınca tüm mahkemeler rahatlayacağı yerde tıkandı ya. Yargıda yangın çıktı.
Öyle olmaz inşallah...
Truva oyunları tekerrür etmez.
O zaman baştaki sözü tekrarlayalım:
İktidarsan aklını topla; yapanların yanına kâr kalmasın, çöz bu meseleyi.
Yarına bırakma...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi