Serdar Arseven

Serdar Arseven

Erbakan Hoca ile “28 Şubat” sohbeti

Erbakan Hoca ile “28 Şubat” sohbeti

“Muhterem Erbakan 28 Şubat’ı gözler önüne serecek mi?” başlığı altında yazmıştık.
Bunun için önemli bir fırsat vardı; Geçtiğimiz Pazar günü, ESDER (Esnaf ve Sanatkarlar Derneği) tarafından düzenlenen “28 Şubat Konferansı”nda, kamuoyunun dikkatini; “Postmodern Darbe’deki yabancı etkisine” çekebilirdi Erbakan Hoca.
Biz de bu merakla gittik etkinliğin düzenlendiği İlci Otel’e. Erbakan Hoca ve ekibin diğer önemli isimleri; Muhterem Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Ertan Yülek ve diğerleri…
Konferans öncesinde güzel bir fırsat oluştu.
Erbakan Hoca’nın ve ESDER Genel Başkanı Mahmut Çelikus’un nazik kahvaltı davetleri üzerine bir saatlik sohbete katılma imkanı doğdu.
Hocamız her zamanki gibi formdaydı. Bize “Hayli zamandır görüşemiyoruz, özledik kardeşimizi” sözleriyle iltifat edince, “Hocam, hep kalbimizdesiniz, böyle ihmallerimiz oluyor” dedik.
Müsaadelerini isteyerek, aklımızda birkaç soru olduğunu belirttik.
Ve hemen: “Darbe tartışmaları vesaire. Siz nasıl görüyorsunuz, hocam?” diye sorduk.
Gülümsedi. “Öyle bir durum olmaz” dedi.
Ve ekledi: “Emperyalistler uygun görmedikçe darbe filan olmaz.”

-Emperyalistler uygun görmez mi?..
-Şu anda öyle bir ihtimal yok.
-Sonra?..
-Belli olmaz. Bunlar her an değişebilir!.. Şu anda öyle bir ihtimal yok!..
-Şu andaki siyasi tablo.
-Dönüşe devam!..
-Nasıl?..
-Ya döneceklerdi ya gideceklerdi?..
-Döndüler mi?..
-Hem döndüler hem gidecekler!..
Bu arada, avukat İsmail Aydos’un sesi duyuldu:
-28 Şubat’ın çilesini Hocam çekti, kaymağını başkaları yiyor.
Erbakan Hoca’ya döndüm:
-Efendim ne dersiniz değerlendirmeye?
-Kaymak, burada yenmez. Kaymak, Cennet’te yenir!..
-(Mahmut Çelikus) Bak cevabın güzelliğine.

-(Devamla ben) Hocam, 28 Şubat darbecilerinden bir bölümüne dokunuldu…
- (…)
-Bir bölümü ise dokunulmaz hâlâ.
-300’ler Meclisi’ni biliyor musunuz?..
-Piramit?
-Evet, piramit.
- 28 Şubat’ın kararları da orada mı alınmıştı?..
-MGK’da bize 300’ler Meclisi’nin kabul ettiği, ABD Savunma başdanışmanı “Makovski planı”nı okudular. Doların arka tarafına bakın, piramit orada!..
-Siyonizm’in hiyerarşisi.
-Adamlar biliyorlar...
-Neyi Hocam?
-Bizim yaptıklarımızın, ABD’ye İsrail’e yaramayacağını. Kripto’da o var.
-Mahkeme, Çevik Bir’in üzerine de gitmeli… O konuda bir ‘eksiklik’ görüyor musunuz?..
-(…) (Hocamız değerlendirmeye girmeyince, Muhterem Kutan’la göz göze geliyoruz)
-(Muhterem Kutan’a soruyorum) Efendim, siz ne düşünüyorsunuz?..
-Bir gazete, Sincan’da tank yürüten General’in bu işi “Genelkurmay”dan habersiz yaptığı yönündeki beyanlarına yer vermişti.
-Evet efendim?..
-O konu da çok önemli.
-Çevik Bir meselesini, şifrelerle değil de direkt olarak Saadet’in gündeme getirmesi iyi olmaz mı?..
-(Soruya masadaki duayenlerden biri cevap veriyor) Biz istediğimiz kadar söyleyelim, fayda etmez.
-Israrla gündeme getirilirse?..
-(…)
-Hocam, 28 Şubat’ın yargılanmayan isimleri?..
-Konferansa az bir vakit kaldı. Geç kalmayalım.
Sohbetin ardından; “Konferans”a geçiyoruz. Hoca, “Balyoz operasyonu”nun bütün hızıyla sürdüğü ve BÇG’nin kurucusu Orgeneral Çetin Doğan’ın “hapis hayatıyla” buluştuğu şu günlerde…
Bir dönemin “Askeri yönetimine” ilişkin çok önemli açıklamalarda bulunuyor. Bazı şeylerin, “herhangi bir zamanda” söylenmesiyle, “Darbe operasyonu”nun yürütüldüğü günlerde söylenmesi arasında FARK VAR.
Dönemin Başbakanı, 28 Şubat MGK’sında, Genelkurmay kanadının kendisine, “ABD Devlet Başkanı’nın savunma başdanışmanının planını okuduğunu” iddia ediyorsa.
Postmodern darbenin “300’ler Meclisi’nin yani Siyonizm’in onayı ile” gerçekleştirildiğini iddia ediyorsa…
Bunlar, “28 Şubatçıları” hiç mi ilgilendirmiyor?..
Mesela Çevik Bir için; bunlar “yenilir yutulur” iddialar mıdır?..

Sadece Çevik Bir’in değil; aynı dönemin kudretli ismi Erol Özkasnak’ın da gözden uzak tutulmaması lazım.
Başbakan Erdoğan’ın, “Medya patronları iftiracı yazarları çalıştırmamalı” muhtevalı çıkışına tepki gösteren “Sözde aydın takımı”…
Bazı yazarların kapı önüne konulmasına, aralarında VAKİT’in de olduğu bazı gazetelerin haksız ithamlara maruz kalmasına yol açan “Andıç rezaleti”ni unuttu mu?..
Ertuğrul Özkök ve Oktay Ekşi, “Meslektaşlarına, 28 Şubatçıların emriyle iftira attıklarını” ortaya koyan özeleştirilerde bulundular.
O dönemin “parlak paşaları” Çevik Bir ve Erol Özkasnak; bu konular hakkında ne diyorlar?.. Onlar bir şey demiyorsa, ADALET MEKANİZMALARI ne diyor?.. Tankları yürüten Paşa; 28 Şubat’ın EDOK Komutanı Org. Erdal Ceylanoğlu’nun bu tavrı sorgulanmayacak mı?
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan konuşuyor, kimse susmasın.
O “berbat” süreç, milyonlarca insanımızın perişan olmasına, yüzmilyarlarca dolarımızın havaya uçmasına yol açtı. O operasyon, borçlarımızın katlanmasına dolayısı ile “emperyalizme bağımlılığımızın” iyice artmasına sebep oldu. Bu süreç, TSK’ya da büyük hasarlar verdi.
Ve “Derin devlet”in bir “Şubesi” olan PKK’ya güç verdi!..
Bildiklerini ortaya koymayan, elindeki imkanları sonuna kadar kullanmayan 28 Şubat’ın “vebal ortağı” olur!.. İşte Erbakan Hoca, 28 Şubat’ın “iyice” üzerine gidilmesini telkin eden çok önemli bir adım attı.
Bu sürece, suç duyuruları ile sivil toplum örgütlerimiz katkıda bulunmalı. Devamını da “ADALET” getirmeli!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi