Hasan Aksay

Hasan Aksay

Devlet adamı, millet adına konuştuğunu bilendir

Devlet adamı, millet adına konuştuğunu bilendir

Olur olmaz şey söyleyen, hiçbir şey söylemiyordur. İddiasına ters işler peşinde insanları yanıltmaya çalışan, kendini yanıltır. Devlet adamı, “Teröristi getir, vekil yapalım” demez, diyemez. Darbe yandaşlığı, avukatlığı yapamaz. Böyle bir zannın yakıştırılmasına müsait noktada dahi duramaz. Bu, insanlıkla, siyasetle barışmaz.
Liderinin peşinde CHP nerede, nereye gidiyor? Millete zaman ve imkan kaybettiriyor. “Ben” ve “Benim dediğim”den başka ne diyor? Ortalık silah ve vesika kaynıyor, sivil ve askeri savcılar ciltlerle vesikalar, iddialar yazıyor, itiraflar, mahkemeler aylardır yargılama yapıyor. O hâlâ “yok bir şey” nakaratına takıldı. “Döner dünya o dönmez, -Çünkü sabittir inadında.”
Devlet, siyaset gerektirir. Siyaset, devlet adamı. TBMM’ye, millete, millet iradesine meydan okuyarak “Terörist getir”le devlet adamlığı olmaz. TBMM, rey-i millet, fikr-i millet, ümid-i millettir. “Bu meclis yapamaz” demek ne demektir? Bu, nizama, devlete, millete hakarettir. Böyle bir demokrasi yoktur, olamaz.
Milletine inanmayan, onun reyine, fikrine saygı duymayan inadıyla CHP, millete pahalıya mal olmakta, zaman ve imkan kaybettirmektedir. Daha dün, “Bu TBMM Cumhurbaşkanı seçemez” iddia ve eylemleri, nelere mal oldu. Kanunlar, teamüller çiğnendi. Milletin zamanı, huzuru ve imkanları kaybettirildi. Sonuç?
Cumhurbaşkanı yoksa, seçilememişse, TBMM Başkanı vekalet eder. Kanun bu, usul bu, teamül bu! Ahmet Necdet Sezer, evinden geri getirildi. Kanun adamı (!), devlet adamı (!) Sezer, kanunları çiğneyerek, devlet adamlığına veda ederek, tarihe, millete, akla ve vicdana karşı, bir sıkıntı duymadan geri geldi. Köşk’e oturtuldu. Ecevit’e ve tarihe anayasa fırlattığı günlerden beter, millete zarar verdiğinin farkına varamadı. Yetmedi. Kendisini geri getirenler, önüne ne koydularsa olur olmaz imzaladı. Yangından mal kaçırır gibi tayinler yaptı. “Temsil makamı” dediği Cumhurbaşkanlığı, hükümeti, icrayı yok saydı. Kap-kaççılık derecesinde bir acelecilik... Hayret ki hayret!
Bu tür marifetler CHP’de ithal malı kadar hazır ve kolay görülüyor. Nereden, nasıl ithal edilip ittifak doğruluyor? Siyasetle, akılla, mantıkla, realiteyle uzlaşmayan, yüce meclisi askıya alan 367 garabeti millete nelere mal oldu. Milletimize, imkan, itibar, zaman kaybettiren; devlet kurumlarını yanlışa iten; tarihimize utanç teşkil edip, milleti huzursuz eden bu, başörtüsü ve katsayı gibi boş oyalama ve huzursuzluklardan ibret almamış olmalı ki şimdi de, “Bu meclis, anayasada değişiklik yapamaz” nakaratı.
Meclis niçin var? Memleket ve millet için ne gerekiyorsa yapsın diye. Şimdi bu meclisin en acil görevi, adalet reformunu ve arkasından yeni bir anayasa yaparak millete sunmaktır. Milletçe acil olarak seslendirilen bu iki görev, yüce meclisin, millete, tarihe karşı ertelenemeyecek sorumluluklarının başındadır. Devlet adamlığı ciddi bir iştir. Temel değerler üzerine oturur. İcraat, hizmet gerektirir. Millet-devlet gereklerini sürüncemede bırakarak, hizmetleri engelleyerek siyaset yapılmaz, devlet adamlığı olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi