Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Darbecileri yargılamak öyle kolay mı?

Darbecileri yargılamak öyle kolay mı?

Muhalefet cenahı 12 Eylül darbecilerinin önünü tıkayan Anayasa’nın ek 15. maddesinin kaldırılmasına razı ama, Ergenekon darbecilerinin yargılanmasına ateş püskürüyor.
CHP diyor ki; 15. maddeyi paket halinde getirirseniz oy vermem, tek başına getirirseniz veririm. İşi yokuşa sürmenin Latincesi!
Armut dersen çıkarım, elma dersen çıkmam!
Derbelere karşı isen, teklif hangi halde gelirse gelsin parmağını kaldırırsın.
CHP ile MHP parmak yerine kazan kaldırıyor.
Önce soralım.
Öyle veya böyle Anayasaya konulan bir madde ile “yargılanmama” hakkını elde edenlerden bu hakkı nasıl geri alacağınızı söyleyin. Hangi kitapta yazıyor?
Hukukta var mı öyle bir kural?
Verirsin, sonra da canın sıkılınca geri alırsın!
Çocuk oyuncağı mı?
Eğer oluyorsa 4616 sayılı “cezaların ertelenmesine” dair yasa ile 40 bine yakın suçlu cezaevlerinden dışarıya salındı, bunların beş bine yakını cinayetten sanık.
Halk arasında Rahşan Affı...
15. Madde geri alınarak yargılama oluyorsa 4616 sayılı yasa da geri alınmak suretiyle 40 bin insanı yeniden yargılama yolunu açalım.
Olur mu?
Devlet verdiği hakkı geri nasıl alabilir?
Hukukçular olayı zamanaşımı yönünden ele alsalar da olmaz.
“Zamanaşımı”, yargılanmasında yasal engel olmayanlar içindir.
Cumhurbaşkanı’nın (vatana ihanet suçu hariç) anayasadan kaynaklanan “sorumsuzluk” yetkisi vardır, birisi çıkıp da Mustafa Kemal’i bu konuda yargılayalım derse ne olur?
Olur mu?
12 Eylül darbecileri işi sağlama aldılar.
15. maddeyi Anayasaya koyup referanduma götürerek yargılamanın önünü kestiler.
Şimdi birileri çıkıp “hayır olamaz, yargılansınlar” diyorsa, o zaman sen de bir başka darbe yapar, yeni anayasa oluşturur, “yaptım” dersin, olur biter...
O zaman her verilen, ertesi sabah geri alınır...
Bu mantık, olsa olsa CHP zihniyetidir.
Hukuk değildir.
CHP 12 Eylül yargılansın diyor ama bugünkü darbecilerin avukatlığına soyunuyor.
Nasıl oluyor?
Nasıl olacak, CHP yönetimi biliyor ki 12 Eylül darbecileri artık yargılanamaz, ama Ergenekoncular yargılanıyor.
O halde duran trene değil de giden trene binmek hikayesi.
Yani deli ama eve kaçan deli!
Sokağa kaçmıyor...
Bu durumda yapılacak tek şey.
15. madde görünümü kirlettiği için kaldırılmalı, yargılamak için değil...
Yargılamak içinse ha vardır, ha yoktur fark etmiyor.
Bir başka önemli görünüm Anayasanın “değiştirilemez, değiştirilmesi de asla teklif edilemez” maddeleridir. Bu görünüm ne olacak?
Hem demokratik anayasa diyeceksin, hem de tabulara yer vereceksin.
Asıl bu çelişkiyi ortadan kaldırmak lazım.
Bu çelişki sürdüğü sürece ne yaparsanız yapın ülkenizin adını demokratik ülke olarak kabul ettiremezsiniz. Tabuları olan ülke demokratik ülke değildir...
Zaten değiliz.
Benim görüşüm, Anayasa Mahkemesi’nin hem kuruluş ve hem çalışma esas ve usulleri değiştirilmediği sürece iktidarın yapmayı düşündüğü kısmi değişikliklerin yarın Anayasa Mahkemesi’nin direğinden dönme ihtimali kuvvetli...
Çalışmalar boşa gidecek...
Anayasa Mahkemesi bu haliyle durduğu sürece sürprizleri bekleyiniz...
Çünkü adamlar suç işleyenleri değil, suçsuzları yargılamaya alışmışlar.
Hani idam kararını verirsin, savunma sonradan gelir.
İşte o zihniyet...
Sen Ergenekon dersin, o da seni basını susturmakla, çağdaş ve de aydınları tutuklamakla, orduyu yıpratmakla suçlar. Sen anayasa dersin, o da tabular der...
Asıl bu durakta durmamız gerekiyor.
Muhalefet ile uzlaşmaya çalışan iktidar acaba başarabilecek mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi