M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Karara tepkiler ve çizilen karizma

Karara tepkiler ve çizilen karizma

Karşı çıkanlar da vardı.
Savunanlar da.
Her iki tarafın haklı-haksız bir takım gerekçeleri bulunuyordu.
Hepsi söylendi, yazıldı...
Nihayet karar çıktı ve“bedelli askerlik” şimdilik rafa kalktı.
Başka bir tabirle “halının altına süpürüldü”.
Hükûmet, bugüne kadar hep halının altına süpürülen sorunları temizlemekle övünüyordu.
Ama bu kez olmadı, “gerekli şartlar oluşmadı” diyerek çözüm ertelendi.
Başbakan’ın beyanatlarından ciddi anlamda umutlananlar, tek kelimeyle “hayal kırıklığı” yaşadılar.
Bu konu, ya detaylı görüşmeler yapıldıktan sonra telaffuz edilmeliydi, ya da madem edildi arkasında durulmalı ve sonuçlandırılmalıydı!
Siyaset kurumu bu kararla “yara aldı”.
***
Beklentileri boşa çıkanlar çok tepkililer.
Tepkiler o kadar sert ki, ciddi serzenişler yanında, ağır itham ve iddialar da var!
İşte bu tepkilerden bazıları:
“Sayın Başbakan kendi çocuklarının bedelli askerlikleri için gerekli şartları oluşturmuş çocukları bedelli askerlik yapmıştır, fakat sıra bedelli bekleyen sıradan yüz binlerce vatandaşa gelince şartlar oluşmamış denmiş, yüz binlerce vatandaşımız mağduriyetleri ile baş başa bırakılmıştır...”
......
“Bedelli askerlik bekleyen yüz binlerce vatandaşımız, kendi ülkesinden ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden soğutulmuştur ....”
.......
''Parası olan askerliği bedelli yapacak, olmayansa 15 ay sürünecek diye yapılan savunmalar olabilir. Ama günümüzde bu konuda sanatçısından sporcusuna, siyasetçisinden bürokratına kadar bir sürü ünlü insanın türlü “formül” “hile” veya “oyun”larla askerlikten kaçtığı veya “muaf” tutulduğu kamuoyunda görülmektedir. Hatta, para ve nüfûzunu kullanarak “sahte çürük raporları”yla askerlik hizmetinden kaçmaları nasıl açıklanabilir? Esasen bunların almış oldukları raporlar tekrar gözden geçirilmeli, eğer gerçeğe aykırı olanlar varsa, zamanı geçmiş olsa dahi bedelini ödemelidir.''
Evet, tepkiler böyle sürüp gidiyor.
***
Tahsilleri sebebiyle askerliğini geciktirenler de bu sonuçtan oldukça rahatsızlar.
Diyorlar ki:
“Okuyan kesim olarak; biz okulu bitirip diplomayı ve beraberinde mesleğimizi elimize aldığımızda kendimizi 25-26 yaşlarında bulduk. Bu esnada; geçimini sağlamakla yükümlü ailelerimiz olduğundan onları ortada bırakıp askere gidemedik. İş hayatına atılan arkadaşlarımız ise; işlerini bırakıp 15 ay askerlik yapmaları durumunda, emek verip bir yere getirdikleri işlerini kaybetme endişesiyle askerlik vazifelerini yerine getiremediler.”
.....
“Bu dertten öncelikle kurtarılması gereken kesimin yaşları 30'a merdiven dayamış kesim olduğu bilinmektedir. Önümüzdeki yıllar profesyonel askerliğe geçileceği düşünülürse; önceki uygulamalarda olduğu gibi 27 yaş ve üzerine çıkacak bir "bedelli askerlik yasası"nın sorunu büyük ölçüde çözeceği açıktır.”
***
Bu konuda en masum soru da şu:
“Bedelli, yurt dışındaki vatandaşa var da, yurtiçindeki vatandaşa niye yok?”
“Zengin vatandaşlarımız, 3 yıl yurtdışında kalmaları halinde "dövizli askerlik" hakkı elde ediyorlar ve 21 gün süreyle askerliklerini yapıp hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.” diyor ve bedelli çıkacak olursa, sağlayacağı faydaları da şöyle sıralıyorlar:
“Bedelli askerlik uygulanırsa; Anayasa'nın eşitlik ilkesi'ne çok da uymayan bu durumun ortadan kalkması sağlanacaktır. Ayrıca; son zamanlarda ortaya çıkan çok sayıda "çürük raporu çetesi" vak’asının önüne geçileceği de açıktır...”
......
“Devletimiz açısından en önemli fayda; elde edilecek ciddi gelirdir. Askerlik harcamalarının kısılması ve tasarruf edilen bu parayla vatandaşlara daha iyi eğitim ve sağlık hizmeti verilebilecektir.”
Aldığımız tepkiler özetle böyle.
Şayet “bedelli askerlik” gerçekleştirilseydi, buna karşı çıkanların da görüşlerini elbette sütunumuza taşırdık.
***
Bu kararla kamuoyunda oluşan kanaat şudur:
Başbakan’ın şahsında siyasi otorite, asker karşısında “karizma”yı çizdirmiştir.
Böyle olacak idiyse, keşke hiç “telaffuz” edilmeseydi!...

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi