M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Kazanç Mevsimi

Kazanç Mevsimi

Maneviyatın en yoğun yaşandığı bir iklime giriyoruz.
“Üç aylar” diye bilinen Recep, Şaban ve Ramazan’a merhaba diyoruz.
Kazanç peşinde olanlar için fırsat aylarıdır bunlar.
Gerçi “üç aylar” tabiri İslam dünyasına çok sonradan girmiş bir kavram.
“Asr-ı Saadet”te böyle bir niteleme yok.
Ama bu aylar, o zaman da var.
Üstelik içinde yaşanan gün ve gecelerin özellikli oluşları, hadislerle sabit!
Bu aylara rağbet, Peygamberimizin bir sünnetidir.
13 Haziran Pazar günü idrak edeceğimiz Recep ayı’nın ilk Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece de, bu rağbetin işaret levhası gibidir:
Adı:“Regaib”.
***
Tarihten bugüne üç aylar sevgisi özellikle Türk dünyasında hep canlı kalmıştır.
Ünlü seyyah İbn Batuta, Anadolu'nun muhtelif merkezlerini ziyareti sırasında, cuma günlerinin, kandil gecelerinin, üç ayların ve bilhassa Ramazan ayının çok büyük bir istek ve heyecanla karşılandığını ve dolu dolu yaşandığını anlatıyor.
Tarihte olduğu gibi bugün de halkımız üç aylar geldiğinde farklı bir atmosfere girdiğini, topluma hissettirir.
Yaşadığı hayata olumlu anlamda bir düzen gelir.
Bu durum, sosyal hayata tüm yönleriyle yansıdığı için, asayiş olayları ve adli vakalarda gözle görülür bir azalma yaşanır.
Çünkü, üç aylar kalplerin manevî doyum ve ruhların duyum mevsimidir.
Haramlar, günahlar bu ayda fazla yüz bulamazlar.
***
Sadece ritüel kalıplarda üç ayları geçirmek değildir hedef!
Üç aylar sonrasında da, bize yön verecek ilim ve hikmeti amellerimize yoldaş etmeliyiz.
Okumadan, dinlemeden, araştırmadan ucuz bir idrakin, kör bir taklidin peşine takılmamalıyız.
Recep ayı nedir?
Regaib ne demektir?
Diğer mübarek gün ve gecelerin özellikleri nelerdir?...
Bunlara Rasûlüllah Efendimiz nasıl bir anlam yüklemiştir?
Neden Recep ayı ile birlikte dini hayatını daha da canlı tutmuş, ibadetlere ağırlık vermiştir?
Bütün bu sorulara bizzat kendimiz kafa yorarak cevap bulmamız gerek!
Bu ayların, bu gün ve gecelerin mutlaka farklı bir anlamı, artı bir sevap katsayısı olsa gerek!
"Bu şeb fahru'l-leyâlî leyle-ipâk-i Regâibdir
Bu şeb takdîse şâyân bir şeb-i âl-i merâtibtir."
diyen şair, acaba varacağı hangi mertebeye basamak olarak Regaip Gecesi'ni seçmiştir!?..
Bir müminin dünyalık mertebeleri geçip de karar kılacağı ideal durak neresi olabilir?
Acaba bu durak, dünyada şöhret, makam, mevki, varlık ve maddi zenginlik mi?
Yoksa dünyada yansıması sadece iman ile sâlih ameller olan Allah'ın rızası ve Cennet’e kavuşma samimiyeti mi?
Ölüm sonrasına inananlar için nihai durak, elbette bu ikincisi olsa gerek!...
***
Üç aylara rağbetimiz, bu aylardan habersiz olanlara onları ulaştırma görevimizi de hatırlatır.
İyiliği emretmek ve hep hayırla yaşamak, kötülüğü reddetmek ve çirkin şeyleri hayatımızdan uzaklaştırmak, bizi “rol model” yapacak, başkalarını bize imrendirecektir.
İman paylaşımı en lüzumlu vazife olduğuna göre, sahip olduğumuz veya olacağımız bu güzelliklerin başkalarına örnek olması, en sade gösterimlerle bunların topluma takdimi yine bize düşmektedir.
Unutmayalım:
Bizim üç aylara rağbetimizin ölçüsü, başkalarının inancımıza rağbetinin de göstergesi olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi