Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bir Kenan Evren 12 Eylül etmiyor

Bir Kenan Evren 12 Eylül etmiyor

Halkın son sözünü söyleyeceği bir 12 Eylül daha var...
Şimdi göreceğiz, referandumda halk kimin 12 Eylül’ünü onaylayacak.
Milletin mi, Kenan Evren’in mi?..
Milletin 12 Eylülü’ne “hayır”, darbenin 12 Eylül’üne “evet”!..
Hele de şu şaşkınlığa bir sefer daha bakalım.
Köylüye pislik yedirtenlerin yetkileri kaldırılacak, BDP hayır oyu vermekle “kalsın” demek istiyor. Pislik yedirme işi kaldırılırsa olmaz!..
Öte yandan ülkücüler... 12 Eylül’de işkence görmedi mi?
Ülkücüler darbeden işkence görecekler, MHP darbe anayasası değişikliğine “hayır” oyu vercek. Bu ne demek oluyorsa?
Samimiyet sınavı...
Maraton Bingöl’den başladı, kimin neye karşı olduğu, neyi isteyip neyi istemediği bu referandumda ayna gibi belli olacak... Takke düşecek, kel görülecek...
Yeri gelmişken anlatayım.
12 Eylül’de akıncı gençlere yapılan iğrenç işkenceleri zamanın MSP Kırıkkale İlçe Başkanı Murtaza Dönmez’e sorun da anlatsın. Aynı anda o da nezarette olduğundan olayları kapı aralığından izlemiş. Sonra da bu gençler adliyeye mevcutlu olarak getirildiğinde hallerini gördüm. Makatlarından kan geliyordu. Jopla tecavüz etmişlerdi.
Türkiye’yi laikçiliğe teslim etmek isteyenlerin eseri... Fırsat o fırsat...
12 Eylül’ü öyle görün, sırf Evren’in darbesi olarak görmeyin..
Askerin başında Atilla Ateş gibi bir komutan olmasaydı daha da ileri gidebilirlerdi...
Karakollardaki çoğu işkenceleri devletçilik ile laikçiliğe soyunanlar yapıyordu. O yılların Ergenekoncuları onlardı. Gözlerini bağladıkları tutuklulara işkence yaparken “Vur Yüzbaşı Uğur” dediklerini Murtaza duyuyordu.
İşin içerisinde Mamak da var... Ama ne hikmettir ki o günün Mamakçıları bugün devletin en üst kademelerinde veya en paralı işlerinde...
Bu darbenin iki cephesi var; birisi çığlıklardan bir koyup on alanlar, diğeri de sahipsizler, “ayağa kalk Sakarya” ekibi... Sorumlu deyince de tek kişi Kenal Evren’i gösteriyorlar. Bugün o sahada az da olsa inancı olan Evren gibi subaylar pek kalmadı...
Şimdikiler keşke 12 Eylülcüler gibi olsa, görüyoruz ki daha kitapsız.
Evren işin başında olduğundan hadi diyelim tek sorumlu da, o günün CHP’si çok mu masumdu? Veya ülkücüleri sahaya süren MHP?
Şöyle soralım; darbeler mi hesaba çekilecek, yoksa darbeciler mi?
Darbeciler zaman aşımı olayı nedeniyle kurtulmuş olsa da darbeler duruyor, madem halkımız 12 Eylül referandumu ile yolları açacak, o zaman darbeleri sorgulayalım.
Onların hâlâ mevzileri balyozlarda, Ergenekonlarda...
Günah keçisi hesabı önüne gelen “Kenan Evren” diyor... “Neden idamlar” diye soruyorlar. İdam edilenler suçsuz idiyseler tabii ki büyük bir facia, ama onlar da durduk yerde insan öldürmüşlerse karşılığı ne olmalıydı?
Mükafat mı?
Veya film yıldızlığı mı?..
Yanıbaşımızdaki İran’ın da terörle başı dertte ama yakaladığını ipe çektiğinden o bizim kadar zayiat vermiyor.
İdam kararını veren günün hakimini sıkıştırıp duruyorlar, “Balgat katliamını yapanlara neden idam verdin” diye... Bu soruyu o katliamda evladını kaybedenlere sorun (aynı semtte olduğumuzdan ailenin çektiği acıları biliyorum), hakime neden soruyorsunuz? Sen kalk, teravih namazına gitmek üzere bir çay içmek bahanesiyle kahveye uğrayanların üzerine mermileri boşalt, sonra da “Neden idam” diye tepin!.. Hunharca cinayetse karşılığı da idam olmalı... Yüce kitabımız “Kısasta hayat var” demiyor mu?..
Sayın Evren açıklasın:
Askerin iktidara el koyması için kimler Genelkurmay’ın merdivenlerini arşındırıyordu? Hâlâ orduyu göreve çağıranlar yok değil...
O zaman askere adeta düğün davetiyesi gönderenler kimlerdi?
Darbe yapınca “kahraman asker”, sivil yönetime geçince “cunta”.
Askerle yatıp kalkanlar şimdi de “cunta” yalakalığında Evren’i suçlayınca ona canım sıkılıyor, iki yüzlülere... O yüzden bir Evren 12 Eylül etmiyor...
Düzeltme: Bir önceki yazımda eski Erzincan DGM Başkanı M.Selim Kaya’nın Başbağlar zanlılarının serbest bırakılmasına yapılan itirazda “Karşı oy vermiştim” ifadesi doğru değil, doğrusu, tutuklamaya ret kararı oy birliği ile alındı... Düzeltirim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi