Mustafa Çelik

Mustafa Çelik

Kıyâmet savaşının işaretleri/2

Kıyâmet savaşının işaretleri/2

Terörist İsrâil, Şeytan Amerika’dan destek alarak Filistinli, Gazzeli Müslümanlara kıyâmet şartlarını yaşatıyor. Filistin’in Gazze kenti kuşatma altında ve oradaki kişiler açık hava hapishanesinde.. Gazze halkı çembere alınmış ve sıkışmışlar; gökyüzüne baktıklarında bile İsrâil uçaklarını görüyorlar. Bunun için diyoruz ki; bu ambargonun mutlak manada kırılması bütün Müslümanlar için cihad cümlesindendir. Filistin’i, Kudüs’ü, Gazze’yi İsrâil’in insafına terk etmek, İsrâil’in suçuna ortak olmaktır. İsrâil’in suçuna ortak olmamak için bir avuç erdemli Gazzeli mazlum ve mahrumlara doğru yola çıktılar. Bir gemiye bindiler. Ashâb-ı Sefine oldular. Gemileri Nuh’un gemisinden ilham alan Mavi Marmara gemisiydi. Mavi Marmara gemisinin yolcuları Gazze yolunda ashâb-ı sefine olmuşlardı.
Ashâb-ı Sefîne; Onlar Resulallah’ın etrafında halelenen, meleklerin bile gıpta ile baktığı, sahabe gibi bir avuç olup kemiyetlerinin azlığının rağmına içlerindeki iman ile dünyaları sarsanlar. En büyük unvana mazhar olanlar, kendi ülkesinde kendi insanları tarafından nezaketsiz sorularla incitilenler. En şerefli nişanı hak edenler.. Onlar, İnsanlığın diri kalmış damarının ifadesiydiler. Onların yolları kıyâmet savaşlarına hazırlanan terörist İsrâil tarafından kesildi. Denizin ortasında kerbelâyı yaşadılar.
Ashâb-ı Sefine’nin şehidleri de oldu gazileri de. Ashâb-ı Sefîne şehitleri genelde manen İslâm coğrafyasının, özelde ise Türkiye’nin her bir köşesine tohum saçılır gibi gömüldüler. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun. Ashâb-ı Sefine; Gazzeli mahrumların, mazlumların yardımına koştular. Onlar camdan değil candan konuştular.
Ashâb-ı Sefine; çaresizliğin zorbalığı çaresiz bıraktığı; kanın kılıcı yendiği meydanın kahramanlarıdır. Kalpsiz dünyanın kalbi oldular. Akdeniz’e akan masum kanları ile kirlerimizi ve kibirlerimizi yıkadılar. Onlar Muhammed İkbal’ın rüyasını bir kez daha doğrulamış, Türkiyeli Müslümanların Gazze için döktüğü masum kanını bir kâse içinde Peygamberimize sundular.
Ashâb-ı Sefine; Gazze’yi ölüme mahkûm eden Siyonist emperyalizme karşı vicdan ayaklanmasının öncü temsilcileridir. Onlar dünyanın vicdanında yol alıp, insanlık dağının zirvesine demir atan Mavi Marmara gemisinin yolcuları olarak tarihe geçtiler. Ashâb-ı Sefine; vaktin havarileri, zamanın ensarileri, asrın Rabbanileri, tarihin şahidleridir. Onları Gazze seferinden dolayı suçlamak, İsrâil cinayetlerine bilerek ortak olmaktır. Günümüzde İsrail’in güvenlik hamiliğini yapan şeytan Amerika, bilerek, inanarak İsrâil’in cinayetlerini onaylayıp yardım ediyor. Yeri gelmişken burada Evanjelik Hıristiyan-Yahudi ittifakına değinmek istiyorum. ABD’nin Ortadoğu politikaları kuşkusuz bir tek faktöre indirgenemez. Birileri şunu söyleyebilir: Irak dünya petrol rezervlerinin büyük bir kısmına sahiptir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde petrol rezervleri tükenme tehlikesiyle karşılaşacak olan ABD’nin bu petrole ihtiyacı olacaktır. Diğer taraftan Irak’tan petrol alan ülkelere baktığımızda ABD’nin dünya egemenliğini tehdit eden ülkeler olduğunu görüyoruz. Yani ABD, Irak petrollerini ele geçirerek bu ülkeleri kendine bağımlı hale getirmek istiyor. Yine birileri şunu söyleyebilir: Ortadoğu’da önümüzdeki 10 yıl içinde insanlar içecek bir bardak su bile bulamayacaklar. İsrail bölgenin su yollarını ele geçirmek istiyor.
Evanjelik Hıristiyanlarla Yahudiler arasında kurulan bir ittifak vardır. Amerikan siyasetçilerinin, İsrâil yanlısı politikalarının, ideolojik-dinsel arka planını bu ittifakın oluşturduğu söylenebilir. Evanjelikler kimdir? Bu nasıl bir ittifaktır? Hıristiyanlık üç ana mezhepten oluşur: Katolik, Ortodoks ve Protestan. Ortodoksluk Balkanlar, Doğu Avrupa ve Rusya’da; Katoliklik İtalya, İspanya ve Güney Amerika’da; Protestanlık ise Avrupa’nın kuzeyi ile Kuzey Amerika’da yaygındır. Protestanlığın çok çeşitli alt kolları bulunmaktadır. Bunlardan Scofield İncil’ini referans alan Evanjelik geleneğe göre, kıyâmetin kopmasından önce Hz. İsa yeryüzüne ikinci kez gelecek ve az sayıdaki yeniden doğuşçu Hıristiyan’ın ruhları semaya yükselecek. Onlar rahat koltuklarından aşağıda, iyiler ordusunun başındaki İsa ile kötüler ordusunun başındaki Deccal arasında Armagedon’da geçen, kanlı kıyamet savaşını seyredecekler. Hz. İsa’nın dönebilmesi ise yeryüzünde sahnenin hazırlanmasına bağlıdır. Evanjelizm, sözlük anlamı yönünden, Kutsal Kitap’a yönelmek anlamını taşır. Terim ilk kez Protestan Reformu sırasında Luther ve onun bağlıları için kullanılmıştır. Ancak bugün için Evanjelizm, Amerika’daki Hıristiyan toplumunun tutucu kanadını ifade etmektedir. 20. yüzyıl başında ABD’de Protestanlar arasında liberaller ve tutucular ayrımı baş göstermiş, tutucular kendilerine önce ‘fundamentalist’ (köktenci) adını vermiş, sonraları da Evanjelikler olarak tanımlanmaya başlamışlardır. Bugün Amerika’da 30 milyonun üzerinde Evanjelik Protestan vardır ve bunlar, Eski Ahit’in; Yahudilerin Tanrı’nın seçilmiş halkı olduğu, Kutsal Topraklar’ın Yahudilerin malı olduğu, Yahudilerin Mesih’in gelişi ile birlikte bir dünya egemenliğine ulaşacakları gibi hüküm ve kehanetlerini tamamen kabul ederler. Bu nedenle de, bu konuda kendilerine düşen en büyük misyonun, Yahudilerin egemenliğine destek olmak olduğunu düşünürler. Bu desteğin en pratik yöntemi, Amerika’nın İsrâil’e yaptığı dış yardımı desteklemektir. Mesih geldiğinde Yahudiler ve onlara destek olan Evanjelikler bir yanda, ‘Yahudilerin düşmanları’ (ki bu, en başta Müslümanları içermektedir) öteki yanda yer alacak, iki taraf arasında büyük bir savaş, Armagedon, yaşanacak ve Yahudiler bunu kazanarak bir dünya egemenliği elde edecektir.
Bu sahnenin hazırlanması için bir yığın aşama gerekiyor. Yahudilerin Filistin’e dönüp İsrâil devletini kurmaları, Kudüs’ü başkent yapmaları, Mescid-i Aksa’nın yerine III. Süleyman Mabedi’nin inşa edilmesi, develerin kurban edilmesi... Tüm bunların İncil tarafından öngörüldüğüne, bu çerçevede İsrâil devletinin yaptıklarının Tanrı’nın iradesine uygun olduğuna inanılıyor. Yine öğretiye göre, sahnenin hazırlanması konusunda İsrâil’e yardım etmek, kıyâmetin çabuklaştırılması için ne gerekiyorsa yapmak gerekmektedir. Grace Halsel, Forcing God’s Hand (Tanrıyı Kıyamete Zorlamak, Kim Yayıncılık, 2002) adlı kitabında bu öğretinin tarihsel dayanaklarını; bu çerçevede Hıristiyan sağ, Amerikan Yahudileri ve İsrâil sağı arasında ne tür ittifakların kurulmuş olduğunu ve İsrâil’e her yıl ne kadar yardım aktığını anlatıyor. Terörist İsrâil, şeytan Amerika ile birlikte Kıyâmet savaşına hazırlanıyor. Planlar, projeler, hileler, desiseler ve tuzaklar kuruyorlar. İsrâil’in sahibi Amerika ise, Filistinin, Kudüs’ün, Gazze’nin ve buraların hürriyete kavuşması için mücadele edenlerin sahibi Allahû Teâla’dır. Kulluk kitabımız Kur’an-ı Kerim haber veriyor:
“Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.” (İbrahim Sûresi/ 46)
Terörist İsrâil ve hamisi şeytan Amerika’nın dağları yerinden oynatan tuzakları, denizleri kana bulayan uçakları varsa, mazlum ve mahrumların da onların tuzaklarını ve uçaklarını yerle bir eden Allah’ı vardır. Allah ile güçlenmiş olanlar, hak ve hukuk tanımayan bütün güç sahiplerini güçsüz bırakanlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Çelik Arşivi