Mustafa Çelik

Mustafa Çelik

İslâm hilafetsiz, Müslümanlar halifesiz olmaz/1

İslâm hilafetsiz, Müslümanlar halifesiz olmaz/1

İslâm, her yerde ve her zaman tatbiki mümkün olan bir dindir. İslâm’ın yönetim biçiminin adı da Hilafet’tir. “İslâm’ın herhangi bir yönetim biçimi yoktur” diyenler, İslâm’ın her yerde ve her zaman tatbiki mümkün olan bir din olduğuna inanmamış olanlardır. 

Hilafet fıtri bir sistemdir. “el- Hilafetür-Raşide/Raşid halifelik”, bizzat Rasûlüllah (sav)’in tavsiyesidir. Hz. Peygamber (sav) hadislerinde “hilâfet” ve onunla aynı kökten türeyen kelimeler, yerine göre terim anlamıyla, yerine göre kelime anlamıyla kullanılmış bulunuyor. (Buhârî, Meğâzi, 37; Ahkâm, 43; Müslim, Hacc, 425; Imâre, 61; Ebu Dâvûd, Cihâd, 72; Tirmizî, Deavât, 41, 46; Nesâî, Istiâze, 43 vs) Hilafet, Müslümanlar olarak bizim özümüz ve en büyük özlemimizdir. Hilafet Rabbimizin bize va’didir. Yani Hilafet Va’dullah’tır.

“Allah, içinizden iman edip de güzel amelde bulunanlara yeminle vâdetti ki, kendilerinden evvel gelenleri (kâfirlerin yerine) nasıl halife yaptı ise, onları da muhakkak (müşriklerin yerine geçirip halife kılacak; onlara kendileri için beğendiği dini (İslâm’ı) herhalde payidar kılacak; onların korkularını güvenliğe çevirecektir. Ta ki onlar bu güvenlik içinde bana ibadet etsinler bana hiçbir şeyi ortak tutmasınlar. Kim bundan sonra nankörlük ederse artık onlar fâsıkların ta kendileridir.” (Nur Sûresi/55)

Kur’ân’ın bu âyet-i kerimesi genelde insanlığa, özelde ise biz Mü’minlere diyor ki: “İslâm Hilafetsiz,  Müslümanlar Halifesiz olmaz.”  Bu, bir Kur’ân uyarısıdır. Bu nedenle diyoruz ki; Hilafet dindendir. Hilafeti seviniz ve sevdiriniz. Halife, Müslümanları temsil edendir. Halife, Müslümanları Müslümanların dinleriyle idare edendir. Halife, insanları imha eden değil, ihya edendir. İnsanların can, mal, akıl, nesil ve din emniyetlerinin bekçiliğini yapandır. Hz. Ömer (r.a) bir gün Selmân (r.a)’a: “Ben melik miyim, halife miyim? diye sorar. Selmân da: “Eğer sen Müslümanlardan bir dirhem veya daha az bir miktar toplayacak ve bunu hakkı olmayan bir yere harcayacak olursan, sen meliksin, halife değilsin” der. Haksız tasarrufları yanında melikin insanları zora koştuğu da bildirilmiştir. Bu bakımdan Hz. Ömer’e etrafında bulunanlar: “Hamd olsun ki sen melik değilsin” demişlerdir. (Ibn Sa’d, Tabakat, III, 306-7; el-Kettânî, a.g.e., I, 13; Kandehlevî, Hadislerle Müslümanlık, II, 632) Abdullah b. Ömer (r.a) de ümmetin topluca bey’at etmediği kimseye halife demenin doğru olamayacağını bildirmiştir. (Tecrid-i Sarıh Tercümesi, VII,175)  İslâm ümmetinin reyine, bey’atine, istişaresine başvurmadan kendilerini Halife ilan edenler, kendilerine de, hilafet müessesesine de ihanet edenlerdir.

Hilafet, keyfî değil, şer’i bir makamdır. İslâm hukukçuları “hilâfet” terimini, genellikle Hz. Peygamber (s.a.s)’in yerine geçmek anlamına kullanmışlardır. “Gerçekte hilâfet, şeriatı Allah’tan tebliğ eden Peygamber’in yerine geçip dini korumak ve dünya işlerini de düzene sokmak” (Ibn Haldun, Mukaddime, 191) demektir; en yüksek başkanlık ve amme velayetidir; dini koruma ve dünya işlerini ahkâm-ı şeriyye ile düzenleme makamıdır. Ehl-i hal ve akd meclisinin istişaresi ve ümmetin de bey’atiyle bu makama getirilene halife adı verilir.

İslâm topraklarını işgal ve istilâ etmiş olan asrımızın yerel ve küresel Müstekbirleri, Müslümanlara fıtri bir sistem olan Hilafeti unutturmak istiyorlar.Çakma halifelerle ümmetin önünü kesiyorlar. Hilafeti, Bey’ati hafifleştirmek istiyorlar. Daha doğrusu Müslümanların kendi dinleriyle idare olunmalarını istemiyorlar. Hilafet, Müslümanların sadece ve sadece kendi dinleriyle idare olunmalarıdır. Hilafetten hoşlanmayanlar, Müslümanların kendi dinleriyle idare olunmalarını istemeyenlerdir. 

Hilafet, biz Müslümanların aslı ve esasıdır. Müslümanların hatalarından, yanlışlarından dolayı hilafetten vazgeçecek değiliz. Hatalar Müslümanlara, doğrular ise İslâm’a aittir. Hilafet, İslâm’ın doğrularındandır. İslâm coğrafyasında hatalı ve günahkâr dahi olsalar kim ve kimler tarafından “el-Hilafetü’r-Raşide”  gündeme getiriliyorsa ve gündemde tutuluyorsa Allah onlardan bir kere değil milyon kere razı olsun. Hilafeti gündeme taşımak demek, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali’yi (Allah hepsinden razı olsun) ve onların Allah’ın dini adına ortaya koydukları tatbikatları gündeme taşımak demektir. Onlar insanlara zulüm etmediler, insanların haklarını gasbetmediler, keyfî ve cebrî davranmadılar. Onların hakkın ve hukukun savunucularıdır. Zalimlerin karşısında mazlumların yanında yer aldılar. İşleri zulmü mahkûm edip adaleti ikame etmekten ibaretti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mustafa Çelik Arşivi