Ali Eyvaz

Ali Eyvaz

Saadet’teki üçüncü göz

Saadet’teki üçüncü göz

Saadet Partisi’nde yaşanan olaylara geriden bakıldığında, Erbakancılar ve Numancılar dışında üçüncü bir iradenin parti üzerinde şimdilik bir sis bulutu gibi dolaştığı rahatlıkla görülebiliyor.


Türkiye’de toplumsal ve siyasi olayları komplo teorileriyle açıklama eğilimi, eskiden daha çok muhafazakarlara has bir durumdu. Ancak şimdi sağcısı, solcusu, liberali herkesin tek düşünme metodu komplo teorisi oldu. Saadet Partisi’nde olup bitenler, dünyanın hemen her yerinde ve tarihin bütün evrelerinde olabilecek basit bir iktidar mücadelesinden başka bir şey değilken, bu olayların altından bile Ergenekon canavarı çıkarmaya çalışıyorlar.


Şu tahlile bakar mısınız: “Milli Görüş’ün son temsilcisi Saadet Partisi zaten militarist bir tabana ve militarist bir kafa yapısına sahipti, ancak bu durum, şimdiye kadar, kimse Erbakan’a karşı çıkamadığı için deşifre olmuyordu. Partinin militarist alışkanlıkları ve Ergenekon etkisi, Erbakan’a mutlak itaatin ortadan kalkmasıyla birlikte kendini göstermeye başladı.”


Bu kalem erbaplarına göre Saadet’te yaşanan bu hadiseler ve Numan Bey’in maruz kaldığı muamele, Ak Parti kadrosunun Fazilet Partisi’nden koparken yaşadıklarıyla aynı.


“Hoca ve ekibi ayrılış sürecinde Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına ne yaptıysa, aynısını şimdi Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarına yapıyor” demek, en başta Numan Kurtulmuş’a büyük hakarettir.


Çünkü, madem bu hadiseler Fazilet Partisi’nden kopuş süreci ile benzerdir, o halde bunca yıldır Numan Kurtulmuş ve arkadaşları ne diye Milli Görüş şemsiyesi altında bulunmakta ısrar emişlerdir? Zaten yıllar önce vuku bulmuş bir kopuş kervanına neden katılmamışlardır?

Önceki ayrışma sırasında yeteri kadar yara almadığını düşündüğü hareket içinde kalarak, bir ikinci darbe vurmak için mi bunca zaman beklenilmiştir?


Kurtulmuş’a destek vereceğim diye, sırf Erbakan’a olan kinleri yüzünden yaptıkları abartılı değerlendirmelerin, Kurtulmuş’u çok daha zor durumlara soktuğunun farkında bile değiller.


Emperyalizm ve kapitalizm karşısındaki klasik konumunu gözden geçirmedi diye partide yaşanan bu sıkıntılı süreçte çelişkileri derinleştirmek için Numan Kurtulmuş bahanesiyle Erbakan’a ve hatta Erbakan üzerinden neo liberalizme direnmiş olan ayaktaki son İslamcı yapılara savaş açmak, gözden kaçacak bir operasyon değildir.


Kurtulmuş’a destek gibi gözüken medya çevrelerinden sadır olan bazı hareketler ve kullanılan üslup, aslında Saadet üzerine hem Erbakan hem Kurtulmuş dışında üçüncü bir iradenin varlığını ortaya koyuyor.
Asıl bir operasyondan söz edilecekse, liberallerin hiç durmadan Numan Kurtulmuş’a destek atarken, “Ergenekon’un İslamcı ayağı eksik kalmıştı, şimdi sıra onda…” meyanındaki efelenmeleri gözden kaçırılmamalı.


Erbakancıların da Numancıların da hiç farkında olmadıkları asıl ve ciddi nifak budur. Türkiye’deki bütün köklü siyasi yapıları ve ideolojik damarları tarumar edip Ilımlı İslam ırmağına kanalize eden kirli, sinsi, habis bir gerçeklik, her geçen gün Türkiye’deki klasik düşünce okullarını ve elde kalmış son siyasi organizasyonları soğuk ve ıslak betona çarptırma etkisi yaptırıyor.


Sersemleyenler, başları üzerinde uçuşup duran yıldızların arasında süzülen demokrasi yosmasını fark edip, onun ağzından dökülenleri ayet gibi tekrarlarken, eğer kalmışsa, şeytana satılacak kadar bir ruh kırıntısını da onun etekleri önüne atıveriyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Eyvaz Arşivi