LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Ayak takımı seçmesin, yatak takımı seçsin!

Ayak takımı seçmesin, yatak takımı seçsin!

- Lütfü Bey; bu hafta başında toplanan Anayasa Mahkemesi, 11 üyesinin oy birliğiyle AK Parti'nin kapatılması istemini görüşmeye karar verdi. Bu konudaki yorumlarınızı bizimle paylaşır mısınız?
- Malumunuz AK Parti'nin son seçimde aldığı oy oranı yüzde kırkyediydi. Son yapılan kamuoyu anketlerine, mesela CHP'ye yakınlığıyla bilinen Ali Kırca'nın yönettiği televizyon kanalının anketine göre AK Parti'nin alacağı oy oranı bugün yüzde altmışbeşlere yükseldi. İşte bence AK Parti'yi kapatıp, ileri gelenlerini beş yıllık siyaset yasağına mahkum etmeden önce, AK Parti'ye oy verenleri mahkum etmeli! Mesela AK Parti’ye oy veren yüzde 47'yi de, bazı kamuoyu anketlerine göre AK Parti'ye oy verecek yüzde 55'lik, bazı kamuoyu anketlerine göre de yüzde 65’lik kitleyi de oy vermekten mahrum etmeli! Onları oy vermekten mahrum ederek bir anlamda mahkum etmeli! Hem zaten Aysun Kayacı adlı manken, "AK Parti'ye oy verenler ayak takımı" demedi mi? Demek ki seçimlerde ayak takımından olanlar değil, sadece yatak takımından olanlar oy vermeli! Sadece yatarak para kazananlar, başka bir deyişle yattığı yerden para kazananlar oy vermeli! Bırakın bu mankeni, bu ülkede CHP zihniyeti de dün Demokrat Parti'ye, Adalet Partisi'ne, bugün de AK Parti'ye oy verenleri hep ayak takımı olarak görmedi mi? ülkeyi yöneten CHP yanlısı asker-sivil bürokratlar darbe yaparak, başbakan asarak, parti kapatarak milletin iradesini paspas gibi çiğnemediler mi? Yahu o zaman bırakın milletin iradesine başvurmayı, seçim yapmayı, demokrasicilik oynamayı... Nasıl olsa bu ayak takımı bir seçim değil bin seçim de olsa CHP'ye oy vermeyecek! AK Parti de kapatılsa yine onun gibi bir partiye oy verecek. Ayak takımının oyu Ağustos böcekleri gibi yatarak değil, karıncalar gibi çalışarak kazanılıyor çünkü. Eh CHP'nin tek yaptığı iş de Ağustos böcekleri gibi yatmak olduğuna göre... Bazı mankenler gibi yatarak para kazanırsınız, ama Ağustos böcekleri gibi yatarak oy kazanamazsınız. Kazansanız kazansanız sadece yatak takımının oylarını kazanırsınız! İşte onun için diyorum ki, seçimlerde ayak takımından olanlar değil, sadece yatak takımından olanlar oy vermeli ki CHP seçim kazansın!

çETENİN SON NUMARASI DEĞİL BİR NUMARASI!

- Başta holding medyası olmak üzere bazılarının Başbakan'a yaptıkları geri adım atması çağrılarının aslında Ergenekon çetesi'nin üzerine gidilmemesi, bu konuda geri adım atılması anlamına geldiği şeklinde yorumlar var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Holding medyası habire geri adım atılsın dediğine göre, yoksa Ergenekon çetesi'nin ucu kendilerine kadar mı uzanıyor? Milletin aklına ister istemez bu soru geliyor. Oysa çetelere karşı bırakın geri adım atmayı, hep ileri adım atılmalı. çetelerin üzerine geri adım atmaksızın gidilmeli. çeteler sadece Ergenekon çetesi'nden ibaret değildir. Benim için nasıl bütün darbeler birse, bütün çeteler de birdir. Susurluk'uyla, Şemdinli'siyle, Ergenekon'uyla benim için bütün çeteler birdir. Ayrım gözetmeksizin bütün çetelerin üzerine geri adım atmaksızın gidilmeli. Ne yazık ki ne Susurluk çetesi'nin üzerine ne de Şemdinli çetesi'nin üzerine bu şekilde gidilebildi. Hatırlarsınız, Meclis'teki Susurluk çetesi Araştırma Komisyonu Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ın ifadesini almak için kendisini Meclis'e davet etmişti de, komutan "Oraya gelirsem asıl ben sizin ifadenizi alırım" anlamına gelecek sözler sarfetmişti. Dolayısıyla da Susurluk çetesi'nin üzerine gerektiği şekilde gidilememişti. Tıpkı Şemdinli çetesi'nin üzerine gerektiği şekilde gidilemediği gibi. Nitekim Şemdinli İddianamesi'nde adı geçen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın da ifadesi alınmamıştı. Şemdinli çetesi'ne mensup iki astsubay için "Tanırım, iyi çocuklardır" diyen Yaşar Büyükanıt'ın bırakın ifadesinin alınmasını, Yaşar Büyükanıt'ın adını iddianamede geçirdi diye savcı görevden alınmıştı, açığa alınmıştı. Dahası avukatlık yapması bile engellenerek mesleği elinden alınmıştı. Neredeyse savcının alınmadık bir canı kalmıştı! Hiç değilse Ergenekon çetesi'nin sonu onlar gibi olmamalı. Ergenekon çetesi nereye kadar uzanıyorsa, yargı atacağı ileri adımlarla oraya kadar uzanmalı. Ergenekon çetesi'nin son numarası kadar bir numarası da ortaya çıkartılmalı! Malumunuz bugüne kadar çetelerin bir numarası olan kişiler değil, son numarası olan kişiler ortaya çıkartıldı ve iş o noktada kaldı. çetelerin son numarasından bir numarasına ulaşılamadı. Oysa çetelerin bir numarası ortaya çıkartılmadıkça, ülkemizdeki çeteciliğin de canı çıkmaz!

TUTTUĞU ALTIN OLAN ALTIN DOĞAN!

- Aydın Doğan medyasının gazete ve televizyonları, patronları Aydın Doğan’ı vergi verme rekortmeni olarak takdim edip, “Son beş yılda 55.3 milyon YTL vergi verdi” şeklinde yayınlar yapmaktalar. Bu yayınlar gerçek durumu yansıtıyor mu?
- Aydın Doğan medyası böyle diyor ama, Aydın Doğan medyasına ait olmayan yayınlarda da Aydın Doğan’ın Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçağını gerçekleştirdiği söylenip yazılıyor. Mesela Aydın Doğan’ın sahibi olduğu POAŞ’ta kaçırılan yaklaşık 1.3 milyar YTL tutarındaki vergi kaç yıllık vergi miktarına bedel? Bu işin uzmanlarının hesabına göre tam 70 yıllık vergi miktarına bedel. Yani sırf POAŞ’ta 70 yıllık vergi kaçırılsın, sonra da Aydın Doğan medyası “Aydın Doğan vergi verme rekortmeni” diye bağırsın. Bu durumda Aydın Doğan vergi verme rekortmeni mi oluyor, yoksa vergi kaçırma rekortmeni mi oluyor? Bu arada Aydın Doğan’ın “Son beş yılda servetimi ona katladım” şeklindeki sözlerinin üzerinde de durmak gerekiyor. Aydın Doğan gibi bir insanın beş yılda servetini ona katlaması için her tuttuğunun altın olması lazım. Bu durumda adının da Aydın Doğan değil, Altın Doğan olması lazım! öyleyse Aydın Doğan’ın her tuttuğunun nasıl altın olduğunun, son beş yılda servetini nasıl ona katladığının derinden derine araştırılması gerekmez mi? Aslında yalnızca son beş yılda elde ettiği servetin değil, Sirkeci’de küçük bir lastikçi dükkanının sahibiyken nasıl olup da kısa sayılacak kadar bir zamanda dünya çapında bir servetin sahibi olduğunun araştırılması gerekmez mi? Yoksa hükümetlerin gözünü korkutan Aydın Doğan’ın elindeki medya silahı bu araştırmanın yapılmasına engel mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi