Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Türbana izin veremem!..”

“Türbana izin veremem!..”

Sağolsun, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nin, haşin yasakçı e-rektörü Ferit Bernay dinlemelere takılmış.
Bizden de bahsi var...
Özetleyecek olursak:
“Şu Serdar acayip adam!.. Dava adamı abi!..”
Madem iltifatı sözünde zâhirdir, Ergenekon sanığı zât-ı âlileri ile ekibinin baba isimlerini yakın takipte tutmak ve gelmişin geçmişin hesabını sormak boyna borçtur!..

Zafer Eren?..
Tanımazsanız tanıtayım:
Amasya Rektörü’dür, oraya Ahmet Necdet Sezer’in fevkalade ihsanına nâil olarak oturmuştur...
Ferit Bernay’ın sol kolu iken, üniversiteye orta direk olmuştur!.. Amasya Üniversitesi onunla “lâikçiliğin” kalesi haline gelmiştir.
Kendisini severim ve nitekim defalarca sevdim.
O da gazeteyi mahkemeye verdi.
Mahkemelerin henüz şekillenmeye başlamadığı dönemde, adamlarının “elimizde kapı gibi bantlar olmasına rağmen” ağız değiştirmesi üzerine davayı şey etti.
Amma velâkin yine de tedirginliği geçmedi.
O kadar ki;
Yakın ve uzak çevresine, “olup bitenleri medyaya şey ederseniz bendeki külahı giyersiniz” vaaz-u nasihatinde bulunmayı ihmal etmedi!..
Bu arkadaş...
Ferit Bernay’ın eski sol kolu Zafer Bey, şimdilerde yine ekranlarda boy gösterdi.
Diyor ki; “Türban yasağını mecburen uyguluyorum!.. Zira kanun böyle!.. Kanun değişmeden ben ne yapayım!..”
Hoppssss!..

Yalan demeyelim de, asla uygun olmayan laflar etmek yok!..
YÖK Kanunu, “Kılık kıyafet serbesttir” diyor!..
Başka hiçbir kanun da bir şey demiyor!..
Meselenin bu tarafı bir yana; 100’ün üzerinde rektör susuyor ve YÖK’ün tavrı doğrultusunda çözüm arıyorken...
En haşin rektörler; “Bu yasak da sıktı artık” modunda iken...
Size ne oluyor?.. Ya da neler oluyor!..

Burası meselenin basit tarafı... Bir de “karmaşık” tarafı var ki... Beni de karıştırdı!..
Zafer Bey fevkalade lâikçi bir zâttır, ekibi sağlamdır, iyi ekip tutar, tuttuğu ekip operasyoneldir, temel niteliklerin en birincisi ile geçimsizliğinden şüphe edilen personelin icabına “hukuki yollardan” bakar!..
Ben, Zafer Bey’in bu ekiple sonuna kadar gideceğini düşünüyordum ki...
Bir şeyler oldu!.. Üniversite acayip karıştı, lâikçiler birbirine girdi!..
Tam da rektörün ekranlara çıkıp; “YÖK ‘serbesttir’ diyor ama ben türbanı serbest bırakamam” dediği günlerde, acayip bir operasyon...
Amasya Üniversitesi Genel Sekreteri Haluk Bölükbaş ve eşi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Nurcan Bölükbaş’ı idari görevlerinden alarak daha pasif görevlere atanmaz mı?..
Hemen aklımıza “yoksa yoksa” tarafı geldi tabii: “Yoksa yoksa... Bir şeyleri örtmek için yine lâikliğe mi sarıldı Muhterem Rektör!..”
Nasıl şüphelenmezsin:
Bu iki isim, yani kaydırılan karı-koca, rektörün bütün “hukuki” operasyonlarında yer almış, lâikçilik adına sergilenmesi gereken her türlü eylemde sırt sırta vermiş, bizcileyin lâikliğe bağlılığı şüphe edilen gazetelere açılacak davaları birlikte planlamışlardı...
Şimdi... Ne oldu da koptular?.. Ne oldu da dağıldılar?..

Bir şey söyleyim mi; ben niçin dağıldıklarını biliyorum!..
Lâkin, zevk değil mi; şimdilik yazmıyorum!..
İstiyorum ki, bu yazıyı fırsat bilip kendileri açıklasınlar!.. Ve dahi, istiyorum ki eğitim hakkı talep eden genç kızlarımızı kapı dışarı etmekten vazgeçip işlerine dönsünler!..
Maksat, bağcı dövmek değil, üzüm yemekse. Yiyelim üzümlerini!..
ERBAKAN HOCA’NIN GENEL BAŞKANLIĞI
“Aile Saadet’i” gibi lafları boş verin.
Bunda da bir hayır vardır.
Necmettin Erbakan, Tayyip Erdoğan ve
Numan Kurtulmuş...
İnşallah üçü farklı kulvarlarda büyük hizmetler vermeye devam edecek bu memlekete.
Dikkatinizi çekiyor mu, gündemde hep üç isim var:
Sayın Erbakan, Sayın Erdoğan ve Numan.
Sayın Kurtulmuş.
Yeni dönem hayırlı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi