Başka çaremiz yok Büyükanıt Paşa!

Başka çaremiz yok Büyükanıt Paşa!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt demiş ki: "İnsanlığın değer verdiği değerlerden biri insan hakları, ikincisi demokrasi, üçüncüsü özgürlük, dördüncüsü barış... Biz bu değerleri terörle mücadelede elimizden kaçırdık."
Sormak lazım:
Neden kaçırdınız bu değerleri?
1980'lerin Diyarbakır Askeri Cezaevi örneğinde olduğu gibi, Felat Beyler'e dışkı yedirilirse, insan hakları elbette kaçar elinizden...
Bir Kürt sözcüğü, Kürdistan sözcüğü yüzünden insanlar terörist diye birkaç yıl hapse atılırsa, özgürlük elbette kaçar elinizden...
Kürtçe'yi yasaklar, kamuya açık yerlerde Kürtçe dilinin konuşulmasını cezalandırırsan, demokrasi elbette kaçar elinizden...
Kürt ana babadan doğan bebeklere Kürtçe isim konulmasını yasaklarsan, insan hakları elbette kaçar elinizden...
Mezraların, köylerin yüzyılların ötesinden gelen Kürtçe isimlerini Türkçe'yle değiştirirsen, insan hakları elbette kaçar elinizden...
"Kürt yok, Türk var!" ırkçılığını ve saçmalığını yıllar boyu devletin resmi politikası olarak izlersen, ders kitaplarına bile yazarsan, barış elbette kaçar elinizden...
Yüzbinlerce insanı zorla evinden barkından edersen, onlara kendi yurdunda sürgün acısını yaşatırsan, insan hakları elbette kaçar elinizden...
Yüzbinlerce insanın mezrasını, köyünü zorla boşaltıp yıkarsan, yakarsan, barış elbette kaçar elinizden...
Kürtçe şarkı söylenmesini, Kürtçe radyo televizyonu, Kürtçe yayını yıllar boyu yasaklarsan, özgürlük ve demokrasi elbette kaçar elinizden...
Sarı-kırmızı-yeşil renkleri bile Kürt renkleri diye tehlikeli sayarsan, bu renklerle giyinip kuşanıp mendil sallayarak eğlenen düğün salonlarını basarsan, hatta böyle düğünlerin sahiplerini karakola çekersen, barış elbette kaçar elinizden...
"Devlet bazen rutin dışına çıkar!" zihniyetiyle terörle mücadelede hukuk dışılığa bulaşıp faili meçhulleri ya da Susurluk'ları hoş görürsen, insan hakları ve demokrasi elbette kaçar elinizden...
12 Eylül döneminin Diyarbakır örneğinde olduğu gibi hapishaneleri işkencehanelere dönüştürürsen, insan hakları ve barış elbette kaçar elinizden...
Terörle mücadele adına hukuk dışılığa prim tanırken gazetecileri, insan hakları aktivistlerini 'andıç'larsan, insan hakları elbette kaçar elinizden...
Ne yazık ki öyle.
Bütün bunlar yaşandı.
Frene basmak ve yaşananları soğukkanlı biçimde eleştiri süzgecinden geçirmek lazım.
Bu bir görev!
Geçmişin acıları bazen olgunlaştırır insanları. Geçmişten alınabilecek derslerle geleceğin barışını kurmak kolaylaşır.
Daha fazla kan akmasın.
Daha çok gözyaşı dökülmesin.
Yeter bu kadar şehit cenazesi ve taziye çadırı.
Artık silahı değil, siyaseti düşünmenin zamanıdır.
Eğer barış ve demokrasiyi, insan hakları ve özgürlükler düzenini amaçlıyorsak, bir daha elimizden kaçırmak istemiyorsak başka çaremiz yok Büyükanıt Paşa...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi