Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Kürtçe biliyor muyum ne?

Kürtçe biliyor muyum ne?

Sanayi Bakanlığı, bazı Kürtçe isimli markaların tescillendiğini açıklamış...
İşte Türkçecilik hassasiyeti olanların rahatsız olacağı bir konu!
Cengiz Çandar da KCK davasında sanıkların Kürtçe “Varım” diyerek tepkilerini ortaya koyduklarını yazıyor...
Al sana bir rahatsızlık sebebi daha!
Bir Karamanoğlu-Atatürk edebiyatı rüzgârı estirilebilir.
Mevsim de müsait. Arkasından da bol yağmur...
Meraklıysanız, bu isimlerin, kelimelerin ne olduğuna da bakabilirsiniz. Ben meraklı mıyım ne? Baktım da!
İlk Kürtçe marka: Kürt-Star!
Anlaşılmaz bir yanı yok; Haber-Türk gibi! “Star” malum Hind Avrupa dillerinde ortak. Bizim sözlüklerimizde “sitare” olarak yer alır. Eskiden oldukça yaygın bir hanım adıydı.
“Sitare”yi unuttuk, batıdan “star”ı aldık. Şimdi hem bir televizyon, hem de gazete adı olarak kullanılıyor.
Piyasada Türk-Star markası var mı? Muhtemelen vardır! Batı öykünmesi bir marka! “Teynepir mirov” da aynı fasileden. “Örümcek adam” demekmiş. Çocuklar onun aslını biliyor: Spaydırmen! Kesinlikle “ömürcek adam” markasını da birisi tescillemiştir! Teynepirdeki “pir” yabancımız değil.
Beni asıl “maşin” markası kahkahalarla güldürdü. Bütün Türkiler, “maşin”i bilir ve kullanır, Türkiye hariç! Çünkü Rusça’dan geçmiş olan bu kelime “otomobil” demektir. Otomobile “makina” diyenler yok mu aranızda?
Ya “cengaver”e ne demeli? Bizim cengaverden tek farkı “w” ile yazılması! Bir de “civane şervan” var. Civane/civan, yani genç! Şer-van ne ola ki? Şer “şir” yani aslan. Van-ban farsçada bizim -cı, -ci takısı gibi. Roj? Ruz. Rojin? Ruzan?
Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca lügati elinin altında olanlar, bu kelimeleri bulmakta zorluk çekmezler.
KCK davası sanıkları da Kürtçe “Varım” demişler.
Kimi “amede me” demiş. Yani âmadeyim!
Hani Nedim vari: “Üç çifte kayık iskelede âmade!”
Kimi “ez li vırım” demiş. Yani varım!
Kimisi de “beli”. Yani evet!
Hay Allah!
Hani kalubelada hepimiz böyle söylememiş miydik!
Osmanlıca’yı yabancı dil saymasaydık, bu kelimelerin hepsi kelime haznemizde olacaktı!
Birileri “Türkçeci” oldu, birileri “Kürtçeci”!
TAAHHÜD - TAADDÜD!
Cehelenin meşhurundan Can Dündar, Necmeddin Hoca’yı yazmış... 1970’lerde seçimden üçüncü parti olarak çıkınca, hemen aklı bir yerinde olanlar “Hoca dört karıya izin verecek!” diye ayağa kalkmışlar! Hoca’nın CHP’li senatörü nasıl açık düşürdüğünü yazıyor Dündar. Çok kültürlüdür ya, “Taaddüdü zevcat” diyecekken “taahhüdü zevcat” diyor.
Ah Osmanlıca ah!
Bir teşehhüd miktarı dahi okunsa idi, bu hacil duruma düşer miydi Can Dündar?
“Adet”i bilseydi, taaddüdü bilirdi!
“Ahd”ı bilseydi, taahhüdü de bilirdi!
Hâlâ bilebilir! Son günlerde Osmanlıca kursları taaddüt etti (çoğaldı)!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi