Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

TSK güçsüzleştirilmek isteniyor

TSK güçsüzleştirilmek isteniyor

Askerlerimiz Köşk’teki resepsiyona katılmadılar.
CHP Yönetimi gibi cumhurla bir araya gelmekten kaçtılar.
Orduevlerine kapattılar kendilerini.
Toplumun her kesiminden temsilciler ile Meclis’teki diğer tüm siyasi partilerden katılımcılar oldu resepsiyona.
BDP’liler de davet edilmişti.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Sırrı Sakık, Hasip Kaplan, Akın Birdal ile birlikte katıldı.
Askerler bu yüzden mi katılmamışlardı acaba?
BDP’lilerin söylemleri, icraatları herkesçe malum.

Ayrıca terör örgütünün şehir yapılanması KCK’yla ilgili davanın duruşmalarında hazır bulunarak, sanıklara destek veren Demirtaş’ın adı KCK’da da geçiyor.
Hakkında soruşturma açılması için fezleke hazırlandı.
KCK sanıkları ile yapmış olduğu telefon görüşmeleri kanıt olarak gösteriliyor.

Bu böyle iken, farkında mısınız, şu soru hiç gündeme bile gelmedi:

“TSK Komuta Kademesi’nin tepkisi BDP’lilere miydi, BDP’lilerin de davet edilmiş olmasına mıydı?”

Gelmedi bu soru hiç gündeme.
Bu konuda bir rahatsızlık yoktu ki, gelmedi.
Asıl neden çok açık ortadaydı ki, gelmedi.

Peki asıl neden ne?

Resepsiyona başörtülü eşlerin de davet edilmiş olması.

Nitekim, Adana'daki Cumhuriyet bayramı resepsiyonunda yaşanan skandalın ardında TSK'nın genelgesi çıktı.
TSK’nın yurt çapındaki tüm birliklere gönderdiği öğrenilen genelgeye göre önce davetliler arasında başörtülü var mı yok mu istihbaratı yapılacak, yoksa davete katılınacak.
Resepsiyon esnasında tesettürlü bir davetli gelirse “fark ettirmeden süratle terk edilecek.”

Şu tabloya bakar mısınız?..
Asker, başörtülü eşler de davet edildi diye Başkomutan’ın davetini reddediyor.
Ne biçim bir tavır bu böyle?
İnsanım diyenin aklı almıyor?
Yahu bu “gerekçe” TSK’ya ne kazandırıyor?
Söyler misiniz Allah aşkına, ne kazandırıyor?
Ne kazandırdı bu güne kadar?
Kocaman bir “hiç”.
Devlete, millete ne kazandırdı/kazandırıyor?
Kocaman bir “hiç”.

Kime ne kaybettiriyor?
En başta TSK kaybediyor.
Milleti kendinden soğutuyor, arkasındaki millet desteğini yitiriyor.
Bu da ordunun güçsüzleştirilmesi anlamına geliyor.
Peki en fazla kimi mutlu ediyor, terör örgütünü tabi.

Şunu çok merak ediyorum:
TSK Komuta Kademesi bunun farkına varamıyor mu?
Milletin kendisinden her geçen gün biraz daha uzaklaştığını göremiyor mu?

Varıyor/görüyor ise, niye bu inatlaşma?
Bu sorunun cevabı “rejim kaygısı”yla açıklanabilir mi?

Komuta Kademesi adeta ordunun itibarını, halkın ona olan sevgisini bitirmek istiyor, orduyu güçsüzleştirmek istiyor!

Çıkan sonuç bu.

Habervaktim olarak, TSK’nın Komuta Kademesi’ne sesleniyoruz:

Yeter artık, bu milleti ordusundan daha fazla soğutmayın.
Orduyu güçsüzleştirmeyi bırakın.
Bu gidişle yarın birgün oturduğunuz o koltuğu da bulamayacaksınız.







Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi