M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

13 Yıl Kesintisiz Felaket

13 Yıl Kesintisiz Felaket

18. Milli Eğitim Şurası'nda, zorunlu eğitim uygulamasının 1+4+4+4 şeklinde 13 yıla çıkarılması önergesi oy çokluğuyla kabul edilmiş.

Bu önerge, acaba hangi araştırma ve tespitlerden sonra verildi merak ediyorum. Ülkemiz, hala 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin verdiği tahribatı durduramamış, yaralarını saramamış ve eksikliklerini giderememişken, şimdi bu süreyi 13 yıla çıkarmak da nereden çıktı?

Böyle dedik diye biliyorum bazıları bizi eğitime karşıymışız, bilim ve teknolojiye düşmanmışız gibi düşünecekler ama olsun, böyle düşünenler bile eğitim sisteminin bu işleyişinden hoşnut değiller, onlar da şikayetçiler!

28 Şubat kararlarıyla sırf imam hatiplerin önünü kapatmak için uygulamaya konulan kesintisiz zorunlu eğitimin dünya kadar külfeti, taşımalı eğitimle yollarda perişan olan çocukların çaresizliği, meslek liselerinin içinin boşaltılması, sanayicinin mumla aradığı ara eleman sıkıntısı, aralarında yaş farkı büyük olan kız ve erkek çocukların birlikte eğitim görme problemleri, kesintisiz zorunlu uygulamadan kaynaklanan pedagojik ve psikolojik öğrenci sorunları ve benzeri bir yığın mesele önümüzde hala duruyor ve her biri köklü çözüm bekliyor!



Bu Şura’dan beklenen, 28 Şubat sürecinde alınan eğitimle ilgili bu yanlış karar ve uygulamaları gözden geçirmek, bunların bazılarını iptal bazılarını da ıslah etmek olmalı iken, tam tersine kambur üstüne kambur misali eğitim yükünü artıracak ve sorunları büyütüp derinleştirecek 13 yıl kesintisiz zorunlu eğitim gibi garip öneriler getiriliyor!.

Bildiğim kadarıyla zorunlu ve kesintisiz 13 yıl eğitim dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Bilen varsa söylesin. Böyle bir sistemde, ne meslek eğitimi gerçekleştirilebilir, ne de üniversitelere kaliteli öğrenci yetiştirilebilir!

Zaten, halen uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitim, meslek eğitimini bitirdiği gibi, ne Anadolu liselerinde kalite bıraktı, ne düz liselerde, ne de üniversitelerde!.. Bugün üniversiteyi bitiren pek çok öğrencinin bilgi ve kültür seviyesi, inanın 30 yıl öncesinin ortaokul mezunu kadar bile değil! Bilgi alt yapısı yok, genel kültür yok! Ana dili Türkçe’yi bile doğru konuşamayan, bir dilekçeyi dahi düzgün yazamayan lise mezunları tanıyorum. Edebiyat öyle de, matematik farklı mı? Öğrenci, lisede türev integral öğrenmeden üniversitede iktisat ekonometri öğrenmeye gidiyor!.... Elbette böyle bir sistemde, diplomalı cahiller ve vasıfsız elemanlar çoğalacaktır!...

Bugün, 8 yıllık kesintisiz eğitimde 15 yaşına kadar hiçbir mesleki formasyona kavuşturulamayan genç, 13 yıllık eğitimden sonra 20 yaşında mı o formasyona kavuşturulacak?!... Askerlik ve hatta evlilik çağına gelmiş bir delikanlı o yaşta hangi mesleği seçecek ve nasıl iş sahibi olabilecek?! Avrupa ülkelerinde meslek edinmenin yaşı genelde 12’den başlar. Temel eğitimden sonra meslek sahibi olmak isteyen öğrenciler, hemen meslek okullarına giderek o yaştan itibaren uygulamalı olarak meslek eğitimine tabi tutulurlar. Mesleğinde uzman olmak isteyenler ise, meslek yüksek okullarına devam ederek hem okurlar hem de mesleğinde çalışırlar. Bizde ise, 20 yaşından sonra insanların meslek sahibi olmasını bekleyen bir sistem var!. O yaşa kadar bir kere olsun eline İngiliz anahtarı almamış, kontrol kalemi tutmamış, çivi çakmamış, bıçkı çekmemiş bir öğrenci nasıl olur da iş elemanı olabilir? Nasıl tamircilik yapabilir?! Eline gazlı bez almayan, tendürdiyot sürmeyen, ilk yardım nedir bilmeyen bir öğrenci nasıl olur da sağlık memuru, hemşire olabilir!? Bütün bunlar 20 yaşından sonra öğrenilecek şeyler mi?!...

13 yıl önerisinin en can yakıcı felaketi ise, hafız olmak isteyenlere yolun tamamen kapatılmış olmasıdır. Zaten 8 yıllıkta büyük darbe alan hafızlık müessesesi, 13 yıllık uygulamayla Kur’an Kursları’nın varlığına fiilen son verecek ve hafızlık müessesesi artık tarihe karışmış olacaktır. Bu vebal de, bunu uygulamaya koyacak olanların hazin sonları için yeter de artar bile!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi