İşte bir çıban başı..

İşte bir çıban başı..

Dünkü yazımızda ihtilal, müdahale veya darbe havası oluşturmak için gizli menfur ellerin bir yerden düğmeye bastıklarını yazmıştık. İşe de gençliği bölmekten başladıklarını söylemiştik. üniversite gençliğinin nasıl yanıltılarak, iktidar aleyhine kışkırtıldığını anlatmaya çalışmıştık.
Bugün bu fitneliğe çok çarpıcı bir misal vermek istiyoruz. Motivasyona tabi tutulmak istenen bazı üniversite gençlerinin arasından yanlışlıkla, ya da tesadüfen olsun, devletin, milletin ve iktidarın lehine konuşan bir tek genç de mi çıkmaz?
Bu olacak iş mi? Türkiye’de solcu partilerin alacağı toplam oy sayısı hiçbir zaman, % 30 oranını geçemiyor. Demek ki; bu milletin % 90’ı orta ve merkez sağ partilere oy veriyor.
AK Parti, % 47 civarında oy almış. Kendi kendinize düşünüyorsunuz: Bu % 47’lik oy sahiplerinin provokasyon sarmalına alınan üniversitelerde hiç mi çocukları yok?
Toplumdaki oy çokluğu, üniversitelere niçin yansımıyor? Yansımaz; çünkü çoğunluk, teşkilatlanma ihtiyacı duymaz.
Geçmiş deneyimlerime dayanarak söyleyeyim ki; bir toplulukta teşkilatlı 3 kişi, teşkilatsız 3000 kişiye rahatlıkla hâkim olabilir.
Akdeniz üniversitesi, silah deposuna dönmüş. çöp bidonlarında, yakılmış Türk Bayrakları bulunuyor. PKK militanları üniversitede cirit atıyor. Perçemli kuşları bile başörtülü diye üniversite üzerinde uçurtmayan Sayın Rektör, bütün bu ağır suçları, ne savcılığa bildiriyor, ne de üniversiteye polis çağırıyor.
Sayın Antalya Valisi, kendi durumunu gözden geçirmesini ve yasalara aykırı eylemler karşısında duyarlı olmasını Sayın Rektöre tavsiye ediyor. Sayın Rektör ise, anlayışlı ve hoşgörülü olmaktan dem vuruyor.
Nice vatanperver Sivil Toplum örgütleri, kendilerini istifaya davet ediyor. Koca üniversite, bölücü militanlar için bir çeşit Kurtarılmış Bölge haline gelmiş.
Kampuslarda can güvenliği kalmamış. 3000’e yakın kız-erkek öğrenciler, ellerinde bavulları ile üniversiteyi terk ediyorlar. Sayın Rektör buna da aldırmıyor.
Bu vurdumduymazlık karşısında, Atatürk’ün Cumhuriyet'i emanet ettiği gençlik, harekete geçmek zorunda kalıyor.
Böylece Akdeniz üniversitesi'nde, bir yangın çıkartılmış oluyor. Hainler, bazı çevrelere ve duyarlı toplum kesimlerine, özellikle de üniversitelere bu yangını sıçratmak istiyorlar.
Sahipsiz bir ülke bulmuşlar, diledikler gibi at oynatıyorlar. Bütün bu hıyanet ve rezillikler karşısında milletimiz tedirgin ve şaşkın. Neredeyse üniversite kapanma evresine gelmiş durumda…
Sayın Yargıtay Başsavcımız, asıl bu sorun üzerinde durmalıydı. İktidarı en sert biçimde ikaz etmeliydi. O zaman Başsavcımız, Baş Tacımız olurdu. Saygılarımızla...


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi