M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

İmalat Hatası Ahmet.Hakan

İmalat Hatası Ahmet.Hakan

“Ben de bir imam hatipliyim” demiş.

Ama hemen arkasından da “böylesi bir gururu yüreğimde hiç taşımadım” diye ilave etmiş!

“Tahdis-i nimet” veya “şükran-ı nimet” anlamında kullanılan “gurur”u, “şeytanî” bir davranış olan “kibir”le karıştırmış!

Her imam hatiplinin “kibir”i küfür, “tevazu”u iman alameti saydığını es geçmiş.

Belki de bilerek yaptığı “anlam tahrifatı” veya “kelime oyunu” ile muhtemeldir ki, bulunduğu mahallenin baskısından korkmuş!

Ekmeğini yediği Doğan Medya Grubuna böylece kıyak bir “temenna” çekmiş!

Bir imam hatipli olarak şimdiki çevresinde nasıl huzur bulduğunu sorup merak edenlere de mavi boncuk atmayı ihmal etmemiş:

“Ne imam hatipli olmaktan utandım, ne de imam hatipliliğimi sakladım” deyivermiş!...

Böylece “malum”u “ilam” eylemiş!

Sevsinler senin kurnazlığını!

Bu sözleriyle belki Nişantaşı’ndaki “Beyaz Türkler”i kandırabilir.

Ama imam hatiplileri asla!

Zavallı Ahmet Hakan!

Düştüğün çelişkiye bak!

Kaybettiğin kimliği aramak için terk ettiğini söylediğin bizim mahalleden medet umuyor, daha da acınacak hallere düşüyorsun!

İmam Hatip Liseleri’ne “kutsal mektep” diyen var mı da, buna karşı hemen cephe alıyorsun?!

İmam hatipliler bilir ki, “kutsal” nitelemesi yapmak, ancak Allah’a aittir.

Cumhuriyetin bir okulu olarak imam hatiplerin diğer okullardan farkı var mı ki “kutsal” olsun?

Müfredatında din ağırlıklı dersler var diye bir okul “kutsal” olabilir mi!?

Kim demiş?

Kimse bu yönde bir ifade kullanmadığı halde, neden bu okulları birilerinin yaptığı gibi “öteki”leştirme çabasına giriyorsun?!..

Kime yaranmaya çalışıyor, hangi mahfillere mesaj gönderiyorsun?!

Madem bir “kutsal” meselesi attın ortaya, hadi bakalım hodri meydan!

Şu resmi ideolojinin yerleşik kutsallarından bahsetsene biraz!

Hâlâ dokunulması “cıs” olan rejimin tabulardan söz etsen de anlasak şu “kutsal” karşıtlığını!?

Nihayet bir okuldan öteye geçmeyen imam hatiplere “kutsal” muamelesi yapmadığına göre,

Adeta kutsallaştırılan kurum ve kuruluşlara, insan elinden çıkan kutsallaştırılmış eşyalara, dokunulamayan ilke ve kurallara, tabulaştırılan resmi adet ve teâmüllere de karşı çıktığını söylesene!

Eğer “onlara da karşıyım” diyebiliyorsan bunu da yaz ki, samimi olduğunu bilelim ve endişelerine biz de katılalım.

Bunu diyemeyeceksen, asla inandırıcı olamazsın.

Ya göründüğün gibi olacaksın, ya da olduğun gibi görüneceksin!

İki yüzlü olmanın imam hatiplinin lügatinde tarifi bellidir.

Aksi halde “imam hatipli olmaktan gurur duyma veya iftihar etme” hakkın zaten olamaz!

Biz imam hatipte okurken bu durumda olanlara “imalat hatası” derdik.

İmam hatipte okumak başka şey, imam hatipli olmak başka bir şey!

Nice insanlar var ki, imam hatipte hiç okumamış ama imam hatip misyonunu benimseyip yükünü taşıdığı için imam hatipli olmuştur.

Ey Nişantaşı güvercini!

Sen “imam hatipli olmak” gibi izzetli bir “misyon”un yükünü kaldıramıyorsan eğer, suçu kimsede arama, aynaya bak yeter!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi