Cüneyt Arvasi

Cüneyt Arvasi

Ekonomide 6. vites

Ekonomide 6. vites


Merkez bankası zorunlu karşılıkları kademeli olarak artırdı.

Bankalar, kısa vadeli mevduatlara daha fazla karşılık ayırmak durumunda kalacaklar. Diğer bir ifade ile merkez bankasında tutmaları gereken para artacak demektir.



Bu politika ile hızla büyüyen kredi hacminin kontrol altına tutulması hedefleniyor.



Tehlike sinyalleri veren kredi kartlarında ise asgari ödeme tutarları artırdı. Bu harcamalarda da bir miktar daralma bekleniyor.



Bu durum, kârlılıkları azalacak olan bankaların piyasa değerini 2011 yılında bir miktar düşürecek.



Yabancılar ellerinde bulun banka hisse senetlerini satmaya başladılar. Devamı da gelebilir. Borsadan çıkan bu paralar dolarda artışa yol açtı.



Peki, sıcak para akışı tamamen kesilebilir mi?



Şu anda Türkiye ekonomisini ilgilendiren en önemli soru budur.



Cevabı ise ülkedeki siyasi istikrara, daha doğrusu Erdoğan’ın başbakanlığına endeksli görünüyor.



Geçen haftalar içinde ilginç bir gelişme oldu.



Dışarıya kredi vermemekle ünlenmiş en büyük İtalyan bankalarından birisi Türkiye’ye geliyor.



Türkiye’de seçtikleri üç büyük firmaya doğrudan gidiyorlar. Onlara yaptıkları teklif şu;



“-Size kredi vereceğiz. Faizini, vadesini ve miktarını siz tespit edin.”



Bu firmalar daha önce iç piyasadan kullanmış oldukları en avantajlı kredi paketlerini önlerine koyuyorlar. Yarım saat içinde birkaç yüz milyon euroluk kredinin onayı tamamlanıyor.



Görüşmenin devamında bu firmalara fazladan kredi de açılabileceği ifade ediliyor.



Verilen kredinin faizi, dövize endeksli devlet tahvili faizinden bile düşük. Firmalar, bu kredi ile oturdukları yerden sadece euro Bondlara yatırım yapsalar bile birkaç milyon euro kâr edilebilirler.



Yabancı bankalar, batı ekonomilerindeki istikrarsızlık yüzünden evlerinden çıkıp Türkiye’deki siyasi istikrara doğru yürümeye başladılar.



Özel sektör dışarıdan milyarlarca dolar bulabiliyor, devlet de nükleer santral, büyük altyapı işleri, hızlı tren hatları gibi jumbo projeleri kolaylıkla fonlayabiliyor.



Sırada uluslararası büyük yatırım fonları var.



Bu konu, kredi derecelendirme kuruluşlarının seçim sonrasına erteledikleri “yatırım yapılabilir ülke notu” meselesi ile çok yakından alakalı.



Bütün dünyada çok büyük paraları yöneten yatırım fonları, tüzükleri itibarıyla ancak derecelendirme kuruluşlarının “yatırım yapılabilir ülke” notuna göre hareket edebiliyorlar.



Eğer seçim sonrasında bugünkü siyasi istikrarın devamı sağlanabilirse, Türkiye bu devasa fonları mıknatıs gibi çekecektir.



Türkiye ekonomisinin 6. vitese geçmesi bu şartlarda mümkün görünüyor.



Bunlar gerçekten kolay işler değil.



Hazır laf ekonomi politikalarından açılmışken siyasi istikrar ve ekonomi namına ana muhalefet cephesine de bakmak gerekiyor.



CHP, alternatif model olarak “sosyal piyasa ekonomisi” ile Türkiye’yi yönetmeyi teklif ediyor.



Henüz neye yaradığı tam anlaşılamamış tuhaf bir modeldir ve oldukça eskidir



“-250 gram kapitalizme 50 gram sosyalizm ekle, vitaminini kaçmadan içir. Ekonomide şiddetli baş dönmesi ve kusma görüldüğünde vakit geçirmeden Kemal Derviş’i ara!”



Reçetesi de budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cüneyt Arvasi Arşivi