Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Barolar Birliği Başkanı ne diyor?

Barolar Birliği Başkanı ne diyor?

Türkiye Barolar Birliıi Başkanı Av.V.Ahsen Coşar 31 Ocak 2011 tarihli açıklamasında:
“Dün hükümet, Yargıtay ve Danıştay’ın üye ve daire sayısını indirmek için girişimde bulunmuştu. Şimdi tamamen tersini yapıyor. Dün üye ve daire sayısının artırılmamasını isteyenler bugün bunu istemiyorlar. Oysaki halk nezdinde inandırıcı olabilmek için önce tutarlı olmak gerekir.”
Doıruya doıru, eıriye eıri...
Madem hukuk mekteplerinde mürekkep yaladık o zaman doırunun da eırinin de hakkını vermek mecburiyetindeyiz. Sayın Başkan, bana göre bunu yapmıştır.
Ama ülkedeki 81 barodan 24’ü ne yapmıştır?
24 baro başkanı ülkenin tıkanan yargısına neşter vurmak isteyen meclis çözümüne karşı halka sözde “uyanma bildirisi” daııtmıştır.
Halk da bu bildiriyi “tarihi vesika” olarak koynunda saklıyor, seçim gelir hesabını elbette ki ülkeyi karıştıranlardan sorar.
Gündemdeki acil konu, yangın haline dönüşen yargının söndürülmesi deıil midir?
24 baro yangın söndürülmesin mi istiyor?
Hadi diyelim tarihi huyudur...
CHP hem muhalefet adına, hem de yıllardır elinde tuttuıu kadroları kaybetmeme adına direniyor, 24 baronun derdi ne?
Mahkeme kapılarında avukatların yıllarca beklemesinden mutlu mu oluyor?
Ey CHP, sen bu davranışınla yenilikleri bir türlü kabullenemediıini gösteriyorsun, halk da önündeki işi bırakıp kaçtııını görüyor.
Komisyon üyeliıinden istifa etmek ne demektir?
Üyelikten istifa eden demektir ki yarın da Genel Kurulda milletvekilliıinden istifa edecek. Hadi görelim seni!
Sen buna “kaçmak” de de mertlik yine de sende kalsın.
Şu anda ülke yargıdaki tıkanıklııa kilitlendi, CHP de koltuıuna yapıştı...
Yüksek yargıdaki üye sayısını artırılması konusunda Barolar Birliıi Başkanı ile elbette ki aynı görüşte deıiliz. Iş sayısı belli, bu işi yapacak üye ve tetkik hakimi sayısı ortada.
Bu sayı ile iş birikimi kesinlikle halledilemez.
Ustası az, amelesi az, bekleyin ki inşaat bitecek!
Yargıtay ile Danıştay’ın üye sayısını belirleyen yasa 1982 anayasasına göre çıktı.
Bu anayasa eskidi...
O zaman nüfusumuz 40 milyon civarında idi. Şimdi ise 73 milyona ulaştık.
Hastanelerde doktor sayısı iki üç katına çıktı, kamu kuruluşlarında memur sayısı beşe katlandı, ama Yargıtay ile Danıştay hâlâ aynı sayıda görev yapıyor.
Dünyanın başka ülkelerini örnek gösterirken hep tek taraflı konuşuyoruz.
Yargıtay’ında üye sayısı çok olan bir başka ülke olmayabilir, ama oralarda bizdeki gibi sekiz yıla endeksli tıkanmalar yok. Davası en yüklü olan ülkelerin başında geliyoruz.
Bizden giden davalar Avrupa Insan Hakları Mahkemesi’ni de tıkadı.
24 baronun “çok geç olmadan” sözüne dönelim!
Ne demekse?!.
Herkes görüyor ki çok geç oldu. Halkımız mahkemelerin kapılarında adeta tutsak.
Hakim ve savcılar gece gündüz dosya okumaktan gına getirdiler.
Adliyelere gidin de görün, hakim ve savcıların ne hafta tatili ne de resmi tatili var...
Personel öylesine...
Biraz insaf biraz izan... Kasap et derdinde koyun can derdinde...
CHP ideolojik hesapları yüzünden yargıdaki problemlerin çözümüne alenen taş koyuyor.
Eleştiri desek deıil.
“Beni ezmeden gidemezsin” demek gibi bir şey.
Şimdi iki cephe çıkıyor karşımıza; birisi particiliıi ikinci plana iterek haklar adına çözümlere olumlu yaklaşan demokratik cephe, diıeri de statükodaki mevzilerini kaybetmeme adına direnen tutucu cephe.
Çarpışma bu iki noktada düıümlendi.
Göreceıiz sonunda kim haklı çıkacak...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi