Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Eş durumundan yazar”a küçük bir ders!..

“Eş durumundan yazar”a küçük bir ders!..

İlgimi çekti;
“Eş durumundan yazar” bir televizyon kanalındaki “habere” takılmış...
“TSK’nın dini dışladığı gibi bir imajı neden yaymak istiyorlar, bilen var mı?” diye soruyor...
O televizyon kanalı Samanyolu...
Haber de “fişleme” üzerine...
TSK’da generaller -bile- fişleniyormuş...
Kim oruç tutuyor, kim tutmuyor, kim namaz kılıyor kim kılmıyor?..

Dikkatimi çeken şu ki; bu haberi hiç mi hiç inandırıcı bulmadığını belirtiyor söz konusu şahıs.

“Eş durumundan yazar” bence dâvâsında samimi.
Samimi de bu işleri hiç bilmiyor...
Mesele şu ki...
Bir hanım veya bey;
Özellikle 28 Şubat sürecinde çok sayıda ordu mensubunun yakın takibe alındığını...
Eşlerinin örtülü, ellerinin gümüş yüzüklü olmasından dolayı “sakıncalı personel” kategorisinde değerlendirildiğini...
Dahası, “içki içmemenin” bile “dikkati mûcip” fiiller arasında sayıldığını...
Ve hatta “Mesai saatleri içinde namaz kılmaktan” dolayı “oda hapsi” cezasına çarptırılan personelin olduğunu...
Bunları ve çok daha fazlasını bilmiyorsa...
O’na köşe sahibi olsa da “Yazar” demezler...
Olsa olsa “Eş durumundan yazar” derler!..

Tabii, böyle bir durumda bulunmak öğrenmeye engel değil...
Kısmetse bugün ve yarın sütunumda iki belgeye yer vereceğim...
Taaa ki, öğrensin “eş durumundan yazar.”
Öğrensin ve bundan böyle -varsa- bildiği konularda yazmayı ilke edinsin...
İşte...
Kara Kuvvetleri Komutanlığı-Tekirdağ çıkışlı bir belge...
Okusun ve öğrensin diye:
1- Türkiye Cumhuriyeti ve Silahlı Kuvvetleri(ni) iç ve dış tehditlere karşı koruma ve kollamak her Türk vatandaşının olduğu kadar T.S.K.’leri personeli ve onların eş ve çocuklarının da en büyük milli görevidir.
2- Bu bakımdan Kara Kuvvetleri’nin tüm personeli ve aileleri birer haber toplama vasıtasıdır.
3- Tüm Kara Kuvvetleri personeli ve ailelerinin elde edeceği her türlü belge, bilgi ve haberi, bu konunun üst komutanlık tarafından bilinip bilinmediği yorumunu yapmadan, silsileler yoluyla üst komutanlığa ulaştırması ve personelin bu hususta bilgilendirilmesi ilgi ile emredilmiştir.
Arz ve rica ederim.

Evet...
Bırakın “birkaç kişinin” fişlemesini veya fişlenmesini...
Bütün personeli hatta personelin bütün eş ve çocuklarını “haber toplama vasıtası” olarak gören “talihsiz askerler” gördük biz...
Ve böyle dönemler...
Kısmetse yarın vereceğim belge de “namaz” meselesiyle ilgili...
Eminim “eş durumundan yazar” bile gözlerine inanamayacak, öyle bir belge yani...

Ha bu arada, “eş durumundan yazar”, “TSK’nın dini dışladığı gibi bir görüntü verilmek istendiğini” öne sürmüş...
Hadi ordan!..
Hiçbirimiz TSK’nın “dini dışladığını” iddia ediyor değiliz...
Sadece...
“Azınlıkta da kalsa bünyede din karşıtlarının olduğunu, bu azınlığın o şerefli üniformayı taşımayı hak etmediğini” vurguluyoruz.
TSK, dini ve dindarları dışlıyor olsaydı “Erbakan Hoca’nın hizmetlerini” över miydi?..
Saçma!..



Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi