Mehmet Talu

Mehmet Talu

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale destanı 218 Mart Şehitler Günü ve Çan

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale destanı 218 Mart Şehitler Günü ve Çan

Müslümanları düşmanlarına karşı bu denlü cesaretli kılan husus: Kur'an-ı Kerim'de: "İki güzelden biri" (Tevbe sûresi:52) şeklinde ifade edilen "şehitlik veya zafer neticesindeki gazilik" inancıdır. Yani, Mü'min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır: Ya öldürülüp şehit olacak veya galip gelerek gazi olacaktır. İşte bu inançla, bu savaşta ikiyüz ellibin vatan evladımız şehit olmuştur. Bu sebeple merhum şairimiz Akif'in:

"Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.

Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!"

diye tanıttığı Anadolu toprakları, kelimenin tam anlamı ile "şehitler yurdu"dur. Onun için: "Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, istiklal uğruna, namus yolunda, can veren Mehmetçiğin yattığı yerdir."

Unutmayalımki, bu topraklar uğruna sadece Çanakkale'de ikiyüz ellibin vatan evladı, gözlerini bile kırpmadan düşmanla göğüs göğüse çarpışmış, şehit olmuştur.

İman, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymada en önemli faktörler olmuştur.

Bu zaferin sırrı milletimizin yekvücut olması, birlik, beraberlik hâlinde bölünmez bir bütün oluşturmasıydı.

"Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez!"

rûhunun yaşanmasıydı. Yâni Çanakkale'de düşmanı, Mehmetçiğin şahsında bütün bir millet mağlup etmiştir.

Bugün de milletçe, aynı ruh ve inanca, aynı birlik, beraberlik ve dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Çanakkale'de şahlanan ruh, milletimizin mayasını oluşturan ruhtur. Bu ruh, dinin, vatanın, namusun, bayrağın, kısaca bizi biz yapan değerlerin en zor şartlarda bile feda edilemeyeceğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu ruhu yaşattığımız müddetçe ulaşamayacağımız hiçbir hedef, başaramayacağımız hiçbir iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun, çözemeyeceğimiz hiçbir problem kalmayacaktır, inşaALLAH.

Bizler için böylesi bir öneme sahip olan Çanakkale zaferinin yıldönümü olan 18 Mart tarihi, 27 Haziran 2002'de 4768 sayılı Kanun'la "Şehitler Günü" olarak kabul edilmiştir.

Bir 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma gününde, şehitlik gezilirken, topluluk içinden biri çıkar ve etrafındakilere yüksek sesle şöyle der:

- Bu nasıl ilkel ve geri bir anlayıştır. İşte tam burası şehitlik. Bir adam çıkmış diyor ki:

"Kim bu Cennet vatanın uğrunda olmaz ki feda,

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda..."

Kardeşim bu topraktır. Hiç toprak sıkılınca şüheda fışkırır mı? diyerek, imanı volkan gibi olan İstiklal Marşı şairimiz merhum Akif'in inancıyla ve sanatıyla alay eder mahiyette yere eğilir, bir avuç toprak alır ve çevresindekilere:

- İşte bir avuç toprak aldım ve sıkacağım. Bakalım şüheda fışkıracak mı? der ve toprağı sıkmak amacıyla elini yummasıyla beraber, parmaklarından kanlar fışkırmaya başlar. Çevresindekilerin şaşkın bakışları arasında meydana gelen bu hadise karşısında adam şok olmuştur. Mesele anlaşılınca görülmüştür ki, o toprak içinde çok yoğun biçimde bulunan ve Avusturya dikeni denen küçük dikenler, elin kılcal damarlarını patlatması neticesinde kanlar o tazyikle fışkırmıştır. Kutsal değerlerle alay eden bu zavallı da uzunca bir zaman cımbızla dikenleri ayırmak zorunda kalmış ve o dikenler de kendisine iyi bir ders olmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi