Batı'yı Uyutmanın Yolu, İrtica

Batı'yı Uyutmanın Yolu, İrtica

1925 deki Şeyh Sait isyanı bastırılırken,dünyaya bunun irticai bir kalkışma olduğu ilan edilir. Sonraki isyanlarda da aynı yol izlenir.Etnik temelli hiçbir isyan, etnik isyan olarak takdim edilmez.Cumhuriyeti kuranlar bu tanımlamadan özenle kaçınırlar.
Şeyh Sait isyanının, etnik bir ayaklanma olduğunu iddia eden araştırmacılar kadar,din eksenli bir kalkışma olduğunu ileri süren yazarlar var. Mesela Uğur Mumcu şeyh Sait isyanını Kürt İslam ayaklanması olarak niteler. Osman Aydın ise bunun bir Kürt Ulusal hareketi olduğunu söyler.
PKK hareketinin ortaya çıkması ile birlikte –isyanlarla-ilgili değerlendirmeler de değişir,ayaklanmalar daha çok –etnik- ögeler ön plana çıkarılarak izah edilir.Gerek Şeyh Sait gerekse daha sonra meydana gelen,Şemdinli,Hakkari,Sason,Ağrı vs. ayaklanmaları PKK için birer Kürt isyanıdır.öyle olsa da, olmasa da, yeni bir tarih ve onun üzerinden yeni bir ulus inşa etmek için isyanlar bu şekilde takdim edilir.
Buna karşılık,Cumhuriyet kuran kadrolar; ilk isyan olan Koçgiri ayaklanmasından, son Dersim isyanına kadar tüm ayaklanmaları İslam’la irtibatlandırarak dünyaya anlatırlar. İsyanları herhangi bir etnik sebeple izah etmeyi siyaseten doğru bulmazlar.Bunun sebebi dış dünyanın –etnik-bir isyana bakış tarzıyla, dini bir kalkışmaya bakış tarzının farklı olmasıdır.
Bu yaklaşım tarzı, o dönem ve Cumhuriyeti kuranlar bakımından doğru olarak kabul edilebilir.
Batı için –İslam- bir tehdittir. Osmanlı aynasında hep İslam’ı görmüş, ete kemiğe, yani yeni bir medeniyet irfanına bürülü İslam’ın kendi varlığını tehlikeye düşüreceğine inanmıştır.Onun için de İslam’la irtibatlandırılan isyanlara dönük her türlü tenkil ve tedip hareketini desteklemiştir.
Aynı bakış tarzı ve aynı değerlendirme –etnik-kimlikler için söz konusu değildir. Bilakis etnik farklılıklar, Batı için her zaman rakibi zayıflatmak için kurcalanması,kışkırtılması gereken verimli bir malzemedir. Dolayısıyla etnik ayaklanmaları bastırmak için Türkiye’ye bir destek vermesi de mümkün değildir.
Cumhuriyeti kuranlar Batı’nın bu yaklaşım tarzından istifade etmeye çalışmışlardır.
Ancak, batı’nın bu marazi bakış tarzı, sonraları da, içeridekilere, her türlü muhalefet hareketine din kisvesi giydirip ezme fırsatı vermiştir.Statüko tüm hasımlarını aynı isimle adlandırmış, aynı gerekçe ile yok etmiştir.Birbiriyle hiçbir ilgisi,hiçbir alakası olmayan isimlerin ortak adı mürteci’dir. Mesela,Şeyh Sait de irticacı,Menderes, Ali Fuat Başgil,Fethi Okyar,Kazım Karabekir, hatta Rauf Orbay gibi isimler de irticacıdır.
Sistem uzun süre aynı hikaye ile dünyayı uyutmuştur.
Hala da aynı yolda yürümeye devam ediyor.
Ama dünyanın artık eski dünya olmadığını görmek gerek.
Statükoyu tehdit eden her harekete irtica yaftası yapıştırarak destek arama devri çoktan geçti.
çünkü, dünya, gerçek İrticanın nerede mevzilendiğini biliyor artık.
Onun için bu defa oyun sökmeyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi