Serdar Arseven

Serdar Arseven

Paşa’ya “Fener” şapkası!

Paşa’ya “Fener” şapkası!

“Şemdinli” dâvâsı ”askeri” mahkemeden “sivil”e döner dönmez müdahil avukatlar harekete geçti.

Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da Şemdinli dâvâsına dâhil edilmesi için girişimde bulunma kararı aldı.


Bu sürece bir dizi yazıyla katkıda bulunmak isterim.


Bir nev’i kamu hizmeti.


Mehmet Ali Altındağ kimdir, bilir misiniz?..


Diyarbakırlı bir iş adamı.


Söz televizyonu ve gazetesi, onun “yönetiminde.”


Namazlı abdestli bir iş adamı, hayır-hasenâta düşkün; son olarak 9 katlı bir külliye yaptırıp bağışlamıştı cemaate.


Serveti inşaattan; özelden ve devletten işler almış, her aldığı işi zamanında, sâlimen teslim etmiş.


Ödemelerinde, taahhütlerinde sağlam bir müteşebbis.


Kamu bürokrasisi, “başa dert” istemediğinden genellikle onunla çalışmayı tercih etmiş...


Mesela askerler!..


Askeriye’nin en stratejik binalarından külliyâtlı bir bölümünün altında birer “kocaman” Altındağ imzası var!..


Kara, Deniz Kuvvetleri, sınır karakolları, bilmem ne evleri, şu, bu...


Made in: Mehmet Ali Altındağ.


Evet...


Altındağ, on yıllar boyunca Askeriye ihalelerini kazanan ve bütün bu süreçte en küçük bir “yamuğu” olmamasından dolayı hep tercih edilen bir isim.


Genelkurmay Başkanları ona çok güvenmiş, Kuvvet Komutanları, Ordu Komutanları...


Askeriye ihâle komisyonlarının kahraman, vefakâr, cefakâr mensupları...


“Mehmet Ali Altındağ bir numara” demiş!..


Peki...


Geçelim “Şemdinli” faslına...


Yazının girişinde bahsi geçen “Muhterem” Yaşar Büyükanıt’ın 7. Kolordu Komutanı olduğu günler...


Diyarbakır da bu Kolordu’ya “bağlı”...


Mehmet Ali Altındağ’ın işleri tıkır tıkır yürürken...


“Tesadüf” bu ya,


“Muhterem” Büyükanıt Paşa’nın “Kolordu”nun başına gelişiyle sıkıntıya girmiş...


Dert nedir, ne değildir...


Oralarda neler olmuştur, olmamıştır, hiçbir malûmatım yok!..


Ancak...


Amma velâkin şunu biliyorum ki, işler bir anda değişmiş...


“On yıllar boyunca” vatanseverliğinden, Ordu severliğinden, komutan severliğinden, dürüstlüğünden, kanuna nizama bağlılığından zerre şüphe duyulmamış olan...


Bu güvenden dolayı da Askeriye’nin en kritik, en hassas, en korunma öncelikli binalarının yapım işleri verilmiş bulunan Altındağ hakkında “7. Kolordu kaynaklı” suç duyuruları söz konusu olmuş...


Paaaat; Mehmet Ali Altındağ bir PKK’lıdır...


Küüüt; Mehmet Ali Altındağ bir Hizbullahçı’dır!..


Dâvâlar dâvâları, duruşmalar duruşmaları tâkip etmiş...


Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yüce mahkemelerindeki dâvâların alayı, Mehmet Ali Altındağ lehine neticelenmiş...


Mahkemeye sunulan “belgeler”, “mühürler” sahte, iddialar asılsız, vesaire...


Şimdiiii...


Bu işlerden hiç mi hiç anlamayan bir kardeşiniz olarak derim ki;


M. Ali Altındağ, gerçekten PKK’lı ya da Hizbullahçı ise...


Yani 7. Kolordu’nun suç duyurularının “Mahkeme kararlarına rağmen” –haklı- olduğu iddia ediliyorsa...


Askeriye’nin onca hassas, kritik binasının, tesisinin “yapım” işi, hatta “sınır karakolları”nın yapım işi nasıl oldu da “on yıllar boyunca” Altındağ’a verildi?


Madem öyleydi; Altındağ’a bu ihaleleri veren Komisyon Üyeleri’nin tamamı veya “alay”ı niçin yargılamadan geçirilmedi?..


Madalyonun diğer yüzü:


Altındağ, PKK’lı veya Hizbullahçı değilse...


O zaman, bu suç duyuruları nereden çıktı?


Ve çok daha önemlisi niçin çıktı?!..


Bu işlerden anlıyor olsam, bir tahminde bulunabilirdim...


Ne yazık ki, içinde bulunduğum hal, yorumu “aklı erenlere” bırakmamı gerektirmekte!..


Ha bu arada;


Mehmet Ali Altındağ’ın hakkındaki iddialardan dolayı sıkıntıda olduğu günlerde bazı müessif olaylar meydana geliyor...


Allah rahmet eylesin, oğlu ve işçileri öldürülüyor...


Tesislerine baskınlar filan...


Bunların hepsi, yeni HSYK tarafından itibarı iade edilmiş bulunan “Eski HSYK mağduru” Savcı Ferhat Sarıkaya’nın iddianamesinde ve Meclis Komisyonu’nun kayıtlarında!..


Dedim ya bu işlerden anlasaydım, olayları birbirine bağlamayı ve bir sonuca ulaşmayı becerebilirdim...


Şimdi...


Yapabileceğim tek şey “Sivil Mahkeme”lerden çıkacak sonuçları beklemek!..


Umarım ki bencileyin bir Fenerbahçe taraftarı olan Yaşar Büyükanıt Paşam, bu yaman süreçten aklanarak çıkar...


Ve ben de kendisine şöyle “markalısından” bir Fenerbahçe şapkası gönderirim...


Hem de “Şapka Devrimi”nin yıldönümünde!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi