Yüzde 50 az bile

Yüzde 50 az bile

Türkiye’de siyaset yapan herkesin görmesi gereken gerçek, bu ülkede inanç anlamında muhafazakar ama tutucu olmayan bir halkın yaşamakta olduğudur.

Bu insanlar inançlı olduğu kadar dinamik ve değişimden yana.

AK Parti’yi tercih etmeleri muhafazakarlıkları kadar bu partinin değiştirici gücünden de kaynaklanıyor.

AK Parti’nin Kayseri, Konya, Gaziantep, Denizli, Kayseri, Bursa gibi illerde gösterdiği büyük başarı buradan kaynaklanıyor.

AK Parti’nin yüzde 60’ın üzerinde oy aldığı bu iller Türkiye’nin küresel, rekabetçi, dünyayla barışık yüzünü temsil ediyor.

Son 10 yılda yaşadığımız hızlı gelişim ve değişimden en büyük payı olan bu iller, Türkiye’nin gelecek vizyonunu en iyi şekilde yansıtıyor.

Bu insanlar sadece istikrarı değil aynı zamanda değişimin devamını talep etti.

Değişimi sadece İstanbul’da değil, Anadolu’nun her köşesinde görüyorsunuz.

İhracat olarak görüyorsunuz, duble yol olarak görüyorsunuz, hastane, okul olarak görüyorsunuz.

AK Partili belediyeler tarafından yönetilen bu iller yerel yönetim bazında da geçmişte eşi görülmemiş sıçramalar yaşıyor.

Bu insanlar aynı zamanda vesayet sistemi altında yaşadıkları baskıdan kurtulmanın keyfini de çıkarıyor.

Aslında Türkiye’nin son 10 yıllık yolculuğuna bakınca yüzde 50 az oy bile denilebilir.

Hele muhalefetin haline bakınca kesinlikle çok az bile diyebiliriz aslında...



Kürtleri dinleyin

Bağımsız adayların aldığı oy oranı büyük bir organizasyonu kadar bölge halkının azim ve kendi geleceğini biçimlendirme kararlılığını da gösteriyor.

Bu sonuç bölge halkının diline, kültürüne, kendi kaynaklarına sahip çıkma arzusunu ortaya koyuyor.

Bu talep görmezden gelinemez.

Madalyonun diğer yüzünde ise bu talebin şiddet unsuru olmadan dile getirilmiş olması.

Bu tablo, Türkiye’nin bu köklü sorununun çözümünde artık şiddete yer olmadığı gerçeğinin görülmesi.
BDP çatısı altında siyaset yapacak olan tüm siyasetçilerin bu gerçeği görmesi ve çözüm yolunda gerilim yaratacak adımlardan kaçınması gerekir.

CHP liderinin Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısına olumlu yanıt vermiş olması umut verici bir gelişmedir.

Sezgin Tanrıkulu’nun içinde olduğu bir CHP, bölge halkının taleplerinin gerçekçi bir gözle değerlendirilmesi ve çözümü yolunda büyük bir artı olacaktır.

Türkiye artık sadece Ankara’dan yönetilemez. Bunu görelim.

İyi başladı gibi, umarım, sonu da böyle gelir.



Aman Erdoğan’a akıl vermeyin

Öyle akıllarınız var ki, akla ziyan.

Akıl verdiklerinizin hali ortada...

Mesut Yılmaz, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Abdüllatif Şener, Deniz Baykal...

Hepsi turnikeden geçip gitti.

Hüsamettin Özkan, Mehmet Ali Bayar, Kemal Derviş gibi gaza getirip ortada bıraktıklarınızı saymıyorum bile.

Kılıçdaroğlu’na akıl vere vere çorba gibi bir liste yaptırdılar.

Yarı Ergenekon, yarı bir kısım medyadan oluşan listenin yüzde 35-40 alacağına hem kendileri inandılar, hem de Kılıçdaroğlu’nu inandırdılar.

Sonuç yine onlar için hüsran oldu.

Şimdi de yüzde 50 oy almış Erdoğan’a akıl vermeye soyunmuşlar.

Bir susun oturun kardeşim...



CHP-MHP koalisyonu sandıkta gerçekleşti

Araştırmacılarını dinleyince bayağı bayağı CHP-MHP koalisyonuna inandıklarını daha net görüyorum.

CHP’yi bu nedenle yeniden dizayn etmişler.

Ama evdeki hesap sandıktakine uymadı, 2 parti AK Parti kadar oy alamadı.

Ama seçmen koalisyonu sandıkta yaptı.

AK Parti’nin tek başına anayasa yapacak çoğunluğa erişmesinden endişe eden bir kısım kentli seçmen oyunu MHP’ye verdi.

Koalisyon tabanda başladı bile yani...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi