Yener Dönmez

Yener Dönmez

Bir garip ittifak!

Bir garip ittifak!

Dünkü Aydınlık gazetesinde Suriye’deki çatışmalarda kullanılan silahların Türkiye kaynaklı olduğu iddia edildi.
Aydınlık kendi vatandaşına tanklarla savaş açan Esat Rejimi’ne destek veriyor.
İşçi Partisi’nin gazetesi Aydınlık, Suriye’deki çatışmalar başladığından beri olayları Türkiye’ye mal etmeye çalışıyor.
Son olarak da iç çatışmada kullanılan silahların Türkiye’den temin edildiğini haberleştirdiler.
Perinçek, geçmişte PKK’ya kol kanat geren Marksist Baas Rejimi ve Esat yönetimine açıktan destek veriyordu.
Perinçek’in Öcalan’a gül verdiği ünlü ziyareti de Suriye’de gerçekleştirilmişti.
Tabii Türkiye’yi suçlayan sadece Aydınlık değil.
Suriye Barolar Birliği Başkanı Nezar Sekif’e göre, tutuklanan kişiler “silahları Türkiye’den sağladıklarını” iddia ediyorlar.
Avukatlardan oluşan barolar bütün dünyada tutuklu ve sanıkları savunurken, Suriye’de tam tersi bir durum sözkonusu.
Bu da Suriye’deki zulüm rejiminin en iyi göstergesi aslında.
Aydınlık bu akıl almaz iftirayı haberleştirmiş.
İran Fars Haber Ajansı da, “Türkiye bu haberleri resmen yalanlamazsa, BOP eşbaşkanlığı rolüne fiilen soyunduğunu ve Ortadoğu’da ABD’nin çıkarlarını temsil ettiğini belgelemiş olacak” diye neresinden tutsanız elinizde kalacak bir haber yayınladı.
İran Devlet Televizyonu Press TV ise Türkiye’yi Suriye’ye karşı iftira kampanyası yürütmekle suçladı.
Aydınlık, hem Suriye’den Türkiye’yi suçlayanları hem de İran’dan Türkiye’yi suçlayanları cımbızlayıp haberleştiriyor.
Seçimlerden önce Türkiye’de normal zamanda bir araya gelemeyenlerin aynı çizgide ittifak ettiklerine şahit olmuştuk.
Suriye’de oluk oluk kan akarken şimdi de Aydınlık-Baasçılar-İran’ın aynı ittifakta yer aldığını ilginç biçimde görüyoruz.
Suriye’de olanları izliyorsunuz.
Bırakın insanları, Esad rejimine karşı olduğunu düşündüklerinin ineklerini, koyunlarını bile yok ediyorlar.
Yüzlerce kadına tecavüz edildi. Tam anlamıyla kontrolden çıkmış, “yakın-yıkın” emri verilmiş bir diktatör yönetimiyle karşı karşıyayız.
Öldürülenler bizim komşularımız.
Din, tarih, kültür ve akrabalık bağımız var.
Aktif insani tutum sergileyen tek bölge lideri Başbakan Erdoğan’ı, vahşeti gözleriyle görmüş, hâlâ canlı kalabilmiş sanıklara işkenceyle dayatılan ifadelerle suçlayanlara ve onlara çanak tutan ittifaka bakın.
Nükleer çalışmalar bahanesiyle İran’a yönelik müdahale arayışlarının karşısında dimdik duran tek lider Erdoğan, tek ülke Türkiye oldu.
Bunun pek çok riskini üstlendi ve bedelini ödedi Türkiye.
Komşumuz da savaş zulmü görmesin, Müslümanlar ölmesin diye.
Türkiye böyle yaparken, İran devlet televizyonu ve resmi haber ajansı eliyle saçma sapan iddialarla Türkiye’yi suçlamak doğru değil.
Türkiye’nin bölgede gösterdiği bütün iyi niyet çabalarına vefasızlık olur bu.
Hama Katliamı’nı unutmadık henüz.
Esad, binlerce insanı tarihe geçen bir vahşetle topluca yok etti.
Bu zulme göz yummasının lekesini halen silebilmiş değil İran.
Bugün tekrar aynı tavrı gösterdiğini üzülerek görüyoruz.
Dini ve insani hakların üstünlüğü esasına göre değil de farklı müştereklerle hareket etmek çok yanlış.
Suriye halkı, Türkiye’nin de İran’ın da komşusu.
Annesinin elinden tutmuş sessizce yürürken keskin nişancı atışıyla sırtından vurulan çocuk, evinde dört askerin tecavüzüne uğrayınca intihar eden genç kız, ailesini güvenli bir yere götürmek isterken tank mermisiyle arabası vurulan baba ve diğerleri...
Hepsi bizim kardeşimiz, komşumuz, dindaşımız...
Bu zulme seyirci kalan, göz yuman, açık örtülü destek veren, bedelini iki dünyada da öder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi