Tek Parti Geleneğinden Kurtulamayan Parti, CHP

Tek Parti Geleneğinden Kurtulamayan Parti, CHP

CHP ,Halk fırkası adıyla 1923 yılında Atatürk tarafından kuruldu.Kendini, kurtuluş savaşını örgütleyen Anadolu ve Rumeli müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin devamı saydığı için devletle özdeşleştirdi.
1946 yılına kadar serbest fırka ve Terakki perver Cumhuriyet fırkası denemeleri hariç hiç rakibi olmadı.Seçimlere tek başına girdi,rekabet edebileceği siyasi bir güç, yarışabileceği bir aktörle karşı karşıya gelmedi.
Yalnız olmak seçimleri anlamsız hale getirdiği için CHP’yi de halksız bir politika biçimine kaydırdı.İktidar olmak için halka ihtiyaç olmadığı için, siyasetini de halka göre tanzim etmedi.Halksız siyaset git gide CHP de bir gelenek halini alarak genlerine işledi.
CHP’yi iktidarda tutan güç devlet, devleti belirleyen ise CHP idi. Bu orta oyununda Halk ise sadece bir dekor malzemesiydi.Beğense de beğenmese de dört yılda bir sandığa gidip CHP ye oy vermek zorundaydı.
1946 da çok partili hayata geçildi.1950 de yapılan İlk serbest seçimde CHP ağır bir yenilgiye uğradı.DP büyük bir başarı elde ederek,hem Türkiye, hem de CHP için yeni bir süreç başlattı.
Türkiye, iktidarları halkın belirlediği bir döneme girdi, CHP ise bir daha iktidara gelemeyeceği, hep muhalefette kalacağı bir devreye girdi.1950 den 2007 kadar CHP ufak iniş çıkışlara rağmen hiç seçim kazanamayarak muhalefetteki yerini korudu.Ecevit’in 1974 seçimlerindeki başarısı hariç, hiçbir zaman birinci parti de olmadı.
58 yıldır art arda gelen seçim yenilgilerine rağmen CHP bir özeleştiri yapma gereği hissetmedi.Ecevit’in 1974 deki başarısı bile doğru dürüst analiz edilemedi,tek parti dönemindeki alışkanlıklar ısrarla devem ettirildi.
Tek partili siyaset, partinin halka ihtiyaç duymadığı siyaset biçimidir.Bu tarz bir siyasette belirleyici olan halk değil, parti yönetimidir.Halkın ne düşündüğünün hiçbir önemi yoktur.CHP böyle bir anlayışla kurgulandı.Kayıtsız şartsız bir iktidar partisi olarak dizayn edildi.Rekabete, siyasi yarışa göre tanzim edilmediği için,hiçbir zaman çok partili hayata ayak uyduramadı.Yarışma ve siyasi rekabet kültürü olmadığı için iktidar olabilmek için daha çok devlete yanaştı.Rakiplerini siyasi muhalif olarak görmek yerine, devletin muhalifi olarak gördü.Siyasi rekabetin bir tarafına devleti koyarak ,rakiplerini bertaraf etmeye çalıştı.
Uzun zamandır Baykal’ın demeçlerini, kullandığı siyasi dili dikkatle takip ediyorum. Değişen hiçbir şey yok.CHP hala halksız bir zeminde yürümeye devam ediyor.Politik görüşlerini toplumun ihtiyaçlarından alacağına, sistemin korunması,tahkim edilmesi düşüncesinden alıyor. Halkın sesi, CHP’nin kulaklarına erişmiyor.Ekonomi, işsizlik,demokrasi, temel hak ve hürriyetlerin genişletilmesi CHP’nin gündeminde yok. CHP laikliği,rejimi,Cumhuriyeti konuşmayı tercih ediyor.Böyle bir siyaset biçimi de, her seferinde halkın sinesine çarpıp geri dönüyor.
CHP iktidar için kurgulanmış, tek parti siyasetinden, rekabete ve halka dayalı çok partili siyaset biçimine evrilmediği müddetçe, bugünkü siyasi zemininde hiçbir şansı yoktur. üstelik böyle bir CHP, çatışma kültürüne hizmet ettiği için Türkiye’nin ve Türk demokrasinin önünü tıkıyor.Daha sağlıklı bir ülke,daha güçlü bir demokrasi için CHP’nin ıslah edilmesi şarttır.Hatta CHP’nin siyasetinin merkezine yerleştirdiği devletin güçlenmesi de buna bağlıdır. çünkü halk olmadan devlet olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi