M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

“Medreseye Gitmeseydim Dağa Çıkardım”

“Medreseye Gitmeseydim Dağa Çıkardım”

Haberi duyunca inanmak istemedim.
Habere göre Diyanet, Nûbihar Yayınevi’nin Kitap Fuarına katılım isteğini reddetmiş.
Gerekçeyi bilmiyoruz.
Bildiğimiz, adı geçen Yayınevi’nin “Kürtçe” İslâmî kitaplar bastığıdır.
Türkiye’de ilk defa Kürtçe mevlidi, Kuran-ı Kerim meâlini, Riyazu’s-Salihin’i, Kuran tefsirini ve Kürt tasavvuf eserlerini hep bu Nûbihar Yayınevi basıp yayınlamış.
Şayet Diyanet, bu Yayınevi’ni Kürt kültürüne ve kimliğine hizmet ediyor diye reddetmişse, yanlış yapıyor.
Çünkü Devlet, Halk Eğitimde Kürtçe kursları, Üniversitede Kürtçe bölümleri, Kürtçe radyo yayınları ve TRT Şeş Kürtçe Televizyon kanalı ile zaten bu meseleyi çoktan sorun olmaktan çıkarmış durumda.
Demokratik açılım kapsamında Kürt dilinin önündeki engellerin kaldırılmasıyladır ki, başta Kürt klasikleri olmak üzere Kürtçe yayınlanan eserler, kasetler, CD’ler serbestçe alınıp satılıyor ve her yerde rahatlıkla okunup yayınlanabiliyor.
Diyanet, söz konusu Yayınevi’ne getirdiği yasağın makul gerekçesini açıklamalıdır.
Aksi halde zan altında kalacaktır.
***
Bu haberin çıktığı günlerde tevafuka bakın ki, bir mektup aldım.
Vefa borcu ve teşekkür başlıklı mektupta Ali K. Aynı dertten şikayetle şöyle diyor:
“S.A. Saygı değer büyüğüm,
Öğrencilik dönemimde Diyarbakır’dan geldiğimden ötürü .....İ.H.Lisesine kayıt yapmaya gelirken yaşadığım sıkıntıyı sizinle paylaşmak üzere Timav’a gelmiştim.
Bana gösterdiğiniz ilgi ve alaka karşısında bu ülkede umutlarımızın bitmediğini tekrar görmek beni daha fazla heyecanlandırmıştı.
Okul müdürü olan belli bir ekolün idarecisi beni Kürt kimliğimle yargılayıp kayıt almayınca sizin gözlerinizdeki mücadeleyi ve bana sahip çıkmanızı hiç unutmuyorum.
(....İHL) kayıt yapmayınca beni (......İHL’ye) tavsiye edip kaydımı sağlamanız kayda değer bir mücadele idi.
Belki siz, yapmanız gerekeni yaptınız fakat tanımadığım memlekette bana kucak açmanız gönlüme su serpmişti.
Bütün bunlar için size teşekkür eder…Başarılarınızın devamını dilerim…Mevlam sizlere merhametiyle muamele etsin.
Bu üzücü mağduriyeti yaşarken o an bunları hissetmiştim : Diyarbakır’dan ilk kez çıkan birisi olarak batı ile diğer manada Türk kardeşlerimle ve sosyal hayatla aslında yeni tanışmıştım.
Nesebî olarak siyaset güden BDP ve yanlılarına o an haklılıklarını görmek beni derinden yaralamıştı.
Ki, kayıt müracaatımda (müdürün) kimliğimi yüzüme fırlatması benim ona olan cevabım: “Eğer ben medrese eğitimi almamış bir genç olsaydım, şu an dağlara çıkardım. Fakat beni inancım engelliyor” şeklindeki sözüm şahsım adına düşündürücüdür.
Bu olumsuz anımı sizlere hatırlattığım için özür diler, tekrar yaşanmaması dileğiyle…
Allah’a emanet olun. Selam ve Dua ile.”
***
Bu ve benzer olayları, ülke olarak geçmişte çok yaşadık.
Bugün biraz mesafe alsak da, hala izlerine rastlamaktayız.
Bazı beyinsizlerin çarpık anlayışları, etnik ayrışmayı körüklemeye devam ediyor.
Kimse anne babasından doğarken etnik kimliğini seçerek dünyaya gelmedi.
Her etnik unsurun kendi dilinde okuyup öğrenmesi, insanî hakkıdır.
Nasıl ki, ana dili Türkçe olanların kendi dillerinde yazılmış kitaplardan dinlerini öğrenme hakkı varsa, ana dili Kürtçe, Boşnakça, Arnavutça, Çeçence, Kırgızca, Kazakça... olanların da kendi dillerinde yazılmış kitaplardan dinlerini öğrenme hakları vardır.
Buna karşı çıkmak; insanın kendi ana diline ve etnik kökenine karşı çıkmakla eş değerdir.
Bir insana ve kuruma, etnik kimliğinden veya dilinden dolayı farklı muamele yapmanın adına siz ister ırkçılık deyin ister faşizm, isterse şoven milliyetçiliği veya militarist despotizm, neticede bu tamamen insanlık dışı cahilî bir uygulamadır.
***
Kürt Vatandaşlarımızın sorunlarını çözmeye çalışan yetkililer, Ali’nin söylediği “Medreseye gitmeseydim dağa çıkardım” sözüne kulak vermelidirler.
Açılımın veya çözümün şifreleri bu sözlerdedir.
Doğuda da batıda da ülkenin her yerinde İslamî eğitim ve ahlak mutlaka güçlendirilmelidir.
Buna kulak tıkamaya devam edersek, Alman Die Welt gazetesinin yeni başlattığı "TÜRKİYE'DE BİR KÜRT DEVLETİ KURULMASINI İSTER MİSİNİZ ?" anketine kadar giden hainliklerle daha çok karşılaşırız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi