Serdar Arseven

Serdar Arseven

Piyasalardaki sıkıntı ve kriz beklentisi üzerine...

Piyasalardaki sıkıntı ve kriz beklentisi üzerine...

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat Ergün’ü bir grup işadamıyla birlikte ziyaret ettik...

Malûm, bugünlerde piyasa hayli sıkışık.

Yetkililerin krize ilişkin “çelişkili” açıklamaları endişeleri iyice artırdı...

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) birden bire yüzde 6.25’ten yüzde 5.75’e çekmesi, “büyük bir kriz beklentisine” yoruldu.

Yunanistan iflas etti edecek derken, İtalya ve Portekiz de topun ağzına geldi.

Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD’nin senatosu ek bütçe tasarısını onaylamadı.

ABD tarihinde bir ilk;

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standart & Poor’s ülkenin “AAA” olan kredi notunu “AA+”ya çekti.

Panik büyüdü.

Gelişmiş ülkelerin liderleri, “durumu” değerlendirmek üzere bir araya gelme kararı aldı.

Dıştaki bu gelişmelere paralel olarak, iç piyasalar da hayli gerilmiş durumda.

Bugünlerde herhangi bir “esnafı” ziyaret eden herkes, gerilimin farkına varır; piyasada para dönmüyor, tüketim kalemlerinin zaruri olmayanları ertelenmiş gibi...

Döviz (dolar-euro) Merkez Bankası’nın “tedbirlerine” aldırmaksızın yukarı yönlü seyrine devam ediyor...

Tahmin edilmesi gereken, bu havanın “geçici” olup olmadığı...

Uzmanlara sorduğumuzda “Döviz fazlamız var, bankacılık sistemi sağlam, reel sektör şirketlerinde açık pozisyon riski yok... Kriz dönemlerindeki belirtilerin hemen hiçbirini görmüyoruz. Piyasalar rahat olsun” yollu cevaplar alıyoruz...

Bunca senedir piyasa nabzı tutmuş bir kardeşiniz olarak meseleye benim nasıl baktığımı merak edecek olursanız...

Görebildiğim kadarıyla, ABD ve diğer “batı” ülkelerindeki krizler Türkiye için “yeni fırsatlar” oluşturacak...

Alman basını geçtiğimiz hafta, “Avrupa’daki tersine göç arayışından” bahsediyordu.

Ekonomik krizin nefesini ensesinde hisseden Avrupalılar, yaşam şartlarının çok daha uygun olduğu Türkiye’ye yöneliyorlarmış...

Siyasi çalkantılar içindeki Arap Dünyası’ndaki itibarımız zirvede, birçok Arap yatırım için “Türkiye”de karar kılmış durumda.

Yurtdışından gelen e-postalar, büyükelçiliklerde yaptığımız görüşmeler, dış basın takibimiz hep aynı yöne işaret etmekte...

Öyle tahmin ve umut ediyoruz ki, önümüzde parlak bir süreç var.

Bizim görüşümüz bu...

Kabine üyeleriyle görüşmelerimizde de benzeri değerlendirmeler öne çıkıyor.

Hiçbirinde “kriz” endişesi görmüyorum...

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’le girmiştik yazıya...

Sebeb-i ziyaretimiz gayet net:

“Kriz var mı yok mu?”..

Bunu sorduk...

Şöyle dedi:

“Hiç kimsenin endişesi olmasın; yıl sonunda yüzde 7 civarında bir büyüme oranını yakalayacağız. Bütün veriler bunu gösteriyor. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 oranını yakalayarak rekor kırmıştık. Bu hava devam ediyor... İşte, 2011 Haziran’ında Sanayi Üretim Endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6.7 oranında artış gösterdi. Bu 2005 yılından bu yana kaydedilmiş en yüksek haziran ayı değeridir. İmalat sanayi endeksinin yıllık bazda yüzde 7.5 oranında artış göstermesi de çok önemlidir.”

“ŞARTLAR ZOR AMA YOLUMUZ DEĞİŞMEZ!..”

Şunu da sorduk:

“Dünyanın en büyük ekonomilerinin bunalımda olduğu ve dünya tüketiminin büyük ölçüde düşeceğinin göründüğü bir dönemde Türkiye nasıl bir yol izleyecek?.. Bu işten nasıl sıyıracak?..”

Dedi ki Bakan Ergün:

“Evet, şartlar zor. ABD’nin kredi notu tarihinde ilk defa düşürüldü. Gelişmiş ekonomiler sıkıntıda, bütçe açıkları ve borç oranları endişelere sebep oluyor. Şartlar zor ama yolumuz değişmez. Türkiye, seçim yılı olmasına rağmen, 2.9 milyar TL bütçe fazlası verdi; son 41 yılın en başarılı performansı bu. Kriz tartışması boş. Dışarıdaki sıkıntılar fırsatları da beraberinde getiriyor. Önümüzdeki dönemde, yatırımların önünü daha da açacak düzenlemelerimiz gündeme gelecek... Hesabını krize göre yapan kaybeder!..”

Bence de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi