M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Teravih Yok veya Yasaklandı mı?

Teravih Yok veya Yasaklandı mı?

Tartışmayı çok lüzumsuz gördüm ama konuya duyarsız da kalamadım.
Bir kere “teravih namazı yoktur” sözü çok keskin bir ifadedir, sahiplerine yakıştıramıyorum.
“Peygamber bu namazı yasakladı” sözü de, en az onun kadar yaralayıcıdır.
Bu mantıkla, bu üslupla bir yere varılamaz.
Hadi teravih namazını yok sayalım ve camilerde yasaklayalım.
Asırlarca İslam aleminde tatbik edilen bu toplu ibadeti terk etmek, bize ne kazandıracak?!
Bir zamanlar, darülharp diye bu ülkede cuma namazı kılınmaz yargısıyla cumayı terk kampanyası başlatmışlar ve camileri de boykot etmişlerdi, ne oldu?!
Şimdi de, Ramazanın en canlı ibadeti için mi aynı şey yapılmak isteniyor?!
Diyelim ki, Türkiye’deki camilerden teravihi kaldırdınız, diğer İslam ülkelerindeki camilerde kılınanları ne yapacaksınız?!
***
Bazı insanlar, teravih namazı hakkında Kur’an’dan ve Sünnet’ten delil var mı, diye soruyorlar.
Onun için biz de delilli yazmaya çalışalım.
İsim olarak teravih olarak geçmese de, Kur’an’da gece namazı hakkında yeteri kadar ayet vardır. (Furkan,64; Secde,16; Zümer,9; Zariyat,17,18; Müzzemmil,3,4,20; İnsan,26. vb. gibi)
Teravih de gece kılındığına göre, bu namaz Kur’an’da yok demek, çok cüretkâr bir iddiadır.
Teravih gerçekten de bir gece namazıdır.
Teravih ismi, sonradan bu namaza verilen bir isimdir.
Asıl adı, Ramazanda yatsı namazından sonra kılınan gece namazıdır.
Terviha’nın çoğulu olan teravih lügatte; istirahat etmek, dinlenmek demektir.
İki selam arasında bir miktar istirahat yapıldığı için bu isim verilmiştir. (Kamusü’l-Muhit, c.1, s.474.)
Teravih sünnet’te de vardır. Efendimiz bu namazı kılmış, ardında sahabeler de kılmışlardır.
Ama, bu namazın evde mi, mescitte mi veya kaç rekat kılınacağı meselesi ayrı bir konudur.
Rasülullah’ın yasaklaması ise, bu namazın kılınması değil, camide cemaatle edasıdır.
Gerekçesi de, kendi döneminde bu namazın farz veya vacip kılınma endişesidir.
Vefatından sonra, böyle bir tehlike ortadan kalktığı için Hz.Ömer (r.a), teravih namazını camilerde cemaatle kılınmasına içtihad etmiş ve bütün sahabilerce de bu kabul edilerek icma oluşmuştur.
***
Buhari ve Müslim’in naklettiğine göre, Rasûlüllah (a.s) Ramazan gecelerinde ayrı ayrı üç kere çıkarak Mescid-i Şerif’te cemaatle teravih kılmışlardı. Efendimiz, Ramazanın üçüncü, beşinci ve yirmi yedinci gecesi Mescitte teravih namazı kıldı. Sahabeler de arkasında kıldılar. Rasûlüllah’ın bu kıldırdığı namaz toplam 8 rekat idi. Bâkî kalan rekatları da evlerinde tamamladılar. (Mezahibü’l-Erbaa,c.1,s.341)
Hz. Peygamber, sabahleyin evden çıkıp camide namazı kıldıktan sonra:
“Ey insanlar, sizin cemaatle Ramazan’da teravih namazı kılmaya olan şiddetli arzu ve iştiyakınızı görüyorum. Benim için namaza çıkmaya hiçbir mani yoktur. Yalnız, böyle aşırı bir iştiyak ile devam edilerek üzerinize farz kılınmasından, sizin de edasına muktedir olamayacağınızdan endişe ettim.” buyurdular.
Böylece, herkesin evlerinde münferit olarak yani tek başlarına kılmalarını emr(tavsiye)ettiler. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, c.4, s.86.)
Yine Peygamberimiz bu namazın fazileti hakkında şöyle buyurdular:
“Kim ki Ramazanda iman ederek (inanarak), sevabını umarak, Allah rızası için geceleri kıyam ederse geçmiş günahları mağfur olur.” (Buhari, c.2, s.252.; Kenzü’l-Ummal, c.8, s.461)
Hadis-i şerifteki kıyam’dan maksat, ulemanın ittifakıyla teravih namazıdır. (Kirmani, c.9, s.152)
***
Demek ki teravih namazı sünnet’te vardır ve sahabe-i kiram ve ümmetin icmaı ile sünnet-i müekkede’dir.
Sahabenin icmaı, mütevatir hükmündedir, yani nass gibidir. (İzmirli, Mülahhas İlm-i Tevhid, s.13)
Teravih namazını İnkar eden, fırak-ı dâlle’den (sapık fırkadan) sayılmıştır ve şahitliği merduttur.
Zira, Rasûlüllah (a.s) teravih namazını kendisi Mescid-i şerifte sahabeyle kılmışlardır. (Tahtavi, s.224)
Şunu da hatırlatalım: Teravih, orucun sünneti değil, vaktin sünnetidir..
Bu yüzden, ihtiyarlık, hastalık, yolculuk vs. sebeplerle oruç tutamayanlar, teravih namazını kılarlar.
Asıl hedef, namaz kılanları camiden soğutmak değil, kılmayanları namaza ve camiye teşvik olmalıdır.
Müslümanları ibadetlere teşvik etmek yerine terk etmelerini söylemek, ancak şeytanları sevindirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi