Deniz Baykal’ın amansız muhalifi Mustafa Sarıgül, olan biteni keyifle izliyordur mutlaka...
Nasıl keyiflenmesin:
Vakit’in, bir CHP önde geleni ile Vali arasındaki biçimsiz görüşmeleri basmasından sonra,
öyle “tirajikomik” bir yola girdi ki parti yönetimi...
Evlere şenlik!..
Binayı baştan sona taratmış, parti otolarında bile böcek-möcek aratmış olmaları amma matrak!..
En ağırından başlayarak partinin bütün topları kameralar karşısına geçip...
Kimi durumlarda da ip gibi dizilip;
“İktidarın derin devleti bizi dinliyor. Malzemeyi de bir dinci gazeteye veriyor” filan demezler mi?..
Abuk sabuk laflar...
Diyorlar ki:
“İleri teknoloji kullanıyorlar!..”
Kimler?..
Hangi istihbaratçılar?..
Manyak mı adamlar, hangi olayda nasıl tavır koyacağı yediden yetmişe bilumum vatandaşın malûmu olan CHP gibi katı statükocu bir partiyi izlemek için ileri teknoloji masrafı yapsınlar!..
Hani MHP’liler, “Biz de şüpheleniyoruz” filan diyor ya...
E orası bir derece...
Birileri gerçekten de ileri teknoloji kullanmak suretiyle MHP’yi takibe almak isteyebilir...
Zira sürprizi olan bir partidir bu...
Zamana, zemine göre farklı davranışlar gösterebilir...
Ne bileyim, öcalan’ı ipe göndermek vaadine yaslandırdığı seçim kampanyasının ardından iktidara gelmişse eğer...
“İdamın dondurulmasından” yana tavır alabilir...
Ya da,
Bir başörtüsünden yana, bir başörtüsüne karşı pozisyon alışını “AK Parti’ye böyle gol atarlar” yollu açıklamalarla izah ederek, dünya âlemi şaşırtabilir...
Dolayısıyla, MHP’nin hangi durum karşısında ne yapacağı önceden tam olarak kestirilemeyebilir...
Hâl böyle olunca da, herhangi bir odağın MHP’yi dinlediği yönündeki iddia kabul görebilir...
Lâkin, CHP’yi kim, niye dinlesin Allah aşkına!..
Ne öğrenecekler ki oradan?..
Ya, arkadaşlar...
çok komik be!..
Koca koca adamlar...
“AK Parti’nin CHP’yi dinletip dinci gazeteye servis yaptığını” filan öne sürmezler mi!..
Efendim,
Benden tavsiye:
çekirdeği yutmadan önce, şöyle bir ilgili mahalle getirip ölçecek, çıkartıp çıkartamayacağını hesap edeceksin...
Bunu yapmıyorsan eğer, meyveyi çekirdeğiyle beraber yutmanın hazzını unutturacak kadar yaman bir sıkıntıyı göze alacaksın!..
Geçelim...
Bir de istihbaratçılar filan var...
Onlar da ekranlardan ahkâm kesmez mi?..
Biri;
“Bu uluslararası istihbaratın işi” filan diyor...
Bir başkası bunu AK Parti’ye destek veren bir cemaatin yaptırdığını öne sürerken; diğeri,
“İsrail’den şüpheleniyorum!..”
Böyle...
Saçmalıklar gırla gidiyor!..
Bir de şişirilmiş bidon misali yazarlar var...
Onlar da, Baykal’ın peşinden cumburlop Deniz’e!..
Yok “bu Yüce Divanlık bir olaymış, hükümet hesap vermeliymiş, emniyet içindeki suçluyu ilan etmeliymiş...”
Bunu fırsata dönüştürmeliymiş!..
Vay sazan!..
Ne komedi ne komedi!..
Hele bakın...
İlk gün esip savuran, hükümeti istifaya davet eden CHP takımı, olayın gerçek yüzü ortaya çıkmaya başlayınca...
Ve tabii...
Aklı sonradan gelip de şöyle bir araştırınca...
Hafiften tornistan moduna geçti...
Şimdilerde, “Eeee, Bakan da sütten çıkmış ak kaşık değil hani, bu hükümet de tümden suçsuz mu yani” filan demeye başladı...
CHP Genel Merkezi’nde büyük bir panik havası hâkim...
İlk gün ettikleri o kocaman lafları nasıl çıkartacaklarını ya da gündemi nasıl değiştireceklerini düşünüyorlar!..
Hadi bakalım, suç duyurusu kime?..
Hükümet’e mi, İçişleri’ne mi, Emniyet’e mi?..
Adama gülerler!..
Yoksa...
Vakit’e mi?..
O zaman da...
“Hani hükümet yapmıştı servisi?” derler!..
Arkadaş, diyorum ki:
Yazıklar olsun, Sayın Baykal’a bunca zamandır verdiğim desteğe...
Yazıklar olsun emeklerime!..
Ben ki, onca tepkiyi göze alıp Baykal’ın CHP’nin başında kalmasının önem ve faydasına dikkat çekmiştim...
Ben ki,
Onu elimden geldiğince desteklemiştim...
Şimdi,
Beni arayıp da dalgasını geçenlere ne diyeceğim!..
Ooof of!..
Haaaa... Haaaa... Ha!..